22 Şubat 2013 Cuma

FİNAL 4 EŞLEŞMELERİ BELLİ OLDU




16/17 Mart 2013 tarihlerinde Lokomotiv NOVOSIBIRSK’ in ev sahipliğinde düzenlenecek olan Cev Erkekler Şampiyonlar ligi  Final 4 a katılacak olan diğer 3 takım çok çekişmeli ve heyecanlı geçen çeyrek final maçlarından sonra belli oldu. Maçlar sonucunda;

·         Zaksa KEDZIERZYN-KOZLE –Polonya
·         Bre Banca Lannutti CUNEO- İtalya
·         Zenit KAZAN- Rusya
·         Lokomotiv NOVOSIBIRSK –Rusya ( Ev sahibi takım )


takımları şampiyonluk için mücadele edecekler.

Çeyrek final maçlarına kısaca değinecek olursak ,

Zaksa-Arkas : ( 3/2 – 1/3 ) –

( Agamez 25 , Perrin 13 ,Duff 10 / Rouzier 27 , Fonteles 19 , Wisniewski , Gladyr 8 )






Polonya temsilcisi ve eski dost değerli hoocamız Castellani’nin çalıştırdığı Zaksa takımı her iki maçta da ARkas’ı yenerek final 4 bileti aldı. İzmirde oynanan ikinci maç ilk maçın aksine çok daha rahat geçti.  Avrupa’nın ve Dünya’nın sayılı pasörlerinden Pawel Zagumny’nin şiir gibi oynadığı ve takımını çok iyi oynattığı maçta polonya temsilcisi ilk maçın aksine zorlanmadan bu gürültülü izmir deplasmanında galip gelmesini bildi. Daha önce yine yazmıştım yine hatırlatmak istedim, bu 'anonscu'' rezaletine bir çözüm bulmaları gerekiyor.  Hadi ben Arkas takımından hiç haz etmem o yüzden taraflı bir gözle bakıyor olaibilirim ama etrafımdaki sohbet ettiğim bayan/erkek , genç/yaşlı fark etmeksizin bütün insanlar ciddi şekilde bu rezil heriften ve yaptıklarından rahatsız olmuşlar. Rahatsız olmamak için farklı bir yapıda olmak lazım. 

Neyse maça dönelim :)  Maçta öne çıkan isimlere değinecek olursak ,  Zagumny başta olmak üzere Fransız pasör çaprazı Rouzier bu maçta kendi standartlarının da üzerine çıkarak ( % 61 hücum yüzdesi ) çok etkili oynadı , Brezilyalı 4 numara smaçörleri Fonteles hem savunma, manşet ve hücum tarafında oldukça özverili oynadı, Zaksa nın en etkili olduğu bölge tartışmasız orta oyuncuları , Ukrayna asıllı Polonya vatandaşı Galdyr ve genç Polonyalı oyuncuları Wisniewski hem hücum hem de blok konusunda çok iyiydiler. Castellani her zamanki gibi yine maçın içindeydi ve takımını kenardan çok iyi bir şekilde yönetti. Castellani'nin bizden gitmesine sabep olan her kim var ise maç sırasında çok kulaklarını çınlattım. Çok iyi bir takım kurmuş ve çok iyi voleybol oynayarak çok iyi gidiyorlar. Polonyalı milli orta oyuncu Madzonek Zaksa takımının yedekleri arasında bulunuyor. Castellan'ye final 4 yolunda başarılar diliyorum …

 Arkas takımı hücum düzenini 3 senedir süre gelen şekilde yine Agamez üzerine kurmuştu  fakat bu turu geçmesi için yeterli olmadı. Perrin Agamez'e yardımcı olsada bu çaba yeterli olmadı.Perrin konusunda Hoag'ı tebrik ediyorum , geçen sene geldiğinden bu yana çok büyük bir aşama gösterdi ve iyi bir 4 numara oyuncusu oldu. Aslında maç genelinde Arkasın manşet/ mükemmel manşet oranları ( %54 ,% 49 ) Zaksa’nın manşet/mükemmel manşet oranlarından ( %49,%30 ) daha iyi olmasına rağmen Zagumny faktörü bu oranları tersine çevirerek ve mükemmel oynayarak Zaksa’nın bu turu kolay geçsinde büyük rol oynadı. 


Zenit Kazan –Dinamo Moskova ( 3-0 -3-0 )

İlk maç istatistikleri

( Mikhailov 19 , M.Anderson 11 , David Lee 8 / Kurek 10 ,Markin 9 , Krivets 8 )








Geçen senenin şampiyonu ve bu sezonki Final 4’un en büyük favorisi Zenit Kazan  her iki maçtada Rusya temsilcisi Dinamo Moskovayı hiç zorlanmadan yenerek adını final 4 a yazdırdı. Benim beklentimin altında bir kalitede ve zorlukta geçen maçlar oldu. Dinamo Moskova'nın daha direnç koymasını bekliyordum ama her iki maçta da Moskova Zenite rakip olamadı. Bir diğer değerli pasör İtalyan Vermiglio bu seride her zaman olduğu gibi takımını çok iyi yönetti , gerekli yerlerde orta oyuncularını kullandı ama ağırlıklı olarak hücumlarını rus milli pasör çaprazı Mikhailov ve Amerikalı smaçör M.Anderson ( geçen sene bizim hocamız BAgnoli'nin Modena'dan öğrencisiydi)  üzerinden yaptırdı , her iki oyuncuda yüksek yüzde ile hücum ettiler. Zenit final 4 da ilk maçta  evsahibi Lokomotiv NOVOSIBIRSK ile karşılaşacak , benim hem ilk maç hemde şampiyonluk için favorim Zenit Kazan takımı. 

Eğer Zenit bu kupayı kazanırsa büyük ihtimal Maxim Mikhailov MVP olacaktır. Kendisi şu anda İvan Miljkoviç'ten sonra pasör çaprazı mevkisinin en iyisi konumunda henüz çok genç ama oyun stili olarak oldukça güçlü ve oyun zekası çok iyi , Maxim'in o kadar iyi fundementali varki gerekli olduğu zamanlarda çaprazdan 4 numaraya kayarak o bölgede çok iyi oynayabiliyor. Bu yaz 2012 londra olimpiyatlarında Brezilya -RUsya erkekler finalini izleyenler hatırlayacaktır. ilk 2 seti Brezilya milli takımı aldıktan sonra Rusya hocası yedek bekleyen orta oyuncusu Muserskyi çapraz bölgesine aldı ve Maxim'i 4 numaraya kaydırdı , büyük bir risk aldı ve bu risk ile beraber Maxin in 4 numarada Musersky ninde çaprazda çok etkili oynaması ile Rusya Milli takımı  efsanevi geri dönüş yaparak maçı 3-2 aldı ve olimpiyat şampiyonu oldu. 








Cuneo-Macerata : (  0/3 -3/2 ) Altın set : Cuneo …

( Sokolov 22 ,Antonov 18, Wijsmans 18 , Ngapeth 13,Kohut 7 , Grbiç 7 / Zaytsev 15 , Kooy 15, Parodi 12, Stankoviç 9 , Podrascanin 6 )






Çeyrek Final maçlarının içinde ( aslında doğru terim 6lı playoff ) en zevkli , en çekişmeli ve altın sete giden tek mücadelesinde iki İtalyan devinin kapışmasında gülen taraf Cuneo oldu. İlk maç Macerata kendi evinde hiç zorlanmadan 3-0 kazanmıştı , herkes ilk maçtaki silik oyundan dolayı ikinci maçında Cuneo’nun sahasında olmasına rağmen farklı geçmeyeceğini düşünüyordu, fakat Cuneo bende dahil bir çok voleybolseveri yanılttı.

 Rövanş maçına Cuneo çok hızlı başladı, 40 yaşındaki efsanevi sırp pasör Grbiç önderliğinde ilk 2 seti çok rahat aldılar. Fakat 3ncü ve 4ncü sette maçı altın sete götürmek istemeyen Macerata bu sefer direksiyonu elinde aldı, sırp asıllı İtalyan pasör Traciva 3ve 4ncü setlerde çok iyi oynadı , Macerata takımı pasör çaprazsız oynayan tek erkek takımı durumunda. ( en azından benim izlediğim onca maç ve takım arasında ) yani geçen seneki Fenerbahçe Bayan voleybol takımı gibi 3 tane smaçörünüde manşete sokuyor ,Zaytsev, parodi ve kooy bu 3 oyuncuda manşete girdiler. Pasör çaprazsız oynuyor terimi yanlış anlaşılmasın o bölgede Zaytsev oynuyor ama alışılagelmiş manşete girmeyen bir çapraz gibi oynamıyor aslında Zaytsev in orijinal mevkiside 4 numara smaçördür. Birçok maçta bu sistemin faydasını gören Macerata takımı bu maçta bu sistemin zararını gördü.3 smaçörünün de hem hücum etmesi  hemde manşete girmesinden dolayı yorulduğu için  ( özellikle Zaytsev Altın sette çok yorgundu.) 

Cuneo takımı Final 4 a adını yazdıran taraf oldu. Cuneo özellikle son set ve altın sette mükemmel oynadı, 40 yaşındaki efsane pasör sırp Grbiç ( 7 sayı )  mükemmel oynadı ve galibiyetin mimarlarından oldu . Grbiç yıllanmış şarap gibi halen çok iyi , halen çok formda ve halen çok üst düzey oynuyor. Genç pasörlerin mutlaka örnek alması gereken bir pasör. Birçok pozisyonda tek elle orta oyuncularına verdiği pasları benim diyen pasörler iki elle veremiyorlar. Toplam oynanan 6 sette  hem daha iyi manşet aldığı için hemde daha iyi hücum ettiği için Cuneo kendi evinde hak eden bir galibiyet aldı. Cuneo takımı Zaksa takımı ile yarı finalde karşılaşacak …

Rusyada mart ortasında gerçekleştirilecek olan Final 4 da dört tane çok iyi pasörün sahne alacağı güzel maçlar oynanacak.



                                                   Zagumny/ Zaksa







                                           Grbiç /Cuneo-






                                           Vermiglio/ Zenit

  
   
   


                                               Butko/Novosibirk –



Bu birbirinden değerli pasörleri ilk defa bir yarı finalde izleme fırsatı bulacağımız için ben oldukça heyecanlıyım ve maçları sabırsızlıkla bekliyorum. Mantıklı olarak bakarsak şayet Zenit Kazan ağır favori durumunda ama gönlümden eski dost Castellani’nin çalıştırdığı ve en sevdiğim pasör Zagumny’nin takımı olan Zaksa’nın bu turnuvada şampiyon olması geçiyor. Yaklaşık 3 hafta sonra hep beraber izleyeceğiz ve şampiyonun kim olacağını öğreneceğiz.




Herkese sevgiler saygılar

Cem AĞRAK





13 Şubat 2013 Çarşamba

SARI MELEKLER FİNALDE !!!


                 Çok sıkıntılı başladığımız bir sezonda ve bizim için prestij açısından çok önemli olan Cev Cup'ta zor da olsa ecel terleri döke döke finale kaldık. Sanal ortamda yazmıştım ama tekrar hatırlatmak istiyorum , Cev Cupı alarak direkt Şampiyonlar Ligi'ne giriş bileti kazanamayacağız. Önümüzdeki sene o ligde oynayabilmek için ya Türkiye Liginde final oynamamız yada Cev'in vermiş olduğu Wild Card'ı alabilmemiz gerekiyor. 

                 Bazı dostlar bu kupayı alırsak her türlü Wild Card alırız diye düşünüyorlar ama onlara hatırlatmak istiyorum geçen sene Şampiyonlar Ligini kazanmamıza ve son üç sezonda üst üste Final 4'a kalmayı başaran tek takım olmamıza rağmen o wild cardı almadık/alamadık ( burada bizim de çok kabahatimiz var ) o yüzden bu Cev'i aldık seneye şampiyonlar ligine kesin gireriz gibi bir düşünce olmasın. Bu kupa bizim için çok  önemli bir kupa , kendi idari hatalarımıza tekrar tekrar değinmek istemiyorum ama ne olursa olsun bayan voleybolunda sadece Avrupa'ya değil Dünyaya damga vurmuş bu takımı , geçen senenin şampiyonu , 2010 avrupa ikincisi , 2011 avrupa üçüncüsü bu takımı Şampiyonlar Ligine sokamamak bizim idarecilerin olduğu kadar bu ÜLKENİN , Voleybol FEDERASYONUNUN koskoca bir ayıbıdır, ne olursa o ligde oynaması gereken takım FENERBAHÇE bayan voleybol takımıdır.

                   Bizim yerimize oraya alınan takım voleybol sporundan bir haberken biz 2009 yılında CEv cup da 3 ncülük maçına çıkıyorduk. Son yılların en çok yatırım yapan bu takımına yapılan çok büyük bir ayıba karşı bu kupa alınarak en güzel cevap verilecektir.  Cev Cup bizim bu seneki namusumuz , prestijimizdir .. Sezon başı Fenerbahçe'yi ve voleybol sporunu seven  herkes abi, kardeş , dost arkadaş dili döndüğünce bizim tarafımızı, bizim sorumlularımızı hak ettiği kadar eleştirdi(k) , gereken tepkiyi gösterdi(k) ama yinede bizim tarafımıza oynanılan, arkamızdan dönen oyunları da görmezden gelemeyiz o yüzden bu kupayı alıp herkese gerekli olan cevabı vermemiz gerekiyor eğer saha dışında o cevabı veremiyorsak ( ki veremiyoruz ) o zaman parkede gerekeni yapmamız gerekiyor. 

                     Rusya deplasmanına ilk maç oynadığımız güzel oyunun verdiği güven  ve aldığımız 3-0 lık galibiyetin avantajı ile gittik. Ben nispeten zor bir maç olacağını düşünüyordum ama ilk 3 set oynadığımız ve 3-0 kaybettiğimiz bir maç beklemiyordum. Hayalimin çok uzağında inanılmaz derecede kötü bir maç oynadık. Keyifler yerinde iken o 3 setlik oyunun üzerinde çok durmak istemiyorum. Aşağıdaki istatistik kağıdında kazanmış olduğumuz ALtın setin istatistikleri de maçın genel rakamları içerisinde verilmiş. Sanki 4 setlik bir maç oynamışız gibi görünüyor ama Altın set skor ve oyunu ilk 3 setten tamamiyle ayırmak gerekiyor.   Çoğu zaman isyan ettiğimiz ve haksızlık olduğunu söylediğimiz Altın set sistemi sayesinde Finale giden biz olduk. Bu sefer makus talihimiz tersine döndü ve yüzümüz güldü..  


               
                  Her istatistiğe detaylı olarak bakmaya gerek yok  % 16 ile mükemmel manşet aldığımız bir deplasmandan galibiyet ve final bileti ile dönmek cidden mucize gibi bir durum. Çok uzun zamandır bu kadar kötü istatistiklere sahip olduğumuz böyle bir durumdan yüzümüz gülerek ayrıldığımızı hatırlamıyorum. 



                      Altın set sistemi bu durumlara bazen imkan tanıyor. Rakib ilk iki seti alınca bizim oyuncularımız mental olarak son sette düştüler ve kendileri biz nevi altın sete sakladılar. Bütün istatistiklerde biz daha kötüyüz ama Finale biz kaldık ve bir aksilik çıkmaz ise bu kupayı da müzemize koyacağız. Maçı ve Altın seti çok farklı değerlendirmek lazım , maç içinde manşet de inanılmaz derecede kötü oynadık , en çok güvendiğim Kim bile % 23 lik mükemmel manşet oranı ile oynadı. Sanırım bu yüzde Kim in bizde forma giydiği süre içerisindeki en düşük yüzde. Karpol ilk maçta servisleri Paula ve Kim'e yıkmıştı, bu maçta akıllık yaptı ve ağırlıklı olarak Paula'ya manşeti yıktı, ve hem manşet hemde hücum performansının kötü olmasını sağladı, Paula'dan sonra Nihan'a yüklendiler ve istedikleri sonuçları aldılar. Bizim maçlarda hep dua ediyorum rakip takım servisleri Nihan'a yıkmasın , smaçörlerimize servis atsınlar diye. Maç içinde hem Kim hem Paula hemde Nihan servislerde göçünce Altın sette Kamil hoca Merve'ye şans verdi ve Merve kısa da olsa süre aldığı seride görevini fazlası ile yerine getirdi. 




                       Sezon başından beri Pasör dedik durduk , bir voleybol takımı önce Pasörü kadar konuşur, Berg'i kim aldı ise hangi menajer teklif etti ise ondan Allah razı olsun. Berg geldikten sonra hem kendimize olan güvenimiz arttı hemde oyuncularımızın başta Kim'in ve Seda'nın hücum performansları arttı. Bizim takımın saha içi liderine ihtiyacı olduğu sezon başından beri görülüyordu ve Berg bu boşluğu çok iyi doldurdu , hep maçın içinde idi , tecrübesi ve kalitesi ile takımını özellikle altın sette çok iyi yönetti , Altın sette doğru pasları verdi sonuçları hatada olsa doğru olanı yaptı , smaçörleri tekli blokta bırakmaya çalıştı , rakip takımın pasörü file önünde iken hep onun blok dezavantajını kullanmak için onun üzerinden hücum ettirdi. Burak kardeşimin sonradan söylediği benim ilk etapta fark etmediğim çok güzel bir hareketi vardı , Altın sette skor 14*10 olunca , bütün teknik kadro ve oyuncular 14 ncü sayıya sevinirken Berg hızlıca kenara geldi ve Kamil hocaya kendisini değiştirmesini ve takımın Blok yapması için Gökçen'i oyuna almasını söyledi , ( Berg o sırada file önünde idi ve kendisinin blok dezavantajı olduğunu biliyor ) tam bir Antrenör gibi davrandı , inanılmaz derecede hoşuma gitti , fiziki dezavantajına rağmen çok kaliteli çok zeki ve çok iyi bir pasör. Bu iyi performansına devam etmesini diliyorum şu anda bizim takımın en kilit oyuncusu durumunda. 





               Kim kötü bile oynasa bu takımın vazgeçilmezi. Varlığı hem izleyenlere hemde takıma çok güç veriyor , bu maçta düşük bir hücum yüzdesi ile oynasada (% 36 ve 10 hücum hatası ) 20 sayı ile en skorer oyuncumuz oldu , Özellikle Altın sette çok iyi oynadı , % 23 lük manşet ve mükemmel manşet oranı da bu maçta onun nazar boncuğu olsun..





                    Gelelim kaptan Seda'ya ; beni az çok tanıyan takip edenler bilirler Seda'ya çok yüklenirim çok laf ederim ama özellikle Berg geldikten sonra Seda performansı ile bana o lafları teker teker yedirdi. :) Ben halimden son derece memnunum .Seda böyle oynasın ben lafları yemeye razıyım . Özellikle Altın sette ki servis ve hücum performansı ile bu turu getiren oyuncumuz oldu , benim adıma Rusya deplasmanının MVP sidir. % 52 gibi çok çok iyi bir hücum yüzdesi ile oynadı sadece 4 kez blokta kaldı , 2 kez ace ( bir tanesi altın sette ) ile 16 sayı ile oynadı. Kendisini tebrik ediyorum bu oyunu bana 4 5 sene öncesindeki o korkusuz ve sağlıklı halini hatırlattı.. Kendisine türkiye liginde çok ihtiyacımız var , eğer finale gideceksek kim den sonra onun göstereceği performans belirleyici olacak. Kendisinin göstermiş olduğu bu güzel performansı devam ettirmesini ve bana yazdıklarımı yedirtmesini istiyorum... 




                    Maç içinde hem manşet hemde hücum da hepimize saç baş yoldurtsada Paula altın sette 3 kez çok kritik yerde inanılmaz savunma yaptı , onunda hakkını verelim ama genel itibari ile bu 4 sette bizi çok yordu ama altın setteki savunması ile onunda katkısı oldu.  Orta oyuncularımız Berenika ( tüm gayreti ve iyi niyetine rağmen ) elinden geleni yaptı , hücumda iyi bir yüzde ile oynadı , Berg e o kadar kötü manşet geldi ki kendisi orta oyuncuları kullanma fırsatı bulamadı , Berenika'nın 3 tane de bloğu var , Eda nın sakatlığında görevini yerine getirdi , zaten maçı tek orta oyuncu ile bitirdik...

   
                  Birçok duygunun iç içe geçtiği bir deplasman oldu , sinirlendik , küfür ettik üzüldük ama en sonunda güzel duygular ile zor bir maçı bitirdik ve finale kaldık, dün akşamda eski dost Castellani'nin çalıştırdığı ve Avrupa'nın en iyi pasörünün ( Pawel Zagumny)  oynadığı  ( kendisini çok sever ve beğenirim ) Zaksa takımıda Arkas'ı eleyip Final 42a kalınca dün gecem çok keyifli bitti. Zaksa'yı desteklediğim için bana kızanlar oldu ve olacaktır ama yazının ilk kısmında belirtmiştim tekrar yazayım ( bu arada beni tanıyanlar bilir son derece mülayim bir insanımdır ) bu ülke voleybolu bizi hiç düşünmedi hal böyle iken benimde bu ülke voleybolunu düşünmem için hiçbir mantıklı sebep yok. O yüzden beni sadece Fenerbahçe'nin galibiyeti ve başarıları ilgilendiriyor. 

               Ayrıca konuyu çok değiştirmek istemeden dünkü maçta Arkas takımının rezil ve iğrenç anonsçusuna bir paragraf açmak lazım. Aslında hissettiklerimi buraya yazarsam okuyan dostlara çok çok ayıp olur . Ukelalık olarak algılanmasın ama Brezilya liginden tut Avrupa nın bütün ligleri, Kore, Japonya ligleri bir çok ligin voleybol maçı izledim ama böyle rezil böyle rahatsız edici bir durum ile karşılaşmadım. Voleybol nispeten diğer sporlara göre daha naif daha kibar daha asil bir spordur ama bu herif yüzünden izleyen insanın voleybola karşı olan bakış açısı değişir yahu.. Bırak rakip takımı Arkas'ın oyuncuları bu durumdan nasıl etkilenmiyorlar anlamış değilim , geçen sene o rezillik yapmışlar ve Lokomotif takımını elemişlerdi ama bu sene Zaksa gereken cevabı o arkadaşa verdi :)... ota boka laf eden ceza veren statikocu bir kurum olan Cev bu duruma nasıl izin veriyor anlamak mümkün değil...

                  Konu biraz alakasız oldu ama bir voleybol sever olarak çok rahatsız oldum ve etrafımdaki insanlarında rahatsız olduğunu hissettiğim için bu konuya da değinmek istedim. Güzel bir galibiyet ile finale kaldık sıra geldi bu kupayı almaya , takıma sonuna kadar güveniyorum , şimdilik bu galibiyetin tadını çıkartalım müsait bir zamanda rakibimiz ( kesin belli olsun ) hakkında birşeyler karalarız. 



Herkese sevgiler ve saygılar.

Cem AĞRAK 

              


4 Şubat 2013 Pazartesi

KÖTÜ OYUN VE KAÇINILMAZ YENİLGİ...



               Yoğun bir cumartesi gününde biraz kendime vakit ayırarak Arkas maçı için Burhan Felek'in yolunu tuttum. Maçı güzel kardeşim İrem Esen  , Uğur Özker  ve onun değerli abisi Onur Özker ile beraber izledik, maç başlamadan önce İrem'e '' ben uğursuz adamım kesin maça  kötü etki ederim '' demiştim. Ne yazık ki dediğim gibi oldu. İşin şakası bir yana zaten istim üzerinde olan bir rakibe karşı galibiyet alabilmek için 3 tane yabancı oyuncularımızın çok iyi oynaması gerekiyordu. Ne yazık ki yerli oyuncularımız vasat performans gösterdikleri için özellikle yabancı oyuncularımızın iyi oynaması gerektiği konusunda ısrar ediyorum. 

          Salon benim beklediğimin üzerinde doluydu  2000 civarı bir taraftar salona yerini almıştı. Erkek voleybol takımımızın artan formu ile beraber seyircininde bu takıma inancı geri gelmişti. İrem , Uğur ve Onur ile beraber elimizden geldiğince tezahürat , ıslık vs ne gerekiyorsa yaptık. 

          Yenildiğimiz için maçı çok detaylı olarak anlatmak istemiyorum. Aşağıda paylaştığım istatistik kağıdında maçın özeti çok net bir şekilde anlaşılıyor. 



             Sezon başından beri en büyük sıkıntımız olan blok konusunda yine bu maçta çok kötü durumdaydık. Koskoca maçı sadece 4 blok ile tamamladık. Ne yazık ki orta oyuncularımız vasat performanslarına bu maçta da devam ettiler. Arkas gibi bir rakibe karşı oynarken orta oyuncuların bu kadar kötü oyun oynarsa o maçı almak için mucize olması gerekir. Hadi direkt blok sayısını geçtim , rakip hücumlarda blok tutup topu bile yumuşatamadık. Raul Bravo belki Türkiye kariyerindeki en yüksek hücum oranlı maçını oynadı ( % 71 ) . Orta oyuncularımızın performanslarına vasat dememin tek sebebi alamadığımız blok sayıları veya tutamadığımız blok düzeni değil ne yazık ki orta oyuncularımız rakibin kenardan yaptığı hücumlarda orada blok için bulunan smaçörlere yardıma gelmekte geç kalıyorlar, hem Kemal hemde Ahmet'in ayakları inanılmaz derecede yavaşlamış , o eski hızlarını kaybetmişler, ayaklar hızlı olmayınca tam anlamı ile blok tutamıyorlar veya geç zıpladıkları için yetersiz kalıyorlar. bu duruda rakip smaçörler ve rakip pasörde inanılmaz derecede rahatlıyor.  

            Maç öncesi hafif sakatlığı bulunan Leonel maça da iyi başlayamadı , hem blok hemde hücum için sıçrarken bi sıkıntısı olduğu belli oluyordu fakar 2nci setin ortalarında sakatlık iyice nüksetti. Özellikle 3 ncü setten sonra resmen seke seke oynadı . Diğer smaçörümüz Turgay'da ne yazık ki kötü bir gününde olunca Soli ye çok fazla alternatif kalmadı . maçı sakat sakat oynayan Leonel ile tamamlamak zorunda kaldı . 3 ncü sette bir ara Leonel yürüyecek hali kalmadığı için kenara aldı biraz dinlendirdi fakat bu sürede bütün yük sadece İvan üzerine bindi ve Soli mecburen Leonel'i tekrar oyuna almak zorunda kaldı. 

             Bizim adımıza Frank ve Kaptan İvan iyi oynadı , direndiler ellerinden geleni yaptılar. İvan yine çok iyi maç çıkarttı % 55 hücum yüzdesi ile 30 sayı ile maçı bitirdi. Rakibin bütün önlemlerine rağmen sadece 2 hatası var 3 kez de blokta kaldı , bütün imkansız denecek zor topları sayıya çevirdi. İvan adına çok üzülüyorum , böyle bir sporcu elimizde iken sağlam bir voleybol yapısı ve sistemi kurmamız gerekiyordu , çok geç kaldık umarım bundan sonrası için gereken yapılır. 

             Arkas iyi savunma yaptı , çok zor 4*5 tane kritik topu çıkarttılar , liberoları Hasan çok iyi oynadı. bizim 4 onların 14 bloğu var. aslında başka bir şey konuşmaya gerek yok blok sayılarına bakıp bu maçı kimin kazandığını anlayabiliriz. Manşet oranımız yerlerde % 26 gibi çok kötü bir mükemmel manşet oranına rağmen Frank elinden geldiğince takımı iyi oynattı , doğru düzgün manşet gelmediği için ortalara çok dönemedi , zaten maç başında dönsede Kemal sağolsun sayı ile çeviremeyince Frank köşelere dönmeye başladı , Turgay ve Marshall da kötü gününde olunca bütün toplar İvan'a döndü. İvan da bir yere kadar takımı taşıyor ama tek başına bir rakibe direnmesi imkansız bir durumdu. 

              Bizim için çok önemli olan bir maçı iyi oynamayarak ve Leonel'in sakatlanması sebebi ile kaybettik , kazansaydık hem iyi bir mesaj olacaktı , kendine gelen özgüven tavan yapacaktı ama bu fırsatı kaçırdık. Bu saatten sonra '' -saydık '' fiil kipleri ile cümle kurmanın bir faydası yok . mecburen önümüze bakacağız. Mutlaka Finale kalmamız gerekiyor eğer bir sakatlık olmaz ise Arkas dahil her takım ile bu vasat orta performansımıza rağmen başa baş oynarız. Turgay kardeş sınırlı fiziği ile elinden geleni yapıyor. orta oyuncularımız biraz daha gayret ederse bundan sonraki maratonda İvan önderliğince takım daha iyi maçlar oynayacaktır. Çok umutsuz ve karamsar olmaya gerek yok , zaten klüpde işler hiç iyi gitmiyor çok fazla karamsar yazıp cümleten ruhumuzu karartmaya gerek yok .Sarı Lacivertin olduğu yerde her zaman umut vardır..

Herkese sevgiler saygılar 

Cem AĞRAK