8 Ekim 2011 Cumartesi

VOLEYBOL BÖYLE OYNANIR! SÜPER KUPA FENERBAHÇE'NİN!



Fenerbahçe Erkek Voleybol takımımız bugün oynanan Süper Kupa maçında Arkas'ı yenerek tarihimizde ilk defa bu kupayı müzemize kazandırdı. Oynanan voleybol ise bir o kadar güzel, bir o kadar keyif vericiydi.

Sayıca çok kalabalık olmasa da, oldukça güzel bir taraftar vardı. Oraya giden ve takımımıza muhteşem bir destek veren herkese teşekkürler. Malesef yıllardır Erkek Voleybol Şubemiz üvey evlat muamelesi görüyor, asla hakettiği ilgiye kavuşamıyor. Geçen yıl final serisi son maçında harika bir ambiyans vardı; bu sezon sayıca olmasa bile coşku olarak -tıpkı takım gibi- taraftar da kaldığı yerden devam ediyor. Umarım bu destek final maçlarıyla sınırlı kalmaz.

Hatırlarsınız; geçen sezon tıpkı takım gibi Ivan'da kötü günler geçiriyordu. Takımdan ayrılması gündeme gelmişti. Şampiyonluktan ümit kesilmiş, karamsarlık almış başını yürümüştü. İşte o günlerde, 30 Ocak 2011 tarihinde fenerbasket'te şu satırları yazmıştım:

"Mutlaka takımda tutulmalı ve mutlu olacağı bir ortam hazırlanmalı...Miljkoviç bu taraftarın ayağını Erkek Voleyboluna alıştıracak yegane isimdir. Yeter ki, takımı benimsemesi, takımın hedefleriyle bütünleşmesi sağlanabilsin. Bunu yapacak olan da ben değilim, vardır herhalde oyuncuların problemleriyle ilgilenen birileri... Acaba kimle veya kimlerle problemleri var?Bunca hezimete rağmen televizyonda yayınlandığında halen Erkek Voleybol Takımının maçlarını izlemeden duramıyorsam, başrol Milijkoviç'in bu takımda olmasıdır; başkası değil..."

Bugün voleybol dersi verdik. Geçen yıl saç-baş yolduran manşetimiz bile oldukça sağlamdı. Takım çok hırslı, bir top için herkes kendisini yere atmaya hazır... Bizi farklı kılan buydu. Ama bir farkımız daha vardı ki, söylememek olmaz: IVAN MILJKOVIC... Bizi mahcup etmediği, yalancı çıkarmadığı için ona en içten teşekkürler... Ve onu takımda tutan, onu kaybetmeyi göze almayan, onun sorunlarını aşmasına yardım eden herkese yine teşekkürler...

Ivan'ın takımda tutulmasının ne kadar mühim olduğunu bugün bir defa daha gördük. Geçen yıl sorunlarının çözülmesinden sonra şampiyonluğun baş kahramanı olmuştu. Her ne kadar Ünal Karabıyık federasyonu anlamsız biçimde ona bir tane ödülü dahi çok görse de... Bugün de özellikle 4 numara pozisyonundan vurduğunu öldürdü, vurduğunu öldürdü. Ona niçin KORKUNÇ IVAN dediklerini bugün bir daha hatırladık. Bu adam kesinlikle dünyanın en iyi pasör çaprazı... Üstüne yok.

Taraftarımızın çoğu neye sahip olduğunun farkında değil. Hani bizim taraftar "yıldız sever" derler ya... Madem öyle; Erkek Voleybol takımının maçlarına koşsunlar.Bu iddiamda çok ısrarcıyım: ŞU ANDA DÜNYA ÜZERİNDE ERKEK BASKETBOLUNDA NOWITZKI, LEBRON JAMES, KOBE BRYANT NERDE DURUYORSA, ERKEK VOLEYBOLUNDA IVAN MILIJKOVIC'in TEMSİL ETTİĞİ YER ORASIDIR. Bizim için çok büyük bir şans; çooook!.. Ama tabii şans onun değerini bilene var.

Bu takım izlenmeye değer! Bu Ivan, bu Marshall, bu Arslan izlenmeye değer!

Dün kazanılan Süper Kupa'yı anlamlı kılan birşey daha vardı. Biliyorsunuz; Fenerbahçe müzesinde ulusal anlamda kupa adına "yok" denilecek bir kupa yoktur.

Futbol tarihimizde "yok" yok.

Erkek basketbol tarihimizde "yok" yok. Lig, Kupa, Cumhurbaşkanlığı... Hepsi var!

Kadın basketbol tarihimizde "yok" yok. Lig, Kupa, Cumhurbaşkanlığı... Hepsi var!

Kadın Voleybol tarihimizde "yok" yok. Lig, Kupa, Süper Kupa... Hepsi var!

Erkek Voleybol tarihimizde bir tek eksik vardı: Süper Kupa...

Artık Erkek Voleybol tarihimizde de "yok" yok. Lig, Kupa, Süper Kupa... Hepsi var!

Hayırlı olsun efendim.

Hiç yorum yok: