31 Aralık 2010 Cuma

Fenerbahçe Acıbadem'e Acı Tokat : 2-3 !!!


FENERBAHÇE:2 - VAKIFBANK GÜNEŞ SİGORTA TÜRK TELEKOM:3 
Salon: Burhan Felek
Hakemler: Serdar Nişancıoğlu xxx, Temel Öneri xxx
Fenerbahçe: Naz x, Chachkova xxx, Ergül xx, Skowronska xx, Osmokrovic xxx, Eda x (Nihan xx, Yağmur x)
Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom: Nikolic xxx, Bahar xx, Gözde xx, Glinka xxx, Poljak xxx, Özge x (Gizem xx, Güldeniz xx, Nilay xxx, Melis x, Seray x)

Setler: 25-18, 25-20, 21-25, 25-27, 16-18

Süre: 132 dakika (25, 27, 28, 31, 21)
 * Ne yazık ki geçen Cumartesi beklediğim yenilgi en olmayacak ,telafisi olmayan bir maçta geldi.
O maçtan sonra şöyle yazmıştım ;
* Şu şartlarda her sonucu bekliyordum,yenilgiyi bile kabullenmiştim açıkcası.
Böyle geçeceğini bekliyordum maçın.Zafer Sarhoşluğu içinde böyle bir maça ne mental ne fiziksel olarak hazırdık.Vgstt tam fırsatını yakalamıştı yenmek için ama aptallıklarına doymasınlar :))
Bu kadar kötü bir şekilde bizi yenemedilerse (iyi oldu tabii) bir daha çoooooookkkkk zor yenerler.
Kafalarını taşlara vurup,oturup ağlasınlar.
  Bu kadar kötü yakaladılar bizi yenemediler bir daha çok zor yenerler demiştim ama aşağıda gene alıntıladığım gibi Ze Roberto'nun Fofao'yu oynatacağını düşünmemden dolayıydı.Ama yapmadı Ze Roberto ve sonucuna katlandı.

* Pasör Naz iyi değildi.Aylin Hanım bile dayanamadı defalarca eleştiride bulundu.
 - 3 ile oynamış.Tamam iyi manşet gelmiyor ama gelenleri de iyi kullanmadı.Pas atarken rakip oyuncuların bloklardaki yerleşimine hiç bakmıyor.Ergül'ün karşısında 2 kişi var,4 boş,göre göre veya görmeden demek daha doğru olur Ergül'e atıyor ve blokta kalıyor.Ergül 1 sayı ve kötü performasla bitrdi ,Çiğdem ile de değişmek zorunda kaldı zaten.Fofao Ergül'ü çok iyi oynatıyordu.
Naz pasları uzatmıyor ve fazla alternatif yaratmıyor.Halbuki en önemli özelliği bu diyorlardı.
Ze Roberto gelecek haftaki Vgstt kupa maçında Fofao'yu oynatır sanırım.
 Evet bu elenmenin 2 baş sorumlusu Ze Roberto ve Naz'dır.
  Ze Roberto - başka şeyler de yazacağım - o maçtan ders almayıp,tahmin ettiğim gibi Fofao'yu oynatmayarak kendi ayağına kurşun sıktı ve neticeyi gördü.
 Resmen harakiri yaptı.Olacak şey değil yani.
 Yazık.
8-3'den final seti veren bir takım var hala canları sağolsun,yorgunluktu,kıl dı tüydü gibi rasyonellikten uzak ,hamaset dolu polyannacı yorumlarla bu takıma en büyük zararı veriyorsunuz .

Devamı Yarın .................

  Devam edelim .
* Evet Ze Roberto takımın 2 tane Dünya çapında manşet alan 4 numarası ( Nati ve Sokolova) olmasına rağmen manşetteki zaafı bildiği için bu 2 yabancı oyuncudan vazgeçemedi,Seda'nın da olmaması nedeniyle Kasia'yı da pasör çaprazı oynatacağı için gene Fofao ve Fürst'ü kenarda bıraktı.Bana göre büyük kumardı bu ve tutmadı.Cumartesi 3-1 kazanmamıza rağmen Naz'ın yetersiz performansını göremedi.Halbuki başka alternatifleri de vardı.
 Fofao kesinlikle oynamalıydı ve Sokolova kesilmeliydi .Sokolova Dünya Şampiyonasının ve üst üste gelen maçların doğal sonucu olarak aşırı yorgun ve bu nedenle de son maçlarda ciddi formsuzdu.Sokolova yerine Yağmur veya Çiğdem pekala oynayabilirlerdi.Yağmur zaten o mevkiinin oyuncusu,Çiğdem de manşete girebilen bir oyuncumuzdu.
 Ze Roberto ve ekibi anlaşılmaz bir şekilde Ankaragücü maçında bile Sokolova'yı dinlendirmedi.15 tane oyuncuyu boşuna mı tutuyoruz kadroda.
Hadi Sokolova'dan vazgeçemiyorsun diyelim,Sokolova'yı pasör çaprazına kaydır,Kasia'yı kes,Fofao'yu oynat.Yağmur,Çiğdem gene oynarlar 4 numara.
 Elinde geniş kadro var kullanmıyorsun ,ondan sonra dar rotasyonumuz var diyorlar hala ,bir de 15 günde 9 maç oynadık yorgunduk falan filan deniliyor.
E baba takvimin kısa olduğu biliniyor ve ona göre 15 kişilik kadro kuruldu ki zaten.
 Hiç bir şekilde yorgunluğu ve dar rotasyon saçmalığını kabul etmiyorum.
Anlaşıldı ki Ze Roberto da sadece aslara güvenen,yedeklere güvenmeyen 1.sınıf as oyuncuların sayesinde başarı yakalamış bir hoca.
 Bakalım maça,yukarıda maçın künyesinde bizden sadece Yağmur var oyuna giren.
O da 1 kere serviste,diğerinde de anlaşılmaz bir şekilde Kasia yerine girdi kısa bir süre.
 Peki rakibe bakalım ;Nilay,Güldeniz,Seray,Melis girmiş,11 kişi ile oynamışlar.Biz 8.
Ki Güldeniz ve Nilay çok uzun süre aldılar.
 Dalga geçtiğimiz animatör kılıklı Guidetti dün mat etti resmen Dünyanın en iyi antrenörünü.
2-0'dan 3-2,son seti 8-3'den hem de 7-0'lık bir seri yaparak maç alan bir antrenöre şapka çıkarılır.2-0'dan sonra Glinka ve Özge'yi çıkarıp ,Güldeniz ve Nilay'ı alarak oyunu döndürdü.
Ki Güldeniz 4 numara oyuncusu,pasör çaprazı oynadı.Bununla kalmadı,1 pozisyon servis için bile Melis'i aldı.Bizim ki servisi iyi Çiğdem'i bir tur bile almayı düşünmedi.
 4.sette 7-3 öndeyiz 5-0'lık seri ile 7-8 geri düşüyoruz,seti de kaybediyoruz sonra.
5.set 8-3 öndeyiz 7-0'lık seri yiyoruz ve 8-10 geri düşüyoruz,seti ve maçı kaybediyoruz.
 Dünyanın en iyi antrenörü dediğiniz hoca bir türlü bunu durduramıyor.
  Gelelim Naz konusuna;
Ligteki Vgstt ve Eczacı maçları ile Avrupa da Zok Split falan değil iyi takımlarla oynayacağımız her maçta Naz ile başlarsak maç ortadadır,favori falan değiliz.
 Bu bir kez daha net olarak görüldü.Tamam iyi manşet gelmiyor falan da pas kalitesi ve dağılımını biraz düzelt be kardeşim.Vasatı bile aşamadı.Sürekli 4 numaraya atıyor.
Bir,iki kere aklına geldi 6 numara (arka orta)'ya attı ve sonuç aldık.
Eda 5 setlik maçı 12/2.% 17 ,5 sayı ile tamamlıyor inanılacak gibi değil.
Hani yıllardır bir arada oynuyorlardı,uyumları süperdi ,geyikleri yapılıyordu hep.
 % 31 takımın hücum yüzdesi.Hücumda top öldüremiyoruz.Hadi yarısını smaçörlere yükleyelim de yarısında Naz'ın payı yok mu ? Bir ara 49-59 hücumlardan alınan sayıları yazıyordu.
Dünya çapında smaçörlerin var Kasia 51/20 % 39,Nati 58/19.% 33,Sokolova 51/12.%24 ile hücum etmiş.Eda'yı yazdım.Ergül 8/4.%50.
Hani geçen sene Diricx ortadan az oynatıyor,Naz daha çok oynatıyor diye eleştiriliyordu.
12 kez Eda,8 kez de Ergül'den oynamış işte rakamlar ortada.
 Bu kadar kötü oynayan bir pasör varken,rakip koç pasörü Özge-Nilay değişikliği yaparak sonuç almışken,bizimki Naz - Zülfiye değişikliği yapamıyor.Güvenmiyorsa neden aldınız o zaman Zülfiye'yi ?  Eleştirince düşman oluyoruz hemen.Allahtan artık istatistiklere artık ulaşabiliyoruz da herşey meydanda.
 Tamam 20 yaşında,daha genç ,gelişecek falan da bu kız 2003-2004'ten beri Uluslararası arena da maçlar oynuyor.3 yıl önce İlaç fabrikası ile F4 oynadı.Ki menajerleri Shabovta tamamen açık açık suçu Naz'a yüklendi kamuoyu önünde.3 yıldır aynı Naz'ı izliyoruz.Az oynuyor falan diyorlar,Milli takımın 1.pasörü devamlı oynuyor,bizde de oynuyor ama hiç bir gelişim yok.
Jan kendisi hakkında şunları söylemişti ;

Naz erken yaşta tecrübe kazanmaya başladı ama bana göre hala potansiyelinin altında, yeterli mental gelişmeyi gösteremedi. Sonuçta maça gelen seyirciler maçtan maça onu izliyorlar ama ben neredeyse 24 saat onlarla birlikte geçiriyordum. Fofao gibi bir oyuncudan birşeyler öğrenmek isteyecek dünyada binlerce oyuncu çıkar. Bu yüzden Naz'ın sabırlı olup sürekli gözlerini açık tutması lazım, Fofao'dan ne alabileceği biraz da ona bağlı, kendisi öğrenmeye çabalarsa olur. Bence belki de sekiz sene on sene sonra Naz'da onlar gibi Lo Bianco gibi bir oyuncu olabilir, ama önünde daha çok zaman var, zihinsel olarak olgunlaşacak, pas yeteneklerini geliştirecek, en stresli anlarda ne yapacağını takımı nasıl idare edeceğini tam tahmin edebilmek güç oluyor, bir an için harika performans daha sonra hatalar olabiliyor.
 Adamın söylediklerinden ders alınacağına tam tersine neredeyse hain ilan edildi.
  Neyse fazla uzatmayacağım bu kısmı umarım Ze Roberto bu maçtan ders çıkarır bu konuda.
Neyseki 2 yıldır yazdığım bu konuda yavaş yavaş insanlar gerçekleri görmeye başladı.
Dün okudum biraz maç sırasında yazılanları,insanlar nihayet fanatiklikten sıyrılıp objektif gözle gerçekleri görmüşler.
 * Manşet konusu başağrıtmaya devam ediyor.96/6.%70(42) gibi çok düşük olmayan bir rakam görünüyor ama yapılan 6 hata öldürücü hatalardı ne yazık ki.
 * En kuvvetli silahımız etkili servislerimizi bir türlü atamadık.Sadece 3 ace'imiz var.
* Vgstt'de en zayıf halkalardan Nikoliç'in 22 sayı,Poljak denen antipatik bayanın (çok hafif bir tabir bu) 20 sayı (8 blok)yapması bloklarda ne kadar etkisiz kaldığımızı gösteriyor.
18-18 bloklarda eşitlik var ama sonlarda 1 tane top kesemedik  blokta ,çıkaramadık defanstan.
* Hücumda etkisiz kaldık dedik,rakibin hatalarından daha çok sayı aldık.
35 sayı aldık rakip hatalarından,onlar ise 23 sayı almış.
* Ayakta kalan tek oyuncumuz Nati idi.
* Çiğdem konusu.
Birileri Ze Roberto'ya Çiğdem Kaptan'ın 2 dakikada silinip atılacak bir oyuncu olmadığını anlatmalı.
Böyle bir oyuncu hiç aklına gelmiyor bile.Kamil Söz anlatmalı.
Çiğdem dün molalarda diğer yedekler İpek,Zülfiye,Yağmur,Songül  gelip,arkadaşlarını teşvik ederlerken,köşede sessiz,sedasız duruyordu donuk bir şekilde.
Ratgeber de Esmeral'e aynısı yaptı ama hatasından çabuk döndü neyseki.
Çiğdem'i kazanmalı Ze Roberto.
* Taraftarın da artık ayakları yere bassın,şu Dünya Şampiyonu olduk modundan çıksın.
Çok büyütmeye gerek yok.4 maç yaptık,2'si hocanın avucunun içi gibi bildiği ve 3 oyuncusu olan - Thaisa-Jaqueline-Natalia - servisi Jaqueline'in üstüne yıkıp,Natalia'yı hücumda durdurunca işi bitirdiğin Brezilya takımı ile.Evet önemli başarı ama o kadar abartmaya gerek yok.
Maç öncesi yazılıyor ,biz Dünya Şampiyonuyuz,3-0 ezer geçeriz.
gs basketbol maçı için de maç öncesi 20 sayı fark atar geçeriz diyorlardı.
Ne oldu ? Biraz kibiri bırakın yahu.Aziz Yıldırım efekti bunlar hep.
* Vgstt'li oyuncuların aşırı  centilmenlik dışı davranışları için kelime bulamıyorum.
Yazıyoruz sonra bazı lavuklar rakip oyunculara saygı göstermiyor,hakaret ediyor diyorlar.
Bu Poljak denen ..............'nın ve İkizlerin ,özellikle Gözde'nin ,Gizem'in nesine saygı duyayım ki ?
* Hakemler çok kötüydü.Vgstt'liler 1 pozisyon için - banttan geldi dedi hakem - yaygara yapıyorlar,bizim kaç tane aleyhimize verilen pozisyon oldu.3.setteki Poljak'ın top taşıması,Ergül'ün blogundan giden topu 4 pas saymaları sonuca etki etti.1.sette içeri düşen topu görmemeleri v.s.
* Ve seyirci-taraftar-müşteri üçgenine.
Bizim Kerem gittiyse mutlaka dolu dolu izlenimlerini yazacaktır.Az da olsa ses geliyordu takımı destekleyenlerin de ya diğerleri ? Salonda bulunupta sinema izler gibi izleyenleri,gitmeyenleri ne yapacağız ? Vgstt'nin kiraladığı adamların sesini duyduk maç boyu.
Erkek takımının Torul maçında Gümüşhanelilerin,bu maçta da kiralıkların sesini dinledik durduk.
2 maç daha kaybederse herhalde kimse gitmeyecek maça.
Gidenlere teşekkürler.
* Sonuç olarak ; bir maç kaybettik bu kadar eleştiri mi olur diyenler olacaktır.
Ancak ,birincisi 5 kupa hedefinden 1'i gitti.Artı seneye Süper Kupa oynama şansından birini kaybettik.Şampiyon olmak şart 1 kupa için daha.
Bu kadar yatırım ( 6 m.euro) kupalar,şampiyonluklar için yapılıyor.
Tamam canları sağolsun,önemli değil,zaten değeri olmayan bir kupaydı v.s. v.s polyanna tabirleri iyi de hatalardan ders almadan bu şekilde kaybetmek hoş olmuyor.FB'nin geleneği haline geliyor bunlar.
İkincisi ,zaten 2 rakibin var içeride onları biz bunları yenebiliriz moduna sokuyoruz.
Şimdi İlaçcılar da Şampiyonluk için ümitlenmişlerdir.
Geçen yıldan daha dengeli bir takımımız oldu derken,dengeleri ne yazık ki iyi kuramıyoruz.
Üzüldüğüm konu,4 gün önceki maçtan ders almamak ve sonucunda 1 kupa kaybedip,centilmenlikten nasibini almamış şirret hatunları sevindirmek.

27 Aralık 2010 Pazartesi

VGSTT - Fenerbahçe Acıbadem 1-3 (Salondan İzlenimler)





Dünya kulüplerarası turnuvasını şampiyon olarak tamamlayıp yurda dönen bayan voleybol takımımız; federasyon-sports tv-müessese üçgeninin belirlediği gün ve saatte hepsini kaldığı yerden tokatlamaya devam etti.

Gelecek hafta gene aynı rakiple, haftaiçi oynayacağımız kupa maçında, bizim evsahibi gözükmemizden dolayı saat sekizde olmasından anlaşılıyor ki, bazı maç saatleri rakiplerin tercihleriyle iyiniyetten uzak olabiliyor.

Herneyse yani dünya şampiyonu sıfatıyla dönen takımın ilk maçında beklenenden daha sönük bir ortam vardı, zaman ilerledikçe hatta maç başladıktan sonra da birsürü gelen olmaktaydı, tahminim en azından salonun yarısı dolmuştur. Taraftar tribününde kalabalığın kıvamı zayıf kaldı, öyle ki özellikle bayan maçlarına geldiğini bildiğim salon müdavimlerinden bile birçok kişi iş ve trafik yüzünden gelemediler. Zaten ben de maçı salona gelen iki okul arkadaşımla beraber maraton tribününden izledim.

Maçtan önce ısınmaya çıkan bizim oyuncular dağınık halde farklı zamanlarda tek tek yada ikili üçlü sahaya çıkıyorlardı. Salonda olan seyirciler oyunculardan ilk çıkanı gördükleri gibi alkış tutuverdiler, aynı şeyler sahaya her çıkan için tekrar ediliyordu. Sonlara doğru Eda geliverdi, bu sefer o herkesten erken davranıp gülerek alkışı kendi başlattı. Ze Roberto ise oyuncuların çıktığı koridordan değil de, uzun bir süre sonra tam karşı taraftan çıkınca farkedilmedi. Kadroda olmayan Chris ile Fofao sahaya en son girenlerdi, alışkanlıkla bizim taraftar tribünü altındaki reklam panosu arkasına yöneldiler ama bu maç istatistikçiler diğer taraftaydı,onları bulmak için saha etrafında bir tur yapıp yanlarına oturdular, Fofao'nun eşi Joao Marcio bizim takımın maça başladığı bench arkasında oturuyordu.

Vgstt kiralık taraftar grubu vegaslılar sanırım bu seneki harcırahlarından payla yeni bir dijital pankart daha yaptırmışlardı. Önceki seneki pankartları "taraftarın her zamanki yerinde" idi. Yeni pankartta "önlenemez sevgimiz,ölümüne seninleyiz" yazıyordu, bu ikisi arasına vgstt kulübünün bizim takımımızı tebrik ettiği pankart yerleştirildi. Maç başlarken orada toplananlar 50-60 kişi kadardı, maçın ortalarında falan ayrılanlar sonrası 20-25 kişi kaldılar.

Bizim taraftar tribününde havalimanı karşılamasına duyuru yapıpta sayısal olarak iki eli geçmeyen Genç Fenerbahçeliler bu sefer biraz daha kalabalık bir şekilde organize olup bir blok kısmı dolduracak kadar geldiler. Ancak ilginç şekilde gene maçın ortalarında bir gariplikler yaşandı, bir tartışmaları mı oldu anlamadım, yarısı koridora döküldü, bir süre sonra bir kısmı geri dönerken diğerleri salondan ayrılıverdi. Onların sağında kalan blokta ise fazla kişi olmayınca maç başladıktan sonra biraraya yaklaşıverdiler.

Salonun çoğunluğu Fenerbahçelilerle dolu olsa da, aralarda vgstt sempatizanı voleybolseverlerde yok değildi, mesela birkaç tanesi tam bizim oturduğumuz yerin sağına denk gelmişti, aralarındaki konuşmalardan anlaşılıyordu.

Isınmalar sonrası ödül plaket töreni anonsları yapılıyordu, tribünden ise şarkılar yükseliyordu, sahadaki idareciler yukarı doğru bir dakika işaretleri ile susmalarını rica ediyordu. Mehmet Ali Aydınlar ve Hakan Dinçay gözükürken nedense Aziz Yıldırım gözükmüyordu. Oyuncular seremoniye kupayla çıkarken herkes ayaklanıp alkışlamaya başladı, sonra Çiğdem kaptan etrafında toplanıp bir kupa kaldırma gösterisi yaptılar. Ardından kadrolar anons ediliverdi, anons eden masadaki görevli sanki şehirlerarasındaki otobüs mola yerlerinde yapılan duraksamaksızın bayıcı sesler gibi vurgusuz okuyup geçti. Dj kabinindeki görevli ise bugün kafası iyi olsa gerek, maçın ortalarında bir ara maç oynanırken yanlışlıkla müzik açıverdi, mola aralarındaki müzikleri de uzun uzun sahaya yerleşirlerken dahi çaldı.

İlk set tribün içinde önlerde duran amigo Yücel yeterli kalabalık olmayınca tezahürat idaresine fazla karışmıyordu, bir ara ortalıktan yok oldu ne zamanki vakıfbank set aldı, tekrar tribün önüne gelip hem tezahürat hem de ıslık için işaretler vermeye başladı, onun olmadığı anlarda oradaki gençler iyice kafalarına göre tezahürat koyveriyorlardı.

Herkes takımın yorgun olduğunun farkında olsa da, etraftaki seyirciler fazla da enerji yansıtmıyordu, mesela ben alışkın olduğum şekilde mola bitimi haydi kızlar diye alkış yapsamda etraftan böyle bir reaksiyon yoktu, oyuncu hata yapmıştır moral alkışı tutarsın ya da ne bileyim senin oyuncun defansta bir top çıkarıyorsa bravo x diye alkışlayacaksın, ama ne yazık ki maçı izliyorlar, sayı alınınca sevinip alkışlıyorlardı. Ne zamanki geriye düşüp seri yaparak rakibi yakalıyorsak o zamanlarda biraz daha coşkuyla reaksiyonlar gösteriyorlar ve hatta tribünden yükselen tezahürat bildikleri birşeyse kısa süreliğine katılıyorlar. Vgstt oyuncularının olduğu yarı saha tarafındakiler servis bozma,rakip oyunu bozma yönünde bir gayret göstermiyordu, ilk set ıslık uğultu duyulduğu anlar çok nadirdi.


İlk set hepinize çok teşekkürler bestesiyle giren taraftar tribünü değiştire değiştire gidiyordu, açıkçası pek etkili sayılmazdı, karşı taraf ise zaten az kişi bizden ordan burdan kelime değiştirerek söyledikleri şeylerle ses duyurmaya çabalıyordu. Seyirciler maçı izliyordu, seyirci kısmının ilk ciddi reaksiyonu, rakibin bir servisten ace sayılarına oldu. Ze Roberto ve bizim oyunculardan itirazlar yükseliyordu, aslında topun bizim arka çizgide içeri düştüğü şeklinde gördüm(hatta yanımdaki arkadaşlarda öyle düşündü), o çizgi tarafında oturuyorduk ama baskı kurmak niyetiyle bizde Ze Roberto'ya katıldık. Arkadaşa ufak salondayken önümüzdeki çizgi hakemlerine nasıl baskı kurduğumuzu anlattım, burada henüz bu tarzı oturtamadık.

İlk seti almamız ardından taraftar tribününden geleneği bilenler her zaman her yerde en büyük Fener girdiler, takım bu sesler eşliğinde alkışlarla saha değiştirdi. İkinci set daha keyifli geçti zira setin sonu tam benim istediğim şekilde salonda uygulamamız gereken tarz diye hep dile getirdiğim reaksiyonlarla çevrildi. Yani bu konuda iddialı konuşabilirim ki, bu tarz baskıyı koyabilecek 50 kişi o sahaya yakın yere konuşlandırılabilse, değil Türkiye'deki takımlarda Avrupa'da dahi bu kadar efektif bir taraftar topluluğu çıkmaz. Ancak ne yazık ki buradaki yönetici-taraftar zihniyetleri ile bu işler böyle olmuyor.

İkinci set servisler sırasındaki uğultular daha fazla artıverdi, çünkü vgstt oyuncuları bizim taraftar tribünü tarafındaki yarı sahaya geçmişti ve yukarıda GFB dışındaki kısımda duranlar özellikle ıslıklamak için uğraş gösteriyordu. Maç içinde çok dalgalı bir oyun ortaya koyuyorduk, kimi zaman pas organizasyonlarındaki sıkıntıdan dolayı istediğimiz hücum tarzını ortaya koyamadık, vuruşlardaki sertlik sanki her zamankinden daha zayıf gibiydi, yorgunluktan kaynaklı mı acaba diye konuşadururken setin sonuna vgstt önde girip set sayısı için servis atacak duruma geldi. Ergül oyundan çıkıp Çiğdem kaptan girivermişti.

Yanımdaki şehir dışından gelen okul arkadaşım ilk defa bu salona gelmişti, haftasonu döneceğinden maçın 3-0 değilde 3-1 gibi bir galibiyetle bitmesini, en azından gelebilmişken biraz daha izleme fırsatı olmasını istiyordu. 24-22 olunca bana dönüp bu set bitti artık dedi, mola sırasındaydık, yok yahu buradan bile çevirebiliriz aslında, bakalım servise Çiğdem geliyor, geçen sene böyle anlarda çevirdiğimiz çok maç oldu, biz de tecrübe kazandık artık dedim. Neyse biraz sonra baktım yanımda coşmuş vaziyette tezahürat ediyordu, ikimiz beraber aynı anda uğultu yapmaya koyulduk, etraftakilerde nihayet bu kısımda artık gürültü kirliliğine bir katkı yapmaya başladılar.

Zaten file arkası üsttekiler bu uğraşı veriyordu da, diğer tribünlerde oturanlar bu tarzı anca işe yaradığını farkettiklerinde setin sonunda uygulamaya katıldılar. Baktım oturanlar arasında tek tük biz heey bıraak yuuuh gibi uğultular koyarken etraftakilerdende benzer seslerle uğultular artıverince setin o kısmını sahada yedi kişi oynamaya başladık. Çiğdem kaptanın servisinin libero Gizem'e düşüp hatanın hissedilmesiyle herkes yüklenmeye başlıyordu, sonra kötü pas organizasyonu, uğultuların artışı ile bizim blok iyice yükselerek oranın karartılması alınan sayı ile coşkuyla ayağa fırlamalar, yukardan girilen tezahürata iştirak edilmesi, hatayı yapan rakip oyuncuya moral bozucu laf atmalar, bizim servisin tekrar düşüşü ile aynı döngü devam ede ede gidiverdi. Üstüste gelen sayılarla yapılan seri, büyük bir keyif eşliğinde set sonucunun bizim lehimize bitmesiyle tamamlandı. Bu beş dakikalık süreç bir takımın taraftar tarafından nasıl gazlanabileceği, rakibin nasıl baskıyla zorlanabileceğine örnek olması yanısıra, o maraton tribünü ön kısımları hakkında neden bu kadar eleştiri yaptığımında sebebiydi. Orada oturan seyircilerin biraz daha maçın içinde olarak aktif olduklarında nasıl fark yaratılabildiğini gördük, elbette bu etkiye-tepkide yüksek potansiyelde verim alınabilecek, böylesine kaliteli bir takımımız olması da büyük etkendir.

Üçüncü set hakkında ne yazılabilir bilmiyorum, ilk set mi yoksa bu set mi hatırlamıyorum, en iyi servisçi ödülünü alan Eda'nın arka tribüne kadar giden felaket bir servisi oldu ki ilginç bir andı. Önceki set sonunda gösterilen çaba ve sarfedilen enerji sonrası her şekilde çevirip set alabilmelerinin rehaveti üstlerine çöküverdi, yorgunlukta ilerleyen sürede artıyordu. Rakipte hızlı giriş yaptıktan sonra setin sonuna kadar büyük bir farkla tamamladı. Benim isteğim en azından 16-17 sayı falan almamızdı, taraftar tribününden yenilsen bile maçın sonunda sırılsıklam olsun o forma tezahüratı geliyordu ama maçı kaybetmek değilde sadece seti kaybedeceklerinden kulağa garip kaçtı.
Belki koç oyuncular seti iyice bıraktıklarında yedekleri sokup diğerlerini sonraki set için dinlendirir diye düşündük ama hiçte böyle bir düşüncesi yoktu, biraz rakip tribündeki yarısı gidip yarısı kalan topluluğun tezahüratları duyuluverdi. Zaten bu aralarda bizim taraftar tribünündeki GFB'lilerin yarısı koridora dökülüverdi, neden nereye gidiyorlardı anlayamadık.

Herneyse set bitip yer değişimi ardından kızlar diğer sahaya geçti, böyle anda beklerdim ki maraton tribünü önündekiler bir ayaklansınlar önlerinden geçen oyunculara alkış tutup haydi kızlar falan diye moral versinler ama nerde.. Son set hızlı bir giriş yaparak daha fazla uzatıp yorulmadan işi bitirelim düşüncesiyle skorda üstünlüğü ele aldık, Nihan defansta çıkardığı toplarla dikkat çekiyordu. Zaman zaman maç boyu gevezelikten çeneleri düşen ikizlere oturduğumuz yerden laf atıp duruyorduk, bir ara top taşıma itirazlarına hakem dayanamayıp sonunda sarı kart verdi, aslında top taşıma var gibi gözüktü ama sonuca bir etkisi olacak değildi, birkaç defa da blok out, top içerde dışarda itirazları olmuştu.

Bu sete biraz sahaya baskıyla başlayan taraftar tribünü, setin sonlarına doğru zaman zaman armanın gururu Sarı Melekler, sarı melekler oooo o gibi tezahüratlar giriyordu. Maçın bitiminde maç maç diye tempo tutmalarını bekliyordum ama biraz karışık sesler eşliğinde oyun bitiverdi. Maraton tribünü sağ taraflarında oturan bir grup ağabeyden yükselen armanın gururu Sarı Melekler tezahüratına katılarak maçı tamamladık. Taraftar tribünündekiler gene sabırsızlıkla Fenerbahçe buraya diye bağırmaya başladı, ilginç olan maraton tribünündekilerinde bağırması.

Rakip ile ve kendi içindeki tebrikleşme faslını geçiren oyunculardan kaptan hemen arkadaşlarının yanından masaya yönelip imzasını attı, sonra oyuncuları tribüne götürmek istedi. Yalnız bir kaç tanesi röportaja başlamıştı bile, diğerleri file altından geçip tribüne yöneldi alkışlayarak geri dönüyorlardı, henüz giriş yapmayan tribün biraz gecikmeli sarı diye bağırınca, oyunculardan bazısı lacivert derken, arkasını dönüp giden dört beş tanesi Kasia'da dahil sesi duyup tekrar geri dönüp arkadan bağırarak katıldılar, biraz bozuk bir Sarı-Lacivert oldu.

Maça gelemeyenler çok olunca, maç sonrası belki fırsat olursa oyuncuların çıkışını bekleriz ufak bir organizasyonla kutlarız düşüncemiz de havada kaldı. Yanımdaki arkadaşlarımla yavaş yavaş salon içinden dışarı yöneliverdik, oyuncular kupa ile beraber dergi poster pozunu veriyorlardı, fotoğrafçılar gibi tribünden onları tam karşıdan çeken taraftarlarda çoktu. Salondakilerden tekrar alkışlar yükseldi, bizde dışarıya çıkıp salona yakın bir yerdeki Hatay Künefecisinden Taurasi'nin çok sevdiği tatlısını bir yiyelim diyerek akşamı noktaladık. Keşke Taurasi'nin b numunesi negatif çıksa, bizim formamızla oynamaya devam edebilsede ona buradan tepsilerle götürebilsek...

26 Aralık 2010 Pazar

TBVL 6.Hafta : Ankaragücü - Fenerbahçe Acıbadem : 0-3 !!!


Aroma Bayanlar Voleybol Birinci Ligi'nde Fenerbahçe Acıbadem, deplasmanda Ankaragücü'nü 3-0 yendi.

ANKARAGÜCÜ: 0 - FENERBAHÇE ACIBADEM: 3
Salon: TVF Başkent
Hakemler: Deniz Demir xxx, Selçuk Gökçen xxx
Ankaragücü: Gizem xx, Katsiaryna xx, Merve x, Çiğdem x, Teneza xx, Sinem x                                   (Ayça Naz xx, Seval x, Tuğçe x, Zennibe ?)
Fenerbahçe Acıbadem: Eda xx, Naz xxx, Sokolova xx, Ergül xxx, Çiğdem xxx, Osmokrovic xxx (Songül xxx, Yağmur xx, İpek xx, Zülfiye xx)

Setler: 11-25, 17-25, 18-25

Süre: 63 dakika (19, 22, 22)
 * Ankaragücü'nün şaşkın istatistikçisi Barış Topçu sadece 3.seti göndermiş.
Edit : Düzeltmiş sonra.

* Maç yayını olmadığı için izleyemedik ve herhangi bir yorumumuz yok tabii.
*FB TV bu maçı yayınlardı aslında ama sanırım A.Gücü ile aramızın limoni olması buna engel oldu.
Yayıncı kuruluş Sports TV ise çok önemliymiş gibi bizim maçtan sonraki İllerbankası - gsmp maçını yayınladı.Rezalet.Bu arada Sports TV'nin artık Doğan grubunda olmadığını hatırlatalım.Satıldı.
Eski voleybolcu ve voleybol federasyonu başkanı Ahmet Gülüm kanalın sahibi.
FB TV Sports TV'nin yayınladığı maçları alarak ,kendi seslendirmesi ile naklediyor.Yayınlanmayan maçları da kendi imkanları ile naklediyordu.(Kendi imkanları derken,muhtemelen İha gibi haber ajanslarına falan çektiriyordu) Mesela ; erkeklerin  ilk haftaki Tofaş maçını Bursa'dan yayınladılar.

* Sadece kadroya bakarak ve maçta olanların izlenimlerinden bilgi sahibi olabiliyoruz.
Bu tip kolay maçlarda rotasyona gidip as oyuncuları dinlendirmek lazım.
Fofao,Fürst yabancı kontenjanı dışı,Seda da sakatlığı nedeniyle yokmuş.
Kasia da oyuna girmemiş.Sanırım Çiğdem pasör çaprazı oynadı.
Hocam Eda'yı niye hala her maç oynatıyorsun,dinlendirmiyorsun anlamıyorum.
İpek girmiş setlerde ama banko oynasa ne olurdu ki ? 
Aynı şekilde Zülfiye de banko oynatılmalı.Neyse ki ilk kez az da olsa süre almış.
Yağmur da Sokolova'nın yerine banko oynayabilirdi.
Nihan yerine Songül'ün oynamasına da sevindim.

* 3.set istatistiklerinde Ergül'ün 6/5.% 83 hücum,2 blok 7 sayı ile domine ettiğini görüyoruz.
Aferin Ergül.
* Eksik istatistiklere rağmen bir bölümde genel  istatistikleri görebiliyoruz.
11 bloğumuz var.Rakibin hatalarından da 14 sayı almışız.Özellikle 3.sette 9 sayı.
Manşetimiz ; 1.sette 9/3 hata % 67(67),2.sette 15/3 hata % 73(33),3.sette 16/0 hata % 88(62)
Böyle zayıf bir rakip karşısında bile 6 manşet hatası yapmamız iyi değil.Onların 12 hatası var.
Serviste ise 9 hata,10 sayımız var.Özellikle 1.sette tam 7 servis sayısı almışız.
Onların da 7 hata,5 sayısı var.Servisten 5 sayı vermişiz yani.
Hücum yüzdemiz ; 1.set %71,2.sette % 58,3.sette % 50

* Salon full doluymuş.Normal tabii ,başarı olunca herkes gider.
* Arslan'da salondaymış.Sebebi nişanlısı Ankaragücü liberosu Ayça Naz İhtiyaroğlu'nu yalnız bırakmamak için  olsa gerek.

25 Aralık 2010 Cumartesi

TEVL 11.Hafta Fenerbahçe - Torul Gençlik : 3-1


Erkekler Voleybol Birinci Ligi’nde Fenerbahçe, evinde ligin en renkli ekiplerinden biri olan Torul Gençliği ağırladı. Sarı lacivertliler ilk setini kaybetti maçı 3-1 kazanmayı bildi.

Sete bulduğu sayılarla üstün başlayan ve set sonuna kadar bu üstünlüğü koruyan taraf Torul Gençlik oldu. İlk teknik molaya 6-8 ikinci teknik molaya da 14-16 önde giren Torul hem defansta hem de hücumda çok iyi mücadele etti.  Bergamo ile sayılar kazanan Torul, Fenerbahçe’nin hücumlarda yaptığı basit hataları da değerlendirerek seti 25-19 kazandı.

İkinci set oyuna ağırlığını koyan Fenerbahçe Marshall ve Miljkovic ile sayılar kazandı. İlk teknik molayı Sarı lacivertliler 6-4 öne geçtiği bu sette 7-7’de rakibine kakalandı ama ilk teknik molayı 1 sayı farkla önde tamamladı. Teknik moladan sonra sayı farkını açan Fenerbahçe ikinci teknik molayı da 16-12 önde geçerek seti 25-17 kazandı.

Üçüncü set ilk teknik molaya 7-8 önde giren Torul olurken, Gümüşhane temsilcisi rakibi karşısında aradaki farkı açamadı. İkinci teknik mola 16-13 sarı-lacivertliler önde girerken, Torul rakibi karşısında hücumdan düştü. Fenerbahçe seti 25-17 alarak maçta 2-1 öne geçti.

Son sette Fenerbahçe’nin üstünlüğü ile geçildi. Sarı lacivertliler ilk teknik molayı 8-6, ikinci teknik molayı da 16-12 önde geçti seti 15-19 kazanan Fenerbahçe maçtan 3-1 galibiyet ile ayrıldı.

FENERBAHÇE-TORUL GENÇLİK: 3-1

Salon: Burhan Felek

Hakemler: Erdal Akıncı, Ebru Meriçkan

Fenerbahçe:
Emre xxx, Arslan xxx, Marshall xxx, Kemal xxx, Miljkovic xxx, Coskovic xxx,       Serkan (L) xx

Torul Gençlik: Hakan x, Bergamo xxx, Ivan x, Alper x, Vujovic xxx, Murat Karakaya xx, Volkan (L) xx, Onur x, Hasan Özkan x, İbrahim Emet xxx, Ali Yılmaz x

Setler:
19-25, 25-17, 25-17, 25-19

Süre: 88 dakika (22-22-21-23)




* Tebrikler takıma.
* İlk sette gene rezildik.Sahada yoktuk adeta ve Torul, seyircisi ile Burhan Felek'te şov yaparak set aldı.Teknik olarak rezil oynayan Mijkoviç seti hediye etti.
* 2.setten itibaren toparlanarak ,özellikle bloklarda etkili olarak oyuna girdik ve 3 sette de insiyatifi elde tutarak maçı aldık ve kötü geçen sezonun ilk yarısını 19 puanla bitirdik.
gs MEF'e 2-1'den 3-2 yenildi biraz önce.19-19 oldu puanlarımız,set averajı ile geçmiş olabiliriz.
* Söylenecek çok şey var,çoğu hep yazdığımız şeyler ama bence en önemlisi FB taraftarının bu takıma gördüğü reva.Aziz Yıldırım döneminde peydahlanan ''başarıya endeksli taraftar modeli'' (Müşteri daima haklıdır klişesi) erkek voleybol takımını sürekli yalnız oynatıyor.Bugün 15 milyonluk koca şehirde bu takıma desteklemeye gelecek taraftar bulunamayıp salonda Gümüşhaneli seyircilerin sesi duyuluyor,takım ev sahibi değil deplasman takımı muamelesi gördürülüyorsa yuhhh olsun kolpacılara.
 İkinci yarı takım düzelsin ,play off'larda,finallerde rantı yemek için giderler ama.
 ''Ya hocam takım top mu oynuyor yaaaa'',''takım ışık mı veriyor yaaaaaaaaaa '',''Önce top oynasınlar sonra gideriz'' derler.E işte mesele orada.Takım mı taraftarı coşturacak,taraftar mı takımı coşturacak.
gs maçında salonda seyirci vardı da ne oldu,ruhsuzca kaybettiler diyorlar.Haklı bir eleştiri ama 1 maçla dükkan kapatılmaz.Ama bu son yılların Endüstriyel Spor'un efektleri.Sonuçlar iyiyse seyirci - taraftar  pardon müşteri maça gider.Aksi halde 10 kişilik cefakar,vefakar ''köyün delileri'' taraftarlardan başka giden olmaz.
 Evet takım; oyun içinde,set içinde istikrarsız grafik çiziyor,zaman zaman krize giriyorlar.İşte o anlarda taraftarın ateşlemesi bazen işe yarayabilir.Bunları çok gördük.
 Neyse kolpacı İstanbul FB seyircisine kocaman bir yuhhhh göndererek bu bahsi geçelim.
* Mijkoviç 1.sette çok kötüydü.Gene blokları aşamadı,penaltı topları bile dışarı vurdu.
Neyseki 2.setten itibaren biraz kendine geldi ve son haftalardaki en iyi oyununu oynadı.
22 sayı.31/16.% 52.Hücum yüzdesini ilk kez yükseltti.4 aut,2 blokta kalması var.2 bloğu var.
Serviste de 4 hata,4 direk sayısı var.Böylece önceki maçlardaki aldığı sayılara yakın verdiği sayılar olayını bu maçta nihayet görmedik.22 sayı alıp,6 sayı verdirmiş,servisler birbirini götürüyor.
Zaten + 12 ile en efektif oyuncumuz olmuş.İşte Dünya yıldızı dediğina adam böyle katkı verecek.
Enteresan yani kötü oynadığı 1.sette 2 bloğu var.
* Marshall da 2.setten itibaren daha iyiydi.% 50 ile hücum etmiş,manşette 26/1 hata.% 65(46)
Zaman zaman pasörlükte yaptı.Kübalı oyuncuların pasörlük özelliği hepsinde de vardır.
* Manşetimiz gene düşük.63/4 hata.(Serkan 2,Cosko,Marshall) % 59(48)
Sezon başından beri sıkıntımız zaten.Bunu aşmak için manşetçilerimiz parmakla karşılama yolunu kullanıyorlar zaman zaman ,burada da karşılamalarda top kısa düşüyor ve Arslan topları uzatmak için neredeyse belini kıracak hale geliyor.Neyse en azından çözüm bulmaya çalışıyorlar.
Parmakla karşılamalarda biraz daha topu Arslan'a düzgün gönderebilirlerse iyi olacak.
Kolay değil aslında servis karşılamak erkek voleybolda.Bugün pasörleri Vujoviç (Bu arada Kıvanç sürekli Monte Negro'lu dedi.Karadağ desene şuna Kıvanç yahu) ve Hakan Ünsün çok etkili servis attılar.Çok sıkıştırdılar bizi.7-0'lık seri bile yedik 4.sette.
* Bloklarda etkiliydik 2.setten itibaren.11-5 öndeyiz.Beğenilmeyen Kemal 4 blok yaptı.
* Gene klişe olmuş ezbere söylenen ortalarımız iş yapmıyor söylemi bu maçta da çürütüldü ama gene yazılıyor.Halkbank maçında da en iyi 2 oyuncumuzdu Emre ve Kemal.Bugün de iyiydiler.
Beğenilmeyen Kemal ,Aylin hanım'ın da hemen fırsatı kaçırmadığı 1.sette penaltı topu öldüremediği pozisyon dışında gayet iyiydi.6/4.% 67 hücumla oynadı,4 blok sayısı da var.Daha önemlisi attığı taktik servislerle uzun seriler yaptırdı.
Emre ise 10 sayı yapmış 10/8.% 80 ile.1 servis,1 blok sayısı var.4 servis hatası.
* Servis hatalarımız zaten yumuşak karınlarımızdan biri.18 hatamız var,7 tanesi 4.sette.
* Arslan da iyiydi.3/2.% 67 hücum,2 blok 4 sayısı var.
* Demeter 1.sette hiç bir müdahale yapamadı.4.sette de 5-2 öndeyken yediğimiz 7-0'lık seri de Aylin Hanım'ın molaları evine götürecek galiba dediği gibi gene uyudu.
* Aylin Hanım 1.sette yaptığı eleştirilerde haklıydı.Yazdığımız şeyleri söyledi.
Takım gerçekten % 30 kapasite ile oynuyor.Umarım 2.yarı daha iyi oluruz.
* Torul Gençliği de kutlamak lazım.3 vasat yabancı ve isimsiz yerlilerde ''takım'' olmuşlar.
Son 5 maçı - içlerinde İBB'yi deplasmanda 3-2 ve HB galibiyetleri de var - kazanmışlardı.
Tehlikeli bir takım.Hafife alırsanız yanarsınız.2.yarı oradaki maçta zor geçecektir.

TBVL 4.Hafta : Sarı Melekleri Vgstt'de Durduramadı.1-3 !!!!


Aroma Bayanlar 1.Ligi erteleme maçında rakibi Vakıfbank Güneş Sigorta’yı 3-1 yenen Fenerbahçe Acıbadem, rakibiyle bu sezon oynadığı ikinci maçı da kazanmış oldu.

İlk bölümde ev sahibi Vakıfbank, köşelerden 3 hücum hatası yapınca, FB Acıbadem teknik molaya 4-8 önde girdi. Katar’dan moralli dönen konuk ekip, sayı farkını dörde çıkarsa da 9-13 Gözde Sonsırma’nın servisleriyle peş peşe 6 sayı üreten Vakıfbank, ikinci teknik molaya 16-14 geçti. Köşelerden bulduğu sayılarla 18-14’ü yakalayan VGSTT, Liubov Sokolova’nın 4 numaradan yaptığı hücumları durduramayınca 18-20 geriye düştü. Skor 20-23 olduğunda tüm oyuncu değişikliği hakkını kullanan Güneş Sigorta, durumu 23-24’e getirdiyse de Polonyalı Katarzyna Skowronska’nın hücumuna engel olamadı ve ilk seti 23-25 Fenerbahçe Acıbadem kazandı.

Bahar Toksoy’un servisleriyle ikinci sete 3-0 başlayan Güneş Sigorta, temposunu sürdüremeyince Fenerbahçe ilk araya 7-8 ile girdi. Skor 10-11 olduğunda iyi servis atıp defans yapan Vakıfbank, 5 sayı üretti (15-11) ve teknik mola 16-13 geçildi. Takımların süreklilik sorunu yaşadığı maçta Fenerbahçe Acıbadem rakibini 17’de yakaladı ancak Vakıfbank 20-17’yi sağladı ve set sayısı için servis atmayı başardı (23-24). Ancak Malgorzata Glinka’nın 2 kez üst üste bloğa yakalanması sonucu durum tersine döndü (24-25). Taraftarının müthiş desteği ile servisi kullanan Fenerbahçe Acıbadem, Maja Poljak’ın topu auta vurmasıyla seti 24-26 kazanarak durumu 0-2’ye taşıdı.

Üçüncü sette çok iyi derecede defans yapan ev sahibi Güneş Sigorta, tüm oyuncularının katkı sağlamasıyla teknik molaları 8-4 ve 16-6 önde geçti. Hiçbir anında gevşemediği sette rakibini sürklase ederek 25-15 kazandı.

VAKIFBANK GÜNEŞ SİGORTA TÜRK TELEKOM: 1 - FENERBAHÇE ACIBADEM: 3
Salon: Burhan Felek

Hakemler: Serdar Nişancıoğlu xxx, Ebru Meriçkan xxx

Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom: Nikolic xx, Bahar xx,Gözde xx, Glinka xxx, Poljak xx,Özge x (Gizem xx, Nilay xx, Seray x, Güldeniz x, Bahanur x)

Fenerbahçe Acıbadem: Naz xx, Chachkova xxx, Ergül x, Skowronska xxx, Osmokrovic xxx, Eda xx (Nihan xx Çiğdem xx)

Setler: 23-25, 24-26, 25-15, 15-25

Süre: 103 dakika (27, 29, 23, 24)


 
* Tebrikler Sarı Melekler.
* Şu şartlarda her sonucu bekliyordum,yenilgiyi bile kabullenmiştim açıkcası.
Böyle geçeceğini bekliyordum maçın.Zafer Sarhoşluğu içinde böyle bir maça ne mental ne fiziksel olarak hazırdık.Vgstt tam fırsatını yakalamıştı yenmek için ama aptallıklarına doymasınlar :))
Bu kadar kötü bir şekilde bizi yenemedilerse (iyi oldu tabii) bir daha çoooooookkkkk zor yenerler.
Kafalarını taşlara vurup,oturup ağlasınlar.
* Zafer sarhoşluğu,konsantre eksikliği falan tamam da bu manşet belasını ne yapacağız bilemiyorum.
Sezon başından beri devam ediyor bu sorun.Dünya Şampiyonu olduğumuz turnuvada da vardı ama rakip değerlendiremedi,blok,etkili servis v.s.lerle tolere ettik.
İnanamıyorum Sokolova ve Nati'nin yaptığı manşet hatalarına.Dünyanın sayılı manşeti iyi 4 numaralarına sahibiz ama acemice manşet hataları yapıyorlar.Biz Nihan'ı eleştiriyorduk manşette zayıf halka diye ama haksızlık etmişiz diyeceğim.
 Bu manşetlerin yorgunlukla,dünya şampiyonluğunun zafer sarhoşluğu ile falan etkisi yok.
Ciddi şekilde alarm veriyor bu konu.Düzeltemezsek Şampiyonlar liginde canımız en kritik yerde yanar bunu söyleyeyim.Buraya kayıt düşüyorum MANŞET ALARM VERİYOR !!!!!!!!!!!
* Vgstt ilk 2 sette 18-14 ve ikinci sette 23-20 önden komik ötesi hatalarla setleri verdi.(İyi ki verdi orası ayrı tabii) Bu seviyedeki takımın bu kadar fahiş hatalar yapması inanılır gibi değildi.
Tam 28 rakip hatasından sayı almışız.Biz de geri kalmadık tabii.20 sayıda biz vermişiz.
8 sayı fark buradan.
* Manşetten bahsettim yukarıda madem rakamları verelim ;
Takım manşetimiz : 76/6.% 58 (41).
Sokolova 32/3.%56 (31),Nati 21/2.% 62(52),Nihan 21/1.%52(43)
Yakışmıyor bu rakamlar.Dikkat !!!!!!!!
* Vgstt'nin manşeti ise : 82/4.% 60(43).Onların biraz daha iyi.Ki Nikoliç gibi bir maden varken.
Nikoliç 20/-.% 55(25),Gizem 27/1.% 63(56),Gözde 25/-.% 68(44),Güldeniz 8/2.% 50(50)
* Bloklarda da etkisiz kaldık.Vgstt bizden iyiydi.13-8 öndeler.Poljak 5 blok.
Eda 3,Sokolova ve Nati 2'şer,Kasia 1 blok.Rezil oynadığımız 2.sette tek bloğumuz yok.
* Vgstt serviste de bizden etkiliydi.12 hata da yapmışlar ama ikili hücum turumuzda Özge veya Gözde galiba bir sıkıştırıyordu 6-0 veya 9-1'lik seriler yaptırdılar.6 direk sayıları var.
Bizim ise 7 hata,4 direk sayımız var.Eda 3 servis sayısı.Çiğdem ve Eda etkili servis attılar.
* Hücumda da top öldürmekte zorlandık.% 39 ile hücum ettik.Vgstt % 41.
İyi manşet gelmedi,iyi pas atamadı pasör tamam ama gerek smaçörlerimiz gerekse de pasörümüz vasatı aşamadılar.Eda gibi son haftaların formda oyuncusunun 12/3.% 25 ile hücum etmesi ilginç.
Çok iyi anlaştıkları söylenen Naz'ın pasları yetersizdi.Eda 9 sayısını 3 blok,3'te servisten aldı.
* Pasör Naz iyi değildi.Aylin Hanım bile dayanamadı defalarca eleştiride bulundu.
 - 3 ile oynamış.Tamam iyi manşet gelmiyor ama gelenleri de iyi kullanmadı.Pas atarken rakip oyuncuların bloklardaki yerleşimine hiç bakmıyor.Ergül'ün karşısında 2 kişi var,4 boş,göre göre veya görmeden demek daha doğru olur Ergül'e atıyor ve blokta kalıyor.Ergül 1 sayı ve kötü performasla bitrdi ,Çiğdem ile de değişmek zorunda kaldı zaten.Fofao Ergül'ü çok iyi oynatıyordu.
Naz pasları uzatmıyor ve fazla alternatif yaratmıyor.Halbuki en önemli özelliği bu diyorlardı.
Ze Roberto gelecek haftaki Vgstt kupa maçında Fofao'yu oynatır sanırım.
Şimdi eleştirdik diye gene düşmanlık yapıyor derler de gördüğümüzü yazıyoruz.Kimse nedense gördüklerini yazamıyor.Çok ilginç ya neyse...
* Nihan'a helal olsun.Mükemmel toplar çıkardı savunmada.
* Bu seviyede bir takımın 6-0'lık seriler yemesi hatta 9-1'lik seri diyebiliriz.13-9 öndeydik 18-14 öne geçtiler 1.sette.Bu şaşılacak bir şey.
* Dünya Şampiyonu olduk eyvallahta uçmamak lazım.Sorunlarımız var.
Biraz ayakların yere basması ve gerçekci bakmak lazım.
4 maçı 3-0 kazandık Dünya Şampiyonu olduk yahu daha ne diyenler olabilir.
Tayland ve Dominik takımları maçlarını geçelim.Osasco ile 2 maç yaptık sadece ve Ze Roberto'nun onları tanıma avantajı ile kazanarak Şampiyon olduk.Fazla abartırsak ileride ciddi hüsranlar yaşarız.
* Bu arada Aziz Yıldırım hiç şaşırmadığım gibi başlamış M.Ali Bey'den tırsmaya.

Yıldırım ile Aydınlar’ın arasında poster krizi!

Fenerbahçe Başkanı’nın, Dünya Şampiyonu olan takım için verdiği yemeğe ve poster çekimine Mehmet Ali Aydınlar’ı davet etmemesi, kulübü karıştırdı...

Sarı Kanarya’da tek kelimeyle kazan kaynıyor! Katar’ın Doha kentinde Dünya Şampiyonu olan Fenerbahçe Acıbadem Kadın Voleybol Takımı, önceki gün İstanbul’a geldikten sonra Şükrü Saracoğlu Stadı’nda basın toplantısı düzenlenmiş, ardından poster çekimi için ayrı bir salona geçilmişti. Takımın şampiyonluğunda büyük pay sahibi olan, voleybol şubesinin sponsoru Mehmet Ali Aydınlar’ın, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın isteğiyle poster çekimine davet edilmediği iddia edildi. Kulislerde konuşulanlara göre Yıldırım, poster çekiminden sonra Aydınlar’ı yemeğe de davet etmedi. Bunun altında yatan sebebin, grupların desteğini alan ve başkanlığa hazırlanan Mehmet Ali Aydınlar’a, Aziz Yıldırım’ın tepki göstermesi olduğu iddia ediliyor. •

AYGÜN ÖZİPEK - STAR


Fener’e başkan adayı olurum


Fenerbahçe’de voleybol şubesinin ana sponsoru Mehmet Ali Aydınlar, dün Lig TV’nin konuğu oldu ve dedikoduları güçlendiren açıklamalar yaptı. “Her Fenerbahçeli başkanlık yapmak ister” diyen Aydınlar, “Zamanı gelir, koşullar oluşur. O zaman başkan adaylığını düşünebilirim. Ancak bunu yeri ve zamanı geldiğinde değerlendiririm. Şartlar uygun olduğu zaman Fenerbahçe Başkanı olmak beni gururlandırır” ifadelerini kullandı. Takımın şünya şampiyonluğuna ulaşmasını, “Büyük bir onur” olarak niteleyen Aydınlar, “Gamova gittikten sonra gerçek anlamda takım olduk. Bu başarının devamı gelecek” değerlendirmesini de yaptı.

 voleybol x.com

24 Aralık 2010 Cuma

Fenerbahçe Acıbadem bir Türk takımı mı?

Aslında başlığı "Bir fotoğrafın düşündürdükleri" olarak koyacaktım ama biraz kışkırtıcı bir başlık tercih etmek istedim.

Fenerbahçe Acıbadem ile hepimiz gurur duyuyoruz. Bu forumda söylenen binlerce mesaja sadece katılabilirim.

Ben sadece dikkatimi çeken bir resmi paylaşmak istiyorum:


Bu resimde takımımızın maçta o an oyunda bulunan altısı görünüyor.

Gördüğünüz gibi tek Türk Nihan.

Biraz düşündüm. Başta‚ bir refleks olarak belki‚ üzüldüm. Bizim Türkler nerede diye...

Sonra aslında ne kadar sevindirici bir şey olduğunu gördüm.

Şu resimdeki yabancı oyuncularımıza bir bakın. Bir dünya karması kurmak isteseniz‚ ilk 6´ya koysanız kimsenin itirazı olmaz.

Mesela Fofao. Dünyanın en iyi pasörüdür diyebilir miyiz? Diyebiliriz.

Nati ve Sokolova. Oyunun hem defans hem de hücum yönünü bu iki oyuncu kadar iyi oynayan bir 3. oyuncu var mı dünyada?

Skowronska... Gamova gibi hücum gücü elbette olamaz. Ama Kasia´nın savunmadaki gücü de Gamova´nın zayıf savunmasıyla kesinlikle karşılaştırılamaz. Hücum savunma dengesi iyi takım kurmak isteyen bir antrenör için Gamova´dan daha önce tercih edilebilecek bir çaprazdır Kasia. İlle de hücum diyecek bir antrenör için ise Gamova´dan sonra bence kesinlikle en iyi 2. alternatif....

Ve Fürst. Orta oyuncu ne yapmalıdır? Bu soruya en iyi yanıtı verecek iki oyuncu var. Biri Gioli ise diğeri Fürst´tür.

Tabii böyle yabancılar olunca‚ Türklerin yedekte kalmasını kimse sorgulamıyor.

Hatta seviniyoruz. Ancak‚ başka bir durum daha var:

1. Kimse Fenerbahçe´nin kadrosundaki oyuncular hangi milletten demiyor. Fenerbahçe Acıbadem bir Türk takımı olarak orada bulunuyor.

2. Bir dünya karmasında takımında toplayabildiysen‚ güçlüsündür. Türkler için gurur verici bir başka yön. Bir voleybol seyircisi bizim kadroyu görünce "Vay be Türkler amma transfer yapmış" diyordur...

3. Fotoğrafta olmayan Türk oyunculara da bakalım. Eda...
Zaten ilk 6´da. Fotoğrafta yok‚ çünkü o an yerinde Nihan oynuyor.

Naz... Fofao´nun yedeği olmak Naz yeteneğinde ve yaşında bir oyuncu için en büyük şans. Üstelik yabancı kısıtlaması nedeniyle Türkiye´de oynama şansı bu kadar çokken.

Seda... Milli Takımımızın smaçörü. Hep eleştirilen savunma ve manşetini geliştirmesi için önünde bu konuda dünyanın en iki smaçörü var. Onlarla rekabet en çok Seda´ya ve Türk voleyboluna yarar.

Ve diğer yedekler. ÇiğdemİpekErgülSongül...... Hepsi‚ hepsi zaten Türkiye´nin en iyileri...

Ve Katar´daki maçları dikkatle izleyenler görmüştür sanırım‚ takım makina gibi işliyor. Oyuna Çiğdem-Naz girince de takımın dengesi bozulmuyor...

Bu başka bir mutluluk. Voleybolda bir dünya markası yarattık. Ve o marka bir Türk markası. Ve Fenerbahçemizin armasını taşıyor.

Daha büyük bir mutluluk olabilir mi?

Özgür

NOT:
 İşlerimin yoğunluğu nedeniyle uzun süredir  yoktum. Bütün dostlara tekrar merhaba diyorum. Yine uzun bir süre olamıycam aranızda. Ama bu kupür çok önemliydi benim için‚ paylaşmak istedim.

23 Aralık 2010 Perşembe

Teledünya Erkekler Türkiye Kupası Halkbank 2 - FENERBAHÇE 3


Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımımız Teledünya Erkekler Türkiye Kupası 2. etap 1. tur maçında deplasmanda Halk Bankası’nı 3-2 yenerek, 2. tura yükseldi. Ankara Başkent Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmada ilk seti 25-18 önde tamamlayan Takımımız ikinci seti 25-19, üçüncü seti 25-22 geride tamamladı. Dördüncü seti 25-20, beşinci seti 15-11 önde tamamlayan Takımımız karşılaşmadan 3-2 galip ayrılarak, çeyrek finale yükseldi.

HALKBANK: 2 - FENERBAHÇE: 3

Salon: TVF Başkent

Hakemler: Nihat Ermihan xxx, Çetin Ok xxx

Halkbank: Rapha xxx, Özkan xxx, Selçuk xxx, Roca xx, Barış x, Serhat xxx (Hasan xxx, Mustafa ?)

Fenerbahçe: Coskoviç xxx, Emre xxx, Arslan xxx, Marshall xxx, Kemal xx, Milkovic xx                 (Serkan xxx, Burak ?)

Setler: 18-25, 25-19, 25-22, 20-25, 11-15

Süre: 118 dakika (22, 25, 28, 27, 16)
* Şükür kazandık ve yeni bir hüsrana yelken açmadık.Erkek voleybol takımı bu sezon tamamen futbol takımı perspektifi oldu ne yazık ki.
* Gene iyi başladık ama sonrasında saldık.2-1 geriye düştükten sonra biraz akıllandık ve özellikle bloklarda ve defansta etkili olarak kazanmayı bildik.
* İyi ki Halkbankası var büyüklerden ki 3-2'de olsa kazanabiliyoruz.
* Farkı dediğim gibi bloklardaki etkinliğimiz getirdi.19-9 bloklarda öndeyiz.
Herkesin yerden yere vurduğu Kemal tam 7 blokla ciddi katkı yaptı.Aferin Kemal.
Emre'de 5 blokla yardım etti.Zaten orta oyuncularımız sayesinde kazandık.
Kemal 10,Emre 15 sayı ile çok iyi katkı yaptı.
* Smaçörlerimizin sallandığı bir maçta çok eleştirilen - çoğu bilgisizce - orta oyuncuların katkısı ile maçı aldık.Miljkoviç 13,Coskoviç 11 sayıda kalırken Emre 15,Kemal 10 sayı kazandırdı.
* Ve Miljkoviç.
Deli ediyor beni.Olacak şey değil yani.Üst üste bu kadar kötü oynanmaz.
Yorgunluk dedik,Arslan ile uyumsuzluğu dedik falan filan ama bari kafanı kaldır,gözünü açarak vur kardeşim şu toplara.Amerikalı Mc Kenzie vardı aptalca gözü kapalı bloklara vururdu hep.
Miljkoviç de ondan farksız.Gene 6 kez kafasına bloğu yemiş.Ayıp.Her maç bu kadar blok yiyor kafaya.13 sayı yapmış 5 setlik bir maçta 1 hücum hatası,6 blok yemesi ve 3 servis hatası ile 10 sayı verdirmiş.Her maç böyle katkısı var 550 bin euro alan Dünya Yıldızı.
Üstelik elektriği de kötü.Hiç gülmüyor,zoraki,pişman olmuş gibi oynuyor.
Ne derdi varsa çözülmezse  Fenerbahçe bu sezon 1 maç kazanıp,2 maç kaybeder modundan öteye gitmez.34/11.% 32 ile hücum ediyor dünya yıldızı pasör çaprazı.Ayıp.
* Marshall.
Bravo.Toparlandı.Milkjoviç ne kadar geriye gidiyorsa Marshall o kadar ileri gidiyor.
20 sayı ile en skorer oyuncumuz.Bildiğimiz çok net ''uçan adamvari smaçlarını'' görmeye başladık.
Epey yüklendik burada ama yüklenilmeyecek gibi değildi.Kendine getirdik :))
O yüzden Miljkoviç'e de yükleniyorum.
Marshall % 42 ile hücum etmiş (38/16),manşette 19/hata yok % 74(53),blok sayısı 4.
Tek zaafı her zamanki gibi 5 servis hatası.Servislerini de düzeltirse daha iyi olacak.
* Emre'den yukarıda bahsettim ama yeniden dönmeden olmaz.
Maçı getiren adamların başındaydı.12/10.% 83 ile hücum etti.Süper.Sadece 1 kez blokta kaldı.
4 bloğu ve 5 servis hatası var.Aferin Emre.
* Arslan daha iyiydi.6/3.% 50 hücum,1 servis sayısı ile 4 sayı kazandırdı.
* Halkbank Brezilya'lı hocayı gönderdikten sonra gs'nin eski antrenörü Ümit Hızal'ı getirdi.
Yerli antrenör olduğu için avantajdı bu.Halkbank iyi oynadı aslında.Manşetleri de bizden iyiydi.
Hücum yüzdemiz aynı % 45.Bloklardaki 19-9'luk fark belirleyici oldu.
İyi de servis attılar.Bizden 3 kez fazla kaçırdılar ama 3 fazla sayı da aldılar.
* Serhat 23 sayı ile Gruszka'yı aratmadı.2 yabancıları Roca ve Raphael 16'şar sayı.
Ortalarda eski oyuncularımız Barış 10,Özkan 6 sayı yaptı.
* Özkan bizim Kemal'den daha başarısız oldu duyurulur.
Özkan 11/4.%36.2 blok.-3 ile oynarken,Kemal 7/3.% 43.7 blok.+4 ile oynadı.
Artık Özkan'ın arkasından ağıt yakacağımıza Kemal'e destek vermeliyiz.
Bravo Kemal .Yürü koçummmmmmmmm.
* Takıma süper destek veren ve İstanbul'daki kolpacılara ders veren ANKARA SEYİRCİMİZE
TEBRİK VE TEŞEKKÜRLER.

FENERBAHÇE ACIBADEM DÜNYA ŞAMPİYONU.(VİDEOLAR)

Sarı Melekler dünya şampiyonu oldu / 1

Dünya Şampiyonu Fenerbahçe Acıbadem "Şampiyonluk Maçı"

1.Set
http://www.multiupload.com/IRX7GEJXCS

2.set
http://www.multiupload.com/F21VL9ENW7

3.Set
http://www.multiupload.com/S5V7XKUQVD

ÖDÜL TÖRENİ
http://www.multiupload.com/2TBBB2WOCS

Fenerbahçe Acıbadem Dünya Şampiyonu Fb Tv Klip


Dünya Şampiyonu Fenerbahçe Acıbadem Basın Toplantısı


Uğur teşekkürler.

2010 Club World Championship Fenerbahçe Acıbadem Cup Ceremony



Sarı Melekler Şampiyonluk Sonrası Telefon Bağlantısı


Dünya Şampiyonu Sarı Melekler İstanbul'da 

 

Fenerbahçe Acıbadem havaalanı karşılama

 

 GÜNDEM PROGRAMI

http://www.multiupload.com/R0270RS5SS
http://www.multiupload.com/TLGKWGBBY1

 Videolar için Burak,Uğur,Babish,Caner renktaşlara teşekkürler.