29 Kasım 2010 Pazartesi

Fenerbahçe - G.Saray 0-3 (Beklenen Rezillik) !!!


Lig’de derbi haftasının ilk maçında Fenerbahçe Galatasaray ile karşı karşıya geldi. Derbide gülen taraf 3-0’lık sonuçla Galatasaray oldu.

Karşılaşmaya iyi başlayan taraf Galatasaray’dı. Etkili servis atan sarı kırmızılılar hücumda da etkili oldular. Nemer ve Barca ve Ahmet ile sayılar kazanan Galatasaray ilk teknik molayı 1 sayı farkla önde tamamladı. İkinci teknik moladan sonra  blok üstünlüğünü de ele geçiren Galatasaray farkı açmaya başladı. Hücumlarda etkisiz kalan sarı lacivertliler sayı üretemeyince sarı-kırmızılılar ikinci teknik molayı 4 sayı farkla önde geçti. (12-16) Teknik mola sonrası Ahmet ve Emre’nin kaçırdığı servis ile sayı kazanmaya devam eden Galatasaray  20’li sayılara da 4 sayılık farkı koruyarak girdi. Bu 4 sayılık farkı Miljkovic ile eritmeye başlayan sarı-lacivertliler, Galatasaray’ın manşet hataları karşısında 22-22’de eşitliği yakaladı. Coskovic’in auta vurduğu topun ardından Galatasaray Nemer servis kaçırınca avantajı kullanamadı. 23-23’ten sonra Miljkovic’in servis kaçırması ve hücum da top öldürememesi Galatasaray’a seti getirdi. (23-25)

İkinci seti de baştan sona sarı-kırmızılılar üstün götürdü. İlk teknik molayı 8-4 geçen Galatasaray, ikinci teknik molayı da 6 sayı farka önde tamamladı. (10-16) Nemer ve Barca ile sayılar bulmaya devam eden Galatasaray, Fenerbahçe’nin basit hatalarını da iyi değerlendirdi. Arslan ile smaçörler arasındaki uyuşmazlık hücumlara yansırken, 20’li sayılarda sarı-lacivertliler Miljkovic ile sayı bulmaya başladı. 23-17’de itibaren sayı farkını kapatmaya başlayan Fenerbahçe skoru 23-24’e getirdi ama Galatasaray’da sete noktayı Kemal koydu. (23-25) 

Üçüncü sete fırtına gibi başlayan Fenerbahçe oldu. 3-0’lık seri yakalayan Fenerbahçe 5-1 öne geçtiği sette ilk teknik molaya 8-3 önde girdi. Galatasaray ilk iki setteki dirençli oyununu kaybedip, hücumda basit hatalar yapmaya başladı. Fenerbahçe’de ise Miljkovic sete ağırlığını koydu. İlk teknik mola sonrası Galatasaray’da bloklar işlemeye başladı. Volkan’ın attığı etkili servislerle12-12’de eşitliği yakalayan sarı-kırmızılılar ikinci teknik molaya 15-16 önde girdi. 19-19’a kadar dengeli giden sette Fenerbahçe Arslan’ın yaptığı blok ile 20-19 öne geçti ardından Emre servis kaçırınca sete skor yeniden eşitlendi. (20-20) Bu sayıdan sonra sarı-lacivertliler yine iki hücumdan buldukları sayı ile Galatasaray karşısında seti almak adına büyük avantaj yakaladı. (22-20) Galatasaray Kemal ile farkı 1’e indirdi ardından Ahmet ile skoru eşitledi. Nemer takımını 1 sayı öne geçirdi ve iyi defans yapan Galatasaray Ahmet’in sayısı ile 23-25 maçı da 3-0 kazanan taraf oldu.

Karşılaşmaya, İl Spor Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesi ve iki kulübün anlaşması uyarınca konuk Galatasaray’ın taraftarı alınmadı.

FENERBAHÇE: 0 - GALATASARAY: 3
Salon: Burhan Felek
Hakemler: Erdal Akıncı x, Suat Carlı x
Fenerbahçe: Coskovic xx, Emre x, Arslan xx, Marshall xx, Kemal xx, Miljkovic xx (Serkan xx, Burak xx Ersin x)
Galatasaray: Caner Pekşen xxx, Barca xxx, Ahmet xx, Kemal xx, Nemer xxx, Yasin xxx (Caner Dengin xxx, Sinan x, Volkan xx, Bazin xx, Murathan x)

Setler: 23-25, 23-25, 23-25

Süre: 80 dakika (24, 27, 29)



 Göz göre göre gelen bir mağlubiyet.
Geçen haftaki Arkas yenilgisi ile ilgili yazdığım yazının sonunda bakın ne demiştim ;
 Neticede ne yazık ki sorunlarımız aynı şekilde ve tüm şiddeti ile devam ediyor.
Rakiplerimizden Ziraatbankasına sezon başındaki Süper Kupada ,ligte İBB ve Arkas'a yenildik,Halkbankasını da 3-2 güç bela yenebildik.Haftaya bu görüntü ile gs karşısında da işimiz zor.
Aman dikkat
''Voleybolun gs'si Arkas'' yenilgisini hazmetmesi zorken,esas gs yenilgisini bu bünye kaldırmaz.Lütfen kendinize gelin bir an önce.
Evet bünye kaldırmaz da dedik ama hazmetmeye çalışıyoruz ne yapalım ?
Malımızı biliyoruz da öyle konuşuyoruz.
 Tours deplasmanındaki galibiyet biraz rahatlatmış ''Hele şükür beee'' demiştik ama ne yazık ki değişen bir şeyin olmadığını bir kez daha gördük.
 Gene uyur gezer gibi maça başla,bir türlü oyuna girememe,fark açılsın ve Demeter seyretsin,gene lanet olası servis kaçırma ve manşet alamama hastalığın devam etsin,ne blok yap ne savunma ne de top öldür,dünya yıldızı dediğin adamların sahada ismi  var cismi yok,takımın yüreği,beyni dediğin pasörün smaçörlerlerle berbat ötesi uyumda olsun,hadi Tours deplasmanın yorgunluğunu da katalım,bütün bunlara karşı rakipte seni çok iyi etüt etmiş ve çok iyi hazırlanmış olsun.Hakemlerde her zamanki misyonlarında olursa bu sonuç neden şaşırtıcı olsun ki ?
  Uzun süredir ,herhalde 20-25 maç olmuştur bu şekilde yenilmemiştik bunlara.Sadece 2 sezon önce bir Türkiye Kupası maçında Arslan da kadro dışıyken 2-0'dan 3-2 vermiştik ruhsuzlukla o kadar.
 Bizim takımın her sene böyle 2-3 maç ruhsuz oynama hastalığı vardır.Ne yazık ki ikisi nefretlik takımlara denk geldi.- Arkas ve gs -
 Geçen hafta elemanın biri terbiye başlığı yüzünden laf etmişti bizim rakibimiz gs değil falan filan diye.Rakibimiz olsun olmasın kardeşim bunun adı ''Derbi''.Yazı -tura atışında,gazozuna oynansa bile o sahada kanını akıtıp kaybetmeyeceksin,lamı cimi yok.
 Evet maçı izlemeyenler sonucun 25-23'lük 3 setle bittiğini yani sadece 6 sayı fark var arada diye düşünebilirler ve bu kadar tepki ,yüklenme bunun için mi diyebilirler elbette ama maç gs maçı maliye milli piyango maçı değil.
 Aslında dün çok kötüydüm daha ağır şeyler yazardım sıcağı sıcağına ama bekledim ve voleybolu Fenerbahçe Acıbadem ile izlemeye başlayan Fenerbahçe Acıbadem taraftarlarının linç mesajlarını görünce gönlüm elvermedi daha ağır yazmaya.Evet çok kötüydük,ruhsuz oynadık ama bu kadar yüklenmenin anlamı yok.Bugüne kadar ne desteği verdiniz de linç ediyorsunuz kardeşim ?
 Bu takım buralara sponsorsuz,bir avuç Fenerbahçe taraftarının desteği ile geldi.Fenerbahçe taraftarının diyorum dikkat edin Fenerbahçe Acıbadem taraftarının değil.Gidin Fenerbahçe Acıbadem'inizi destekleyin bu takıma gölge etmeyin yeter.
 Dangalağın biri ''Erkek takımı bana çok antipatik geliyor'' yazmış.Ulan zibidi senin gibiler de bize antipatik hatta iğrenç geliyor ne yapalım ? Yazma ,ilgilenme o zaman.Fesüppanallah............

  Teknik olarak ne yazılır bilmiyorum hep aynı şeyleri yazıyoruz.
Takımın kimyası bozuk.İyi kurulmadı takım.Coskoviç olayı bizi açmaza soktu.
2 tane ünlü isim alınca iş bitmiyor diye yazmıştık.
Marshall evet dünya yıldızı - nasılsa - ama manşeti kötü.Uçan adam diyorlar eyvallah ama o kadar uçuyor ama bloğa vuruyor topu.Miljkoviç desen gamsız.1.sette 6 sayılık farkı kapatıp geriden geliyoruz tu kaka ,beğenilmeyen 2.pasörümüz Burak'ın katkısı ile,23-23 olmuş umursamaz bir şekilde servis atıyor ve kaçırıyor.23-24.E senin dünya yıldızın böyle laubali olursa hakemler durur mu ? Bariz bloktan giden topu aut veriyorlar ve set gidiyor,yazık oluyor.Burada yeni yeni görmeye başladığımız ve hiç beğenmediğim başhakem Erdal Akıncı neyse de 30 yıllık Suat Carlı'nın gözünün önündeki pozisyonu nasıl göremediğini anlamıyorum.
 3.sette 22-20 öndeyken Kemal'in topu öldüreceği yerde iki eliyle garip bir şekilde topu içeri atması ve oradan işin dönmesine ne demeli bilmiyorum ki.Dünya yıldızları dökülürken,Kemal'e de ne diyebiliriz ki ? Şanssızlık desek.3.seti alsaydık maç dönebilirdi.Tabii 9-3'den yakalanasıya kadar uyumak ve önlem almamakta iş değil.

 İstatistiklere baktığımızda her şey eşit aslında.Neredeyse fark yok.Sadece bizim iyi manşetimiz düşük.% 40.Coskoviç ve Serkan 38,31.Marshall'ın 50 ilk kez.
 Demeter eğer fark 6 ve 8'lere çıkmadan erken mola alabilseydi belki de o kadar farkları kapatıp gelip 1 sayıya indirdikten sonra nefesimizin yetmemezliği olmayacaktı.
 Burak ve Ersin attıkları etkili servislerle geri getirdiler setleri.Hani yedeklerimiz yetersiz diyorlar ya.

 gs etkili servis attı.Fransa Milli takım pasörü Bazin'i oynatmayıp 2.pasörü oynattılar ilginç bir şekilde.
Nemer geçen yıl olduğu gibi gene çok etkili oldu.

2 takım arasında fark var ama çok değil.Erkek voleybolda takımlar arasında büyük farklar yok.
Maliye,Arkas'ı ,Torul Halkbank'ı yenebiliyor mesela.
Önemli olan voleybolun basit kuralı ''Etkili servis at,iyi manşet al,blokta iyi yerleş ve top öldür''ü mümkün olduğu kadar uygula.Tabii servis kaçırma,basit hata yapma işin A,b,c'si.

Aylin Hanım da fena kızdı.Bir ara gidip Demeter'in yakasına yapışacak  zannettim :))

Bu kadar seyirci önünde böyle bir mağlubiyet çok kötü oldu.Artık bu kadar seyirciyi bir daha zor bulurlar ve serzenişte bulunma haklarını da kaybettiler.
(Gerçi arkasından FBA maçı olduğu için çoğu FBA seyircisiydi de )

 Fazla uzatmaya da gerek yok.
Umarım bir an önce toparlanırlar.

4 yorum:

rıza yaşar dedi ki...

elinize sağlık,

yine çok detaylı ve güzel bir yazı olmuş. Öncelikle seyirci konusundaki fikirlerinize sonuna kadar katılıyorum. Türkiye'de maalesef başarı odaklı benim "sırtlan" adını verdiğim bir taraftar kitlesi var. Nerede başarılı bir takım oluyorsa o sporla ilgilenmeseler dahi o takımın peşinden koşan suni destek veren bu sırtlanlar benim de canımı sıkıyor. Özellikle voleybol sporunda bu çok ön planda. Maalesef son 10 yılda erkek voleybolu hem kulüp düzeyinde hem milli takımlar düzeyinde bayan takımlarının yakaladığı başarıları yakalayamadıkları için üvey evlat muamelesi görüyorlar. Oysa her sporda olduğu gibi voleybol sporunun da baş aktörleri aslında erkeklerdir. Hem izleme keyfi olarak hem rekabet olarak erkek voleybolunu bayanlarla asla mukayese bile etmem. Ama dediğim gibi kıstas başarı olduğu için ne yazık ki hep arka planda kalıyorlar. Geçen sene bu konuda Alev Anakök ntvspor.net'te çok güzel bir yazı yazmıştı. Türkiye'de bayan voleyboluna ilgi çok olsa da esas kaliteli voleybolun erkeklerde oynandığını, erkek voleybol milli takımının başarılı olamamasında çok güçlü rakiplerin olmasının etkili olduğunu ve erkek voleybolunun daha fazla ilgiyi hakettiğini belirtmişti. Sonuna kadar katılıyorum. Dünya voleybolunda erkeklerde o kadar çok ekol var ki gerçekten de o düzeye erişmek çok kolay değil. Oysa bayanlarda italya, Brezilya, Rusya biraz da Amerika dışında yıllardır en üst seviyede bir istikrar yakalamış bir takım göremiyoruz. Yine bu konuyla bağlantılı Vakıfbank antrenörü Guidetti'nin geçenlerde çok güzel bir açıklaması vardı. Türkiye'de kaliteli bir ligin olmadığından aslolanın lig olması gerektiğinden ama herşeyin federasyon tarafından organize edildiğinden yakınıyordu. Gerçekten de çok doğru söylüyor. Mevcut şartlarda Fenerbahçe Acıbadem, Eczacıbaşı Zentiva ve Vaıfbank GSTT'yi bırakın yenmeyi zorlayabilecek bir takım yok. Lig maçları tamamen antreman havasında geçiyor ama buna rağmen bayan maçlarında çok daha fazla seyirci oluyor. Sebebi çok açık: insanlar kaliteyi ya da rekabeti aramıyor, dertleri başarı ve popularite. O kadar miğdemi bulandırıyor ki bu durum. Oysa erkekler ligi gerçekten son yıllardaki en zevkli liglerden birisi. Tamam takım sayısı az ama ortalama üstünde sayabileceğimiz en az 6-7 takım var. Diğerleri de bahsettiğiniz gibi her an sürpriz potansiyeli taşıyan takımlar. Ki bu hafta maliye milli piyango'nun, Torul Gençliğin aldığı galibiyetler buna örnek.

rıza yaşar dedi ki...

Gelelim Fenerbahçe'ye,
haftaiçinde alınan galibiyet gerçekten çok kritikti hele ki 3-2 olmadan alınan 3 puan ilk maçı biraz olsun telafi etti. Ben grupta Tours takımın bu yarışı sonuna kadar götürebileceğini düşünmüyorum. O açıdan ilk hafta rusya deplasmanında aldıkları galibiyet Fenerbahçe için çok iyi oldu aslında. Ruslar görüntü itibarıyla en kuvvetli takım. Asıl yarış sanki Fenerbahçe ile italyan takımı arasında geçecek gibi. Bu açıdan ilk maçtaki mağlubiyete yanmamak elde değil. Umarım o maçı çok aramaz Fenerbahçe.

Lig maçını televizyondan izledim. Fenerbahçe belli ki haftaiçi maçından sonra bu maça kafa olarak hiç gelememiş. Tüm oyuncuların yüzünden bu okunuyordu. Hepsinde bitse de gitsek havası vardı. Belki 2. setin sonları ile birlikte biraz olsun maça odaklanmaya çalıştılar ama o saatten sonra da galatasaray'ın direnci doğal olarak çok arttı ve maça fazlasıyla asıldılar. Fenerbahçe play offları bekliyor olabilir ama sanki kantarın topuzunu biraz kaçırdılar gibi. Bu gidişle ilk 4'ü zor yakalayacaklar. Ki bu durum onları play offlar da gereğindan fazla yorar. Tabii maç sadece konsantrasyon kaybı yüzünden de kaybedilmedi. Bahsettiğiniz kronik sorunlar devam ediyor. Ben burada sizinle aynı fikirde değilim. Sorunun Arslan'dan kaynaklandığını düşünüyorum. Tamam yabancı oyuncular da yeterince kendini vermiyor olabilir ama genel görüntü Arslan'ın onları yeterince iyi beslemediği yönünde. Bunun yanında Arslan'ın bu takımın lideri benim mesajını her fırsatta verme isteği takımda ciddi anlamda bir sıkıntı yaratıyor. Arslan'ın egosunun dizginlenmesi gerekir. Dünya çapında oyuncular getiriyorsan onlara gereken tolerasyonu göstermen gerekir. Son olarak kemal/ersin ikilisi ile doldurulan ikinci orta oyuncu pozisyonu da fenerin kangreni olmaya devam ediyor. Ne kadar iyi niyetli oynarlarsa oynasınlar bu ikili fenerbahçe'nin mevcut kadro kalitesi düşünüldüğünde takımın en zayıf halkası olarak öne çıkıyor. Bu sorun giderilmedikçe ligde sıkıntı devam eder. Avrupa'da Geriç oynadığı için sorun olmuyor nasıl olsa.

Teşekkürler

rıza yaşar dedi ki...

tmGelelim Fenerbahçe'ye,
haftaiçinde alınan galibiyet gerçekten çok kritikti hele ki 3-2 olmadan alınan 3 puan ilk maçı biraz olsun telafi etti. Ben grupta Tours takımın bu yarışı sonuna kadar götürebileceğini düşünmüyorum. O açıdan ilk hafta rusya deplasmanında aldıkları galibiyet Fenerbahçe için çok iyi oldu aslında. Ruslar görüntü itibarıyla en kuvvetli takım. Asıl yarış sanki Fenerbahçe ile italyan takımı arasında geçecek gibi. Bu açıdan ilk maçtaki mağlubiyete yanmamak elde değil. Umarım o maçı çok aramaz Fenerbahçe.

Lig maçını televizyondan izledim. Fenerbahçe belli ki haftaiçi maçından sonra bu maça kafa olarak hiç gelememiş. Tüm oyuncuların yüzünden bu okunuyordu. Hepsinde bitse de gitsek havası vardı. Belki 2. setin sonları ile birlikte biraz olsun maça odaklanmaya çalıştılar ama o saatten sonra da galatasaray'ın direnci doğal olarak çok arttı ve maça fazlasıyla asıldılar. Fenerbahçe play offları bekliyor olabilir ama sanki kantarın topuzunu biraz kaçırdılar gibi. Bu gidişle ilk 4'ü zor yakalayacaklar. Ki bu durum onları play offlar da gereğindan fazla yorar. Tabii maç sadece konsantrasyon kaybı yüzünden de kaybedilmedi. Bahsettiğiniz kronik sorunlar devam ediyor. Ben burada sizinle aynı fikirde değilim. Sorunun Arslan'dan kaynaklandığını düşünüyorum. Tamam yabancı oyuncular da yeterince kendini vermiyor olabilir ama genel görüntü Arslan'ın onları yeterince iyi beslemediği yönünde. Bunun yanında Arslan'ın bu takımın lideri benim mesajını her fırsatta verme isteği takımda ciddi anlamda bir sıkıntı yaratıyor. Arslan'ın egosunun dizginlenmesi gerekir. Dünya çapında oyuncular getiriyorsan onlara gereken tolerasyonu göstermen gerekir. Son olarak kemal/ersin ikilisi ile doldurulan ikinci orta oyuncu pozisyonu da fenerin kangreni olmaya devam ediyor. Ne kadar iyi niyetli oynarlarsa oynasınlar bu ikili fenerbahçe'nin mevcut kadro kalitesi düşünüldüğünde takımın en zayıf halkası olarak öne çıkıyor. Bu sorun giderilmedikçe ligde sıkıntı devam eder. Avrupa'da Geriç oynadığı için sorun olmuyor nasıl olsa.

Teşekkürler

Güray Gürsoy dedi ki...

Değerli Rıza Yaşar ne güzel uzun uzun çok doğru tespitlerle katkıda bulunmuşsunuz.Çok teşekkür ediyorum.
Erkek voleybol konusunda kesinlikle hemfikiriz.Erkek voleybolunda her şey var.Güç,teknik,yaratıcılık,bireysel kalite,taktik anlayış,mentalite.
Ben her zaman erkek voleybolunu çok beğenmiş ve daha yakından takip etmişimdir.Alev Anakök ile pek fikirlerimiz uyuşmaz ama bu konuda katılıyorum.
TEVL her zaman büyük çekişmeye sahne olmuştur.Bu sezon daha da zor geçecek.Bu bizim için sevindirici.
Guidetti'nin açıklamasınıda alt yazıda okudum.Çok doğru söylemiş.
3 takımlı bir bayan ligi var.Hadi biraz da gs mp diyelim 3,5.
Ondan sonra uluslararası arena da zorlanıyoruz.FBA'nın geçen sezon ICL finalinde çok zorlanmasında bunun etkisi büyük oldu ne yazık ki.

FB'ye gelince ;
Bahsettiğimiz sorunların dışında çok haklısınız Arslan'ımız da sorun olmaya başladı.Aslında önceki Grbiç gibi bir ustaya bile kafa tutmalarını,kadro dışı kalmalarını da biliyoruz ama takımın en hırslı ve yürekli oyuncusu olması ve hakikaten yeteneği de olması hasebi ile tolere ediyorduk.Ancak bu sezona hiçte iyi başlamadı.Sırtından,ayağından sakatlıkları oldu belki de sakat sakat oynuyor ama gerçekten negatif enerji yayıyor hırsını frenleyememesi yüzünden.Evet manşet sorunu yüzünden iyi manşet gelmiyor ve iyi pas atamıyor ama iyi pasör açık toplarda da en iyi pası atabilen pasördür ferim hep.Arslan'ın pas tercihleri ve pas kalitesinde sorun var bu sezon.
Dileyelim geçici bir durum olsun.
Orta oyuncu sorunumuzda sırıtıyor.
Zaten Kemal ve Ersin hiç bir zaman banko oyuncu olmadılar takımlarında.
Kemal biraz O İzmir'de kazandığımız Üniversiade Milli takımında oynadığı yıllarda iyiydi ama sonra düşüşe geçti.
Bizi Coskoviç'in durumu sıkıntıya soktu.Geriç ve Emre as,diğerleri alternatif diye düşündüler.Özkan'ın gidişi de bu yüzden zaten.Yedek kalmayı ister mi bu seviyedeki adam.
Bir de çok kişi yedek kadro zayıf diyor.Tamam da voleybolda basketbol gibi sık oyuncu değiştiremiyorsun ki.1 oyuncu 1 sette 1 kez oyuna girebiliyor.Nasıl bu durumda aynı seviyede adam alacaksın ?
Gelmiyor zaten.Diyorlar ki Arslan ayarında yedeğimiz olmalı.Ulaş gelir mi bu takıma bu durumda mesela ?
Yapılması gereken fizik ve mental olarak takımı iyi hazırlamak ve oyuna en azından mola zamanlamalarına dikkat ederek müdahale etmek.
Şu saatte kimi alacaksın orta olarak.
Halkbank'a SGK'dan transfer olan ve fazla süre alamayan Sabit Karaağaç var aklımda.Şimdi baktım,bu haftaki Torul maçında ilk 6 oynamış ve 13 sayı yapmış.
HB istesekte vermez zaten.3 orta oyuncuları var Barış Hamaz,Özkan ve Sabit.3'de bizimkilerden iyi.
Smaçör olarakta Soner Mezgitçi Tofaş'tan ayrılmış.Düşünülebilir.
Sinan Cem Tanık'a ben sıcak bakmamıştım ama Soner olabilir.
Ki eskiden de bizim formayı giymişti.