25 Eylül 2010 Cumartesi

Treviso - Bakü Voleybol Hattı

CL de Fenerbahçe’nin grubunda yer alan Sisley Treviso hakkında birkaç şey karaladım. Artı olarak son yıllarda ki atılımlarıyla dikkat çeken ve bu sezon Azerbaycan’ı Champions League’de temsil edecek olan Rabita Bakü ekibi hakkında da düşüncelerimi paylaşmak istedim. Nihayetinde bu yazı ortaya çıktı.


Voleybolda bir marka ; TREVİSO


Treviso … İtalya’nın kuzeyindeki Veneto bölgesinin küçük ve şirin şehri.

Verona , Padova ve de bölgenin ağır abisi Venedik kadar ilgi çekici olmasa da adını tüm Avrupa’ya ezberletmiş bir yerleşim yeri. Treviso denilince akla ilk ne gelir acaba ? kimisinin aklına Casa Trevigiana kimisinin aklına güzel şaraplar kimisinin aklına Roma döneminden kalma yapıtlar gelebilir. Ama spor denilince akla en başta mutlaka 2 marka gelir. Birincisi - kuruluşu Treviso olan Benetton , ikincisi - üretim ve dağıtım hakkı Benetton’un elinde bulunan Sisley. Yazının içeriği başından sonuna kadar voleybol olacağından dolayı tahmin edersiniz ki konumuzda SİSLEY Treviso olacaktır.

Sisley Volley TV ya da bir başka deyişle Sisley Treviso… CL gruplarında Fenerbahçe’nin rakibi olan İtalyan devi.

Dev diyorum çünkü kulübün geçmişi bu tabiri fazlasıyla hak ediyor. Mevcut durumda İtalya’nın en iyisi değiller fakat 90 lar dan bu yana Lega Volley’de her zaman var oldular. 90 lı yılların ikinci yarısından itibaren İtalyan voleyboluna yön verdiler.

2002 senesinden bu yana Treviso ekibini takip etmeye çalışırım. Tabi o zamanlar şimdiki internet yoktu , digital yayınlarda yoktu. (en azından bende) Analog yayın yapan Rai’den maç özetlerini izlemekle yetiniyordum ve çoğu zamanlar Fenerbahçe’nin , Sisley ve onun gibi büyük ekiplerle günün birinde boy ölçüşebileceği hayalini kuruyordum. Tabi o zamanın şartlarında bu bir hayaldi ama bu hayalin günümüzde gerçeğe dönüşmesi beni bir hayli mutlu etmiştir.

Sisley Treviso denilince akla gelen ilk kişi şüphesiz ki Daniele Bagnoli’dir. Treviso’nun temelini atmasada organizasyonu dallandırıp budaklandıran , atılan temelleri kalıcı kılan ta kendisidir.

Treviso’nun en ihtişamlı yıllarının doksanların ikinci yarısı olduğu bir gerçek fakat kulüp 2001 ve 2002 den itibaren kilit pozisyonlara önemli takviyeler yaptı. Papi , Tencati , Farina ve Cisolla mevcut Treviso organizasyonunun önemli oyuncuları arasındaydı bu oyuncuların arasına Vermiglio ve Fei gibi genç ve yetenekli İtalyan oyuncular dahil edildi. Acaba Bagnoli’nin aşısı tutacak mıydı ? Sisley 2000 li yıllara da damgasını vurabilecek miydi ?

Evet … Treviso organizasyonu eskisi gibi işlerliğini korudu. 2002-07 arasında Papi (OH) , Cisolla (OH) , Fei (OPP) , Tencati (MB) , Vermiglio (S) , Farina (L) gibi oyuncuların iskeletini oluşturduğu kadro 4 İtalya ligi bir Champions League ve birde şimdiki adıyla CEV Cup şampiyonluğu kazandı. Adeta kupa canavarı olmuşlardı. Tabiri caizse sistemleri tıkır tıkır işliyordu.

Özellikle 2006 - zirve yılı oluyordu Treviso için. Ekip CL şampiyonluğuna ulaşıyordu. Fakat double yine gelmiyordu. Bu müthiş takıma Lube Banca Macerata dur diyordu. Artık FB forması giyecek olan Miljkoviç Lube formasıyla o sezon harikalar yaratırken kapanışta yani şampiyonluğu belirleyecek olan 5. maçta (final serisi 2-2 ydi) mükemmel bir performans sergiliyordu. Maçı TV den seyretmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu seviyede bu kadar üst nokta performansı çok nadir görmüştüm. Miljkoviç son maçta , CL şampiyonu Sisley Treviso’yu adeta darmadağın etmişti. Fakat Miljkoviç’in Roma ile 2008 sezonunda elendikleri Trento serisinde ki fiyasko performansını da belirtmek gerekir. (Marshall ile aynı takımdaydılar) Dilerim Roma’da yaşadıklarını bizde yaşamaz ya da daha doğrusu Macerata yıllarında ki gibi olması dileğiyle.

Vee 2007 yılı … Sisley’in son altın sezonu. Ya da bir başka ifadeyle Bagnoli’li son sezon. Normal sezonda 9 mağlubiyet alan ekip birçok kişinin beklentisinin aksine , performans yükselterek play off larda oynadığı tüm maçları kazandı. Finalde ise normal sezonda yine kendisi gibi bekleneni veremeyen fakat play off larda şahlanan Piacenza ile eşleştiler. Kıran kırana geçecek bir seri bekleniyordu fakat Sisley coşmuştu bir kere. Seriyi 3-0 la süpürerek şampiyonluklarını ilan ettiler.

Artık diğer rakipler Treviso’nun bu hakimiyetini yıkmak için daha yerinde politikalar izlemek zorundaydı. Ve öylede oldu. İtas Diatec Trentino , Nikola Grbiç ve Matey Kaziyski hamleleriyle şampiyonluğu ne kadar çok istediğini gösteren takviyeler yaptı.

Sisley cephesinde ise tam bir yaprak dökümü vardı. Takımın saha içindeki beyni Valerio Vermiglio , Macerata’ya orta oyuncu Luca Tencati Modena’ya katıldı. Saha dışındaki beyin ise Moskova ‘nın başına geçti. (yanında yardımcısı Piazza’yı da götürdü) Bagnoli’den boşalan koltuğa ise Brezilyalı antrenör Renan Dal Zotto getirildi.

Bagnoli ,Vermiglio ve Tencati’nin ayrılışları Sisley’in artık şahşalı dönemlerinin geride kaldığının birer habercisi gibiydi. Nitekim bu yönde düşünenler haklı çıktılar. Takım 2008 de yarı finali göremeden elendi. Şampiyon ise Trentino oldu. Artık Treviso için şampiyon olmak eskiye oranla çok daha zordu. Gidenlerin yerlerine yapılan transferler boşlukları dolduramıyordu. Artık söz sırası Piacenza , Cuneo ve Trento gibi ekiplerin olmuştu.

2009 - Sisley için tam bir kabus yılı oluyordu. Sezon ortasında Brezilyalı antrenörün görevine son veriliyordu. Takım play offa son sıradan (8.sıra) giriş yapmıştı. Ekip artık tamamen dibe vurmuştu. Bir zamanların zirveye abone takımı artık eski görüntüsünden çok uzaktı. Sonuçta play off ilk turunda Lube tarafından süpürülerek kayıp yıla son noktayı koyuyorlardı.

Artık bir şeylerin yapılması şarttı. Zira kulübün gidişatı hiç iyi değildi. Beklenen oldu ve kadroda revizyona gidildi. İlk altıya Bontje - De Togni (MB) eski oyuncular Maurotti ve Horstink (OH) takviyeleri yapıldı. Özellikle Maurotti ve Horstink hamleleri Cisolla ve Papi ikilisinin artık bir arada düşünülmediğinin somut bir göstergesi gibiydi. Zira Cisolla takımdan ayrılarak tıpkı Vermiglio gibi Macerata’nın yolunu tutuyordu. Papi ise artık vazgeçilmez olmadığının ve ilk altıdaki yerini kaybedeceğinin farkındaydı.

Takımın antrenörü ise Treviso için tanıdık bir isim , Roberto Piazza olmuştu.

Sisley’in 2009-10 da ne yapacağı merak konusuydu. Revizyon sonuç verecek miydi.?

Treviso geçen sezona oranla , oldukça iyi maçlar çıkartarak ligi 3. sırada tamamlıyordu. Revizyon işe yaramıştı. Takım play oflar da son 4 arasına kalmıştı. Yarı finalde Bre Banca’ya elenmelerine karşın , revizyondan sonra oluşan bir kadro için iyi sayılabilecek bir sezon çıkartmışlardı. Sonuçta Treviso için yine CL yolları gözüküyordu. Kura sonrasında ise gönül verdiğim takımın rakibi oldular. Fenerbahçe’nin…

Treviso kadrosal bazda birbirlerini iyi tanıyan oyunculardan kurulu bir ekip. Bu sadece günümüzde değil 10 sene öncesinde de böyleydi. Silbaştan operasyonları pek tercih etmeyen bir kulüp. Revizyona gittikleri sezonda bile (ki bu durum sadece bir kez yaşandı) , ilk 6 ya yaptıkları 4 takviyeden üçü (De Togni , Maurotti , Horstink) eski oyuncularındandı.

Bu sezon Brezilyalı pasör Ricardo ile yollarını ayırdılar. Ricardo ilk sezonunda çok şanssız maçlar yaşadı. Bu durumun oluşmasında takımın kötü gidişatıda etkili oldu ve ilk sezonunda hayal kırıklığı yarattı. Fakat geçen sezon müthiş işler çıkarttı. Takım sezonu ilk 3 te bitirdiyse bunda Ricardo’nun payı büyüktü. Sonuçta kendisi ile yollar ayrıldı ve o mevkiye yine eski bir Trevisolu , Pierre Pujol (Cannes) takviyesi yapıldı. Pujol uyum açısından pek bir problem yaşamayacaktır zira hücumda en çok tercih edeceği üç oyuncuyu da (Fei,Horstink,Maruotti) çok iyi tanıyor.

Bunun yanında yedek pasör Carletti ve yedek orta Kohut ile de yollar ayrıldı. Bu oyuncuların yerlerine Piacenza’dan yine eski bir Sisley li Boninfante (pasör) ve Bjelica (orta) transferleri yapıldı. Bjelica iyi bir oyuncudur. İlk 6 da yer alacak mı ? Bunu kestirmek zor ama oldukça fazla forma şansı bulacağı kesin. Açıkcası Te Togni yerine Bjelica’nın ilk 6 başlaması daha akıllıca olur.


Bir diğer transfer hamlesi ise Maaseik’in 23 yaşındaki Belçikalı smaçörü Van Welle ‘nin kadroya dahil edilmesi girişimiydi fakat Sisley amacına ulaşamadı ve oyuncuyu kadrosal bazda büyük değişime giden Macerata’ya kaptırdı.

Kulüp , özellikle son yıllarda kendisinden yetişen veya geçmişte kadrosunda yer almış oyuncuları bünyesinde toplama eğilimine girdi. Bu bağlamda özellikle benchi güçlendirmek ve de gerçekleşmeyen Welle transferinin alternetifi olması amacıyla voleybol orjini Treviso olan 2 genç oyuncu kadroya dahil edildi. Bunlardan biri 21 yaşındaki Çek smaçör Jiri Kovar diğeri ise 20 yaşındaki Macar çapraz David Szabo. Antrenör Piazza bu iki genç oyuncuyu da yakından tanıyor zira bu ikilinin kulübe adım attığı sıralar kendiside Treviso’da yardımcı antrenördü.

Muhtemelen yeni sezonda

İlk altıları ,

Pujol (S) , De Togni (MB) , Rob Bontje (MB) , Maruotti (OH) , Horstink (OH) , Fei (OPP) ve Farina (L) şeklinde olacaktır.

En büyük silahları Alessandro Fei. Fei kulübün ve İtalyan voleybolunun simge isimlerinden. 32 yaşındaki oyuncu yaklaşık 10 yıldır Treviso formasını giyiyor , geçenlerde 4 yıllık yeni bir sözleşme imzaladı ve büyük bir ihtimalle voleybolu Treviso forması altında bırakacak.

Kulübe ilk geldiği yıllarda Stanislav Dineikin’in gölgesinde kalsada bu oyuncunun ayrılmasından sonra takımının her zaman bir numaralı skor opsiyonu haline geldi. İtalya ligi gibi zor bir arenada şuana kadar oldukça iyi işler çıkarttı. Hücumsal istatistikleri de bunu doğruluyor zaten. Yalnız bazen istikrarsızlığı tutabiliyor. Top aldıkça açılan , açıldıkça coşan bir oyuncu. O yüzden maçın en başından itibaren önlem alınması ve ritm bulmasına engel olmak gerekir. Oyuna iyi başlayamaması rakipler için oldukça iyi bir haber olmaktadır çünkü genelde iyi başlayamadığı maçlarda ritmini yukarıya taşıyamıyor.

Tabi Fei demişken etkili servislerini es geçmemek gerekir. İki tip servis kullanıyor. Aslında kullanığı iki stilde smaç servis. Teki biraz yavaş diğeri oldukça hızlı ve sert. Genellikle maçlara çok sert olmayan smac servis (daha çok rakibin manşet almakta en zorlanacağı bölgelere) atarak başlıyor fakat kritik anlar gelince birdenbire servisini riske ediyor ve sertleştiriyor. Bunu oldukça başarılı yapıyor. Üstelik karşısındaki oyuncu ne kadar iyi manşetci olursa olsun hata yaptırabiliyor. FB ye karşı devamlı sert servis mi atacak yoksa kritik anlarda mı servisi riske edecek bilemiyorum ama (FB teknik ekibi Sisley’i analiz edecektir) teknik ekibin özellikle Serkan ve Coskovic’i , Fei serviste iken daha bir dikkatli ve uyanık olması konusunda uyarması gerek.

Takımın orta oyuncusu Hollandalı Rob Bontje etkili bir isim. Hücumlarına iyi dikkat etmek gerekir zira bloklanması pek bir zor . Komple bir orta hem hücumu hem de bloğu iyi yapabiliyor.

Diğer orta De Togni ‘yi açıkcası fazla tutmuyorum. Daha çok hücumda etkili bir orta defansta blok konusunda bazen tıkanabiliyor. Örneğin son Cuneo serisinin ilk üç maçını sadece 1 blokla tamamlaması oldukça ilginç ve düşündürücü bir noktaydı. Kısacası çok iyi maçlarını izlesemde benim için ne bir Fortunato ne bir Birarelli ne de bir Mastrangelo …

Smaçörlere gelecek olursak ,

İtalyan dört numara Gabriele Maruotti maçın yönünü değiştirebilecek çapta bir smaçör değil. Vasat bir smaçör. Hem hücumda hemde savunma-manşette belli bir standartı olan ve o çizgide devam eden bir oyuncu. Tavanda yapmaz dibede vurmaz. İtalya milli takımında da yer alıyor. Gerçi İtalyanların 4 numara tercihleri çokta sabit değil bir bakmışsın rotasyonda, Cisolla, Zlatanov bir bakmışsın Cernic , Savani birde bakmışsın Maurotti , Parodi , Martino ya da daha farklı isimler … Zira İtalya antrenörü Anastasi çizmede yapılacak dünya şampiyonasının kadrosuna Maurotti’yi almadı , bu durum Maurotti için şüphesiz ki bir düş kırıklığı yaratmıştır.

Diğer smaçör Hollandalı Horstink , hücumda oldukça etkili bir oyuncu. Manşetlerde aynı etkinlikten söz etmek zor. Manşette takımın zayıf karnı fakat hücumda tam bir baş belası. FB nin servisleri mutlaka mümkün olduğunca Horstink’e yıkması gerekecek çünkü hücumsal etkinliğini manşette hataya zorlayarak düşürmek en akılcı yöntem olacaktır. Yani kısaca mental açıdan çökertmekte diyebiliriz. Bu oyuncu etkili servisler ile oyundan düşürülemezse tekrar söylemeliyim ki tam bir baş belası.

Libero Farina ise Papi ile birlikte kulübün en eski oyuncusu. Gerek Sisley gerekse İtalyan voleybolu için çok şey ifade ediyor. 34 yaşında ve 22 yaşından beri Treviso’da. Bu süre zarfında kazanmadığı kupa kalmadı.
Geçen sezon kariyerinin en kötü sezonuydu bir nevi smaçör rotasyonu Neriman-Seda ve formsuz bir Esra olan takımın liberosu gibiydi. Şu bir gerçek ki takımda istikrarlı manşete sahip en azından bir smaçör dahi olmazsa mevkisinde Dünya’nın en iyilerinden olan Farina’da olsanız ya da Cardullo’da olsanız her şey hikaye…

Farina biliyor ki başarıyla dolu günler artık geride kaldı ve yanında artık eski Papi gibi hem manşeti hemde hücumu çok iyi yapabilecek bir oyuncu yok.

Samuele Papi (OH) demişken ;
Kendisi profesyonelliğini takdir ettiğim ender oyuncuların başında gelir. 12 yıldır Treviso’da ve Farina gibi kazanmadığı kupa kalmadı. Üstelik elde edilen zaferlerde katkısı çok büyüktü. Gerek hücumda gerekse ve özelliklede manşette büyük işler başardı. Ama artık 37 yaşında. Eski performansını beklemek güzel ama gerçekleşmeyecek bir hayal. Muhtemelen takımın manşette sıkıntı yaşadığı anlarda oyuna dahil olacaktır. Ve tabi voleyboluda zirveye ulaştığı kulüpte , Treviso’da bırakacaktır.

Toparlamak gerekirse ,

Treviso‘yu zorlu bir yıl bekliyor. Hem İtalya ligi hem de Champions League’de oldukça güçlü ekiplere karşı mücadele edecekler. Bunlardan biriside Fenerbahçe. İtalyan temsilcisi mevcut durumda kalite bakımından Fenerbahçe’nin gerisinde , fakat bu durum kolay lokma olacaklarını asla göstermez zira Palaverde’de sarı lacivertli ekibi oldukça zorlu bir mücadele bekliyor .

İtalya liginde ise en büyük rakipleri Cuneo ve Trentino olacaktır. Netice itibariyle Sisley’in bu iki takımında gerisinde kalacağını ve geçen sezonki (normal sezon , play off) derecesini tekrarlayacağını düşünüyorum.


AZERBAYCAN ’da birşeyler oluyor ...


Azerbaycan… Edebiyat , müzik , spor ve adını yazmadığım daha birçok alanda oldukça saygın isimler çıkarmış bir ülke.

Bahtiyar Vahapzade , Azerin , Alla Hasanova … Beğeniyle takip ettiğim ve Azerbaycan’ı daha da çok sevmeme vesile olmuş alanlarında usta isimler.

Vahapzade’nin edebi eserleri , Azerin’in enfes şarkıları , Hasanova’nın sporculuğu ve saha içi liderliği bende her zaman hayranlık bırakmıştır. Dolayısıyla birçok alanda takdir ettiğim ve sevdiğim kişilikleri barındırmış bir ülkenin yaptığı güzel işlerle Avrupa’da adından söz ettirmesi beni oldukça mutlu edecektir.

Azerbaycan voleybolda mazisi küçümsenmeyecek başarılarla dolu bir ülke. Bir zamanların güçlü ekibi Azerrail Bakü’nün 2002 de ki Top Teams Şampiyonluğu (şimdiki adıyla CEV Cup) ve 2004 senesindeki Champions League F4 ü ülke voleybolunun tepe noktasıydı. O tepe noktasının başmimarlarından biriside Faik Karayev’di. Fakat daha sonrasında pek dişe dokunur bir başarı gelmedi. Voleybol duraklama dönemine girdi. Artık Azerrail’in başında olmayan fakat Azeri voleybolunda büyük saygınlığı ve yeri olan Faik Karayev ‘e göre , ülke içerisinde rekabetin olması şarttı bunun içinse profesyonel bir ligin varlığı olmazsa olmazdı. Tüm bu planlananlar çerçevesinde profesyonel bir lig oluşturuldu.Ve bu lig kısa sürede daha doğrusu 2010-11 sezonu öncesinde kaliteli ve tanıdık isimlerin sahne alacağı takip edilesi bir lig haline geldi.

Natalia Hanikoğlu , Alice Blom , Kathleen Weiss , Tayyiba Haneef , Nicole Davis , Mira Goluboviç , Valeriya Korotenko , Yuko Sano , Natalya Mammadova , Riika Lehtonen , Natasa Krsmanoviç , Nancy Metcalf , Olga Tocko , Irına Zhukova ve Kimberly Glass gibi isimler bu sezon Azerbaycan liginde boy gösterecekler.

Azerrail Bakü , Lokomotiv Bakü ve de özellikle İktisadchi Bakü 6 takımlı (ligde 8 takımın yer alması planlanmıştı ama yanılmıyorsam bu sezon altı takım olacak) Azerbaycan Liginin başa güreşen ekipleri olacaktır. Fakat ligin en büyük favorisi son şampiyon Rabita Bakü … Diğer Bakü takımları Rabita’yı ne derece zorlarlar kesin bir öngörüde bulunmak güç ama bir şey kesin ki o da Rabita’nın kağıt üzerinde geçen sezona oranla daha da güçlü olduğu…

Şimdi gelin Rabita Bakü’ye daha da ayrıntılı değinelim…

Azerbaycan voleyboluna yeni bir soluk getiren Rabita Bakü aslında bir bakanlık takımı. Bunun neticesinde Azerbaycan Bilgi ve Teknoloji Bakanlığı’nın büyük desteğini alan kulübün baş sponsoru ise ülkenin önemli bir GSM operatörü.

Geçen sezon ligi şampiyon tamamladılar. Bunun yanında Avrupa’nın 2 nolu kupası olan CEV Cup ta Eczacıbaşı Zentiva’yı eleyerek son dörde kalma başarısını gösterdiler. F4 organizasyonunun evsahipliğini üstlendiler. Fakat çok şanssız bir maç sonucu İtalyanların orta sıra ekiplerinden Yammamay Busto Arsizio’ya 3-2 yenilerek final biletini kaçırdılar. Çok şanssız bir maç diyorum çünkü Rabita , maçı Tie Break te adeta kendi elleriyle vermişti. 2010 Grand Prix elemelerindeki Türkiye – Bulgaristan maçı gibi trajik bir maçtı.

Aslında Azeriler bu filmin bir benzerini CEV Cup son 16 da Azerrail Bakü – Eczacıbaşı Zentiva serisinin Azerbaycan ayağında yaşamıştı. Herneyse ,

Yaşadığı şoku üzerinden atmaya çalışan Rabita , Karpol’lu Ekaterinburg’u yenerek üçüncülüğünü ilan ediyordu. Hernekadar yıllar öncesinde Azerrail’in elde ettiği zafere ulaşamasalar da bu üçüncülük onlar için ufak bir teselli büyük bir tecrübe ve de en önemlisi iyi bir prestij oluşturuyordu.

Rabita artık hedefi daha yüksek olan bir takım. Bu sezon 1 no lu kupada yani Champions League’de yer alacaklar.(w.card) Azerbaycan voleybolu birkaç yıl aradan sonra tekrar CL de temsil edilecek , görünen o ki Rabita kuru kuruya katılım değil CL arenasında kalıcı başarılara imza atmak istiyor.

CL de başarılı işlere imza atmak istiyorlar dedik , işte bu doğrultuda takımda bazı transferler-değişiklikler yaşandı. Bunlardan en önemlileri Natalya Mammadova’nın takıma katılışı ve antrenör Dragutin Baltiç’in takımdan ayrılmasıydı. Açıkcası antrenör ile yolları ayırmanın tıpkı de Brandt olayında olduğu gibi yapılmaması gereken bir hamle olduğu fikrini taşıyorum. Umarım tek yanlış bir çok doğruyu götürmez. Unutmadan ekleyeyim , Baltiç’ten boşalan antrenörlük görevine ise Dejan Brdjoviç getirildi.

İlk altılarının ;

Zhukova (S) , Glass (OH) , Tocko (OH) , Mammadova (OPP) , Krsmanoviç (MB) , Goluboviç (MB) , Popoviç (L)

şeklinde olacağını düşünüyorum.

Pasör Zhukova geçen yıl Eczacıbaşı ile anlaşmasına karşın ailevi problemlerinden ötürü takıma katılamayacağını bildirdi ve sezonu boş geçti. Eski performansına tekrar kavuşacak mı soru işareti ama kesinlikle büyük bir tecrübe. Şampiyon kadronun pasörü olan ve Lokomotif Bakü’ye geçen Evelina Tsvetanova’yı aratmayacaktır. Takıma faydalı olacağını düşünüyorum. Belgorod’dan alınan Diana Nenova ise yedek pasör olacak.

Ortalar Krsmanoviç , Goluboviç ve Deliç. İlk altıda Goluboviç ve Krsmanoviç oynayacaktır. Goluboviç beğendiğim bir oyuncudur. Özellikle Galati formasıyla FBA’ya karşı iyi maçlar çıkartmıştı. Azeriler 2 Sırp ile orta mevkiinde sorun yaşamayacaktır.

İlk altıdaki smaçörlerin Olga Tocko (Galati takımında kilo fazlası vardı umarım zayıflamıştır) ve Kimberly Glass olacağı kanaatindeyim. Geçen yıl Rabita ile oldukça iyi işler çıkaran Bojana Doganjiç’te bu mevkinin önemli isimlerinden. Ama dediğim gibi ilk tercih Glass-Tocko ikilisi olmalıdır. Bu ikiliden biri aksarsa ki aksayacak Doganjiç oyuna dahil olacaktır. Bir diğer smaçör ise Rus Belgorod ekibinden alınan Natalia Kulikova.

Geldik çapraz bölgesine. Kanımca Rabita’nın libero ile birlikte en güvenilir bölgesi…

Hem Natalia Mammadova hemde Sanja Staroviç oldukça etkili hücum silahları. Bu iki iyi hücumcunun yan yana oynamasını arzulayanlar elbette ki olacaktır. (staroviç iki mamadova dört) Fakat böyle bir durum Rabita için felaket senaryolarının hayata geçmesi anlamına gelir. Rabita sistemi için en ideali Mammadova’nın pasör çaprazı oynamasıdır. Yoksa Mammadova’nın asıl mevkisi smaçörmüş , çaprazmış bunları tartışmak zaman kaybı olur. Bir oyuncu , takımı için en çok hangi pozisyonda yararlı olacaksa o mevkide kullanılır. Mammadova dört no oynayamaz mı ? manşet alamaz mı ? tabii ki alır ama sonuçlarına da katlanılır. Açıkcası Bakü temsilcisi için Mammadova’nın 2 den mi yoksa 4 ten mi iyi hücum etmesinden daha çok , günümüz voleybolunda başarının temel anahtarı olan iyi manşet almayı becerebilmek çok daha önemli bir konu.

Azeri ekibinin alternatifli bir kadrosu var. Mesela , Tocko’yu çapraza kaydırıp ve manşet aldırıp Mamma’yı dört numaraya çekebilirler bu da bi seçenek fakat daha öncede ifade ettiğim gibi en ideali Natalya Mammadova’nın çapraz oynamasıdır. İyi kullanılan bir Mammadova müthiş bir hücum silahı olabilir. Tabi Staroviç’i de göz ardı etmemek gerek. Sırp oyuncu en az Mammadova kadar etkili bir hücum silahı. Eczacıbaşı Zentiva serisini dikkatli izleyenler Staroviç’in ne derece kaliteli bir oyuncu olduğunu görmüşlerdir. Umarın Mamma’nın varlığında kenarda fazla unutulmaz.

Liberoda ise Silvia Popoviç olacak. Milli takımında ne kadar yer almış-almamış ilgilenmiyorum şunu söyleyebilirim ki bana göre Avrupa’nın en iyi 3 liberosundan biri. Fenerbahçe Acıbadem’de görmeyi çok istediğim bir oyuncuydu. Rabitalılar ona çok güveniyor ve bunda fazlasıyla da haklılar.

Rabita Bakü ilk kez katılacağı Champions League’de Scavolini Pesaro , Bielsko Biala ve Dinamo Bükreş’in yer aldığı E grubunda mücadele edecek. Açıkcası grup birinciliği için Scavolini’yi zorlayacaklarını düşünüyorum. Eğer takım olmayı başarabilirlerse grupta birinci olmaları sürpriz sayılmaz.

Rabita zorlu Avrupa arenasında takım olmanın yanında şans faktörüne de çok ihtiyaç duyacak. Şüphesiz iyi bir kadro kurdular ama henüz Carnaghi Cortese , Dinamo Moskova , Eczacıbaşı Vitra veya Fenerbahçe Acıbadem değiller. Bakü ekibinin ileriki turlarda bu takımlarla eşleşmesi durumunda turu geçmesi olasılığı oldukça az. Bu yüzden şans faktörüne ihtiyaçları olacak dedim. Kura şansı… 2009 da bayanlarda Eczacıbaşı’nın 2010 da ise erkeklerde Volley Bled’in yaşamış olduğu kura şansı...

Belki F4 yapamayabilirler ama bu onları başarısız kılmayacaktır , ilk kez katılacakları bu platformda son altıya kalabilmek onlar için bu sezon iyi bir başarı olacaktır artı olarak gelecek sezon içinse güzel bir motive kaynağı …

Rabita Bakü’de antrenör dahil 6 tane Sırp var. Azeri oyuncu sayısı ise 1. Bu durum eleştiri konusu olabilir , oluyor da.

Elbette ki gönül Azeri oyuncuların daha fazla olmasını ister ama olaya realist yaklaşırsak daha yerinde tespitler yapabiliriz.

Rabita içinde bulunduğu koşullar çerçevesinde doğru işler yapıyor. Ülkedeki yerli oyuncu kalitesini iyi biliyorlar. Bu çerçevede mantıklı hamleler yapıyorlar. İsteseler kadroyu baştan aşağı Azeri yaparlardı. Fakat Yerli-Yabancı ayrımından daha çok Yetersiz - Vasat - İyi – Çok İyi ayrımına yöneldiler. Bütçeleri çerçevesinde de iyi hamleler yaptılar. Fakat nokta atışı olarak Simona Rinieri’yi ellerinden kaçırmamaları gerekirdi. Tom Logan için harcadıkları zamanı Rinieri için ayırsalar İtalyan oyuncu belki bugün Bakü adına mücadele ediyor olacaktı.

Azerbaycan’da oldukça yetenekli genç oyuncular olabilir fakat şuan için birçoğu Rabita’nın Avrupa da başarı hedefine cevap verebilecek düzeyde değiller.
Bakü ekiplerinin sahip olduğu iyi yabancılar ülkeye yeni bir soluk getirecektir , olası bir başarı Azerbaycan’da voleybola ilgiyi daha da arttıracaktır ki bu da altyapıların gelişmesine ve canlanmasına yol açacak.

Yabancı oyuncuları öcü gibi görmemek gerekir evet bugün varlar yarın yoklar ama onlardan kazanımlar elde etmek mümkünken hemen “neden bu takım yabancı dolu” gibi yaklaşımlarda bulunmak olaya dar bir perspektiften yaklaşmak olur.

Azerbaycan’da bir şeyler oluyor bu gayet açık. Fakat daha çok yeni. Belki de o ana kadar aklına voleybolcu olmayı hiç getirmeyen küçük çocuklar , olimpiyat ikincisi takımın oyuncuları Haneef , Davis ve Glass’ı , Azerilerin sembol oyuncusu Mammadova’yı , bitmek tükenmek bilmeyen savunma enerjisiyle Popoviç’i , bakın Finlandiya’dan da oyuncu çıkar dedirten Lehtonen’i ve de Bergamo’nun tozunu yutmuş tecrübeli pasör Zhukova ‘yı izlerken neden bizde böyle olmayalım diyeceklerdir ve de en önemlisi aileleri ülkedeki bu atılımı görürken çocuklarının voleybolu tercih etmelerini isteyeceklerdir. Hele birde kadrosu , yabancı çokluğu nedeniyle eleştirilen Rabita’nın olası bir CL başarısında dahada çok isteyeceklerdir.

Buradaki kilit nokta “içinde bulunulan koşullar altında en iyisini yapabilmek” ve Rabita’da buna çalışıyor. Atılan adımlar ve oluşturulan profesyonel lig yarınlar için çok daha iyi şeylerin yapılacağının habercisi olabilir. Ama dediğim gibi her şey şuan için çok yeni. Temennim Rabita’nın başarılı olması çünkü başarı popülarite getirir yatırım getirir ilgi getirir ve de en önemlisi diğer rakiplerinde yatırım yapmasına zemin hazırlar. Nihayetinde olması gereken en önemli öğe otomatikman ortaya çıkar. Rekabet…

Çünkü ortada popülarite ve ilgi vardır ve diğer kulüplerde bu pastadan pay almak isteyecektir. Kısacası başarı gelirse devamında olumlu zincirleme atılımlar gelecektir.

İyi bir altyapıya sahip olmak ve buradan genç yıldızlar çıkarmak voleybolda kalıcılık için önemli gerekliliklerdendir. Fakat bunu yazması ne kadar kolay ise uygulamaya koymak tam tersine çok zordur. Dolayısıyla iyi bir altyapıyı yoktan var edemezsiniz , bunun için hem arz hemde talep dengesinin birbirine yakın olması gerekir. Talep için yatırım ve başarının olması şarttır. Voleybola talep ne kadar çok olursa arzda o derece olacaktır. Ligde ne derece başarılı yabancılar var olursa altyapılardan o derece başarılı oyuncular çıkacaktır çünkü sporcu bir modeldir ve bu modelin teknik ve mental özelliklerinden antrenmanlar ve maçlar izlenerek hem antrenörlerin hem de genç sporcuların öğreneceği çok şeyler vardır. Bunun yanında halihazırda var olan sporcularda bu yabancılar sayesinde gelişimlerini ilerletebileceklerdir.

İşte tüm bunlardan yola çıkarak Azerbaycan için şunu söyleyebilirim ki , belki ligde yabancı sayısı çok fazla ama bu durum kısa vadede kulüpsel başarıyı uzun vadede ise ulusal başarıyı getirebilir. Burada kritik nokta yabancı oyuncuların önderliğinde başarının gelmesi aksi durum hayal kırıklığına ve organizasyonun bozulmasına yol açar. Bu yüzden şu aşamada tek dileyeceğim Rabita’nın CL de diğer Azeri ekiplerinin ise Challenge ‘de başarılı olması. Çünkü sayısı eleştirilen bu yabancılarla gelebilecek bir BAŞARI = yatırım , ilgi , rekabet ... Sonuçta ise uzun dönemde altyapılarda talep çokluğu …

Yatırım ve altyapı konusunu toparlamak gerekirse , Azerbaycan milli takımını bir lokomotif olarak ele alalım. Bu lokomotifin şu an için Avrupa’nın en iyi 7. veya 8. takımı olma potansiyeline sahip kömürü var ama sahip olunan kömür bu lokomotifi ilk dörde götüremez. Dolayısıyla bir şeyler yapmak gerekir.

Azerilerde şuan için bir şeyler yapıyor. Yaptıkları şey tutacak mı zaman gösterecek ama işler yolunda giderse kısa vadede kulüpleri uzun vadede ise milli takımları oldukça iyi işler çıkaracaktır.

Mesela , Türkiye’nin milli takımlar bazında 2000 li yıllara kadar başarısı yoktu. Vasat bir Avrupa takımı bile değildik. Ama özellikle Eczacıbaşı’nın getirdiği kaliteli yabancılar altyapılarımızın gelişiminde oldukça etkili rol oynadı. Yani her şey uzun dönemde oldu. Kısa dönemde Eczacıbaşı uzun dönemde ise Türkiye başarıyı yakaladı. Keza erkek milli takımımız eskiden Avrupa şampiyonalarına bile katılamazken son 6-7 yılda lige kaliteli yabancıların gelmesinden sonra özellikle altyapılarını geliştirerek Avrupa şampiyonalarının gediklisi haline geldi. İtalya gibi bir devi 3-0 yenebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Üstelik genç bir jenerasyon yakaladık. Nereden nereye…

Tabi Arkasın 3 nolu kupada Avrupa şampiyonluğu yaşamasını ve Fenerbahçe ‘nin CL grubundan çıkarak tarihte bunu başaran ilk Türk kulübü olması gibi etkenleri de belirtmek gerek. Fenerbahçe’nin şimdiki hedefi ise CL de F4 … Görüyoruz ki erkek voleybolumuzda çıkışta. Tüm bu çıkışı TAMAMİYLE kaliteli yabancılara bağlamak isabetli bir tesbit olmaz ama ÖNCELİKLİ etkenin kaliteli yabancılar olduğu gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Burada kilit kelime NİTELİKLİ-KALİTELİ YABANCI.

Kendi açımdan şunu söyleyebilirim ki bir ülkede yabancı sayısının sınırsız olmasını asla eleştirmem ama tercih-transfer edilen yabancıların niteliksiz olması durumunu sonuna kadar eleştiririm… Azeriler belki bizim yapmadığımız bir şeyi yaptı yabancı sayısını sınırlamadı ama yaptığımız ve yapılması gereken bir şeyi yaptı KALİTEYİ asla düşürmedi. Transfer edilen yabancılar mükemmel olmayabilirler ama büyük çoğunluğu kaliteli isimler. Bu yüzden -Azeriler bir şeyler yapıyor – diyorum.

Son olarak ,

Artık ülkemizde hem erkek hem de bayanlarda genele yayamasak bile Rekabet , İlgi , Yatırım ve Başarı gibi nitelikleri görür olduk. Voleybol altyapıları , ailelerin çocuklarının geleceği için yaptıkları önemli terciler arasındaki bir seçenek oldu. Bunlar hemen mi gerçekleşti ? Hayır. Türkiye bir şeyler yaptı. Sonucunu bekledi ve aldı. Kim bilir belki daha fazlasını alacak…

Peki benzer bir durum neden Azerilerde yaşanmasın ?

20 Eylül 2010 Pazartesi

Sarı Melekler Sezonu Açtı.


Fenerbahçe Acıbadem 2010-2011 sezonu için hazırlıklarına yaptığı antrenman ile başladı.
Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Tesislerinde akşam saatlerinde bir araya gelen takımımız‚ ilk çalışmasını Milli Takımlarda bulunan oyuncularından yoksun yaptı.
Voleybolcularımız‚ Brezilya Bayan Milli Takımını da çalıştıran Ze Roberto lakaplı Jos Roberto Lages Guimaresin Milli Takımda olması nedeniyle yardımcı antrenör Kamil Söz yönetiminde çalıştı.
Yaklaşık 2 saat süren antrenmanda oyuncular ilk etapta açık havada stretching çalışması yaptı. Ardından koşu çalışması yapan bayan voleybolcularımız‚ son bir saatlik periyotta ise kondüsyon progamları uyguladılar.
Fenerbahçe Acıbademde yeni transferler‚ Katarina Skowronska‚ Zülfiye Gündoğdu ve Yağmur Koçyiğit takımla ilk antrenmanına çıkarken‚ Milli Takımlarda bulunan Eda Erdem‚ Seda Tokatlıoğlu‚ Naz Aydemir ve yabancı oyuncular Luibov Chachkova‚ Cristiane Fürst ile Fofao antrenmanda yer almayan isimler oldular.
Fenerbahçe Acıbademde eksik oyuncuların kasım ayının ortasında takıma katılacakları belirtildi.

http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=20889



Hayırlı,Uğurlu Olsun.
Sakatlıksız,kazasız,belasız Şampiyonluklarla geçecek bir sezon diliyorum.
Başarılar Sarı Melekler.Bahtınız açık olsun.

18 Eylül 2010 Cumartesi

2011 Bayanlar Dünya Grand Prix Elemeleri : Türkiye - Almanya 1-3


ALMANYA  ( 3) - TÜRKİYE  (1)
HAKEMLER: Philippe Marenc (Fransa)- Boris Kolarevic (Sırbistan)
 ALMANYA : Beıer (5), Susschke (6), Weıss (7),Brınker (5), Radzuweit (5), Kozuch (8), Tzscherlich-libero (7), Matthes (5),Thomsen (5), Hıppe (5),Fürst (6),Hanke (5)
TÜRKİYE : Esra (7), Bahar (6), Neslihan (6), Gözde (6), Eda (7), Naz (6), Gülden-libero (6),Gizem (5), Pelin(5),Neriman (5),Seda (5)
SETLER:  21-25, 25-23, 25-19, 25-22
SALON : Pala Rockfeller
SÜRE : 111 dakika
 
Birinci sete Ay-yıldızlı ekibimiz çok iyi başladı.Neslihan ve Eda'nın attığı smaç servisler rakibin oyun düzenini bozdu.Köşelerden yaptığımız  etkili hücumlar sayı getirince ilk teknik molayı açık ara 8/3 önde geçtik.Set içinde etkili oyunumuz sürünce ikinci teknik molayı da 16/10 önde tamamladık.Almanya Kozuch ile sayı üretmek istedi fakat defansta başarılı olan ekibimiz 24 dakika süren seti 25-21 kazanarak 1-0 öne geçti.
 
İkinci sete Almanya iyi başladı.Kozuch ile yaptıkları hücumları durduramadık ve bu nedenle ilk teknik molayı Almanya 8/6 önde girdi.Esra'nın blokları ile skor 8/8 de eşitledi.Neslihan'ın servisleriyle 13-11 öne de geçtik.Fakat rakibimiz etkili servis atarak ikinci molayı 16/15 önde tamamladı.Moladan sonra oyun çok çekişmeli devam etti. 20/20 de skoru eşitledik ve 23-22 öne de geçmemize rağmen seti Almanya 25-23 kazanarak skoru eşitledi (1-1)
 
Üçüncü sete de Almanya iyi başladı ve etkili oyunu ile ilk teknik molayı 8/7 önde geçti.Neslihan'ın sayıları ile skoru 13/13 te eşitledik.Rakibin etkili servislerine önlem alamayınca ikinci teknik molaya Almanya 16/14 önde girdi.Takımımız çok hata yapmaya başlayınca Almanya bu seti de 25-19 kazanarak skoru 2-1 yaptı.
 
Dördüncü sete iyi başladık ve 4-1 öne geçtik, etkili oyunumuz sürünce ilk teknik molaya da 8/5 önde girdik. Rakibimiz etkili olunca 9/9 da eşitliği sağladı.Neslihan'ın smaçları 15.sayıyı getirdi.Fakat yaptığımız basit hata sonrası ikinci teknik molayı Almanya 16/15 önde geçti.Moladan sonra karşılıklı elde edilen sayılarla süren oyunda,skor 21-21 iken yaptığımız hatalar sonunda Almanya öne geçerek seti 25-22 kazandı ve maçtan da 3/1 galibiyetle ayrıldı.
Ragıp Tekin
**********

   Maçın ilk 3 setini izledim.Sadece son setini izlemedim.1-2 olduktan sonra maçı 3-1 kaybedeceğimiz belli olmuştu zaten.Son set içinde yanılmamışım.
  O kadar uzun süre birlikte oynayan,uzun süredir kamp yapan bir takımımız var ama iyi voleybol göremiyoruz bir türlü.Hiç beğenmedim oynadığımız oyunu.Sadece Eda'yı beğendim.
Eda orta oyuncumuz ,23 top alıp 15 sayı yapmış.Takımın pasör çaprazı Neslihan 50 hücumda 17 sayı yapabilmiş.50/16.% 32 ile hücum etmiş ,10 hata,2 blokta kalma.10 serviste 6 hata,1 sayı.
 Bu kadar kötü oynarken Seda'yı düşünmüyor Bedestenlioğlu.Son sette az süre almış sanırım.3/0 hücum yapmış.Bedestenlioğlu zaten bana göre A takım için bir kaç gömlek hafif kalıyor.
 Takımın 4 numaraları da yetersiz.Kaptan Esra 1.81'lik pasör Weis'den blok yedi yahu.Manşette de kötüydü.
Pasör Naz hala istikrarsız.Çok iyi paslar da atıyor,çok acemi paslar da.Ben yazınca kötü  oluyor.Maçı anlatan Erman Meç ve yanındaki  arkadaşın yorumları yeterlidir sanırım.
 Almanlar genç bir takımla bilinen oyun disiplinleri ile oynuyorlar.Ortaları Süschke ve Radzuweit zayıf kalıyorlardı ama 2.setin sonlarında henüz hazır olmayan bizim Fürst girdi ve farkını gösterdi.3.sette de aynı şekilde.Mükemmel bir blokör.Çok şanslıyız Onu transfer ettiğimiz için.M.Ali Bey'e çok teşekkürler.
Kısa sürede 5/3 (%60) hücum ve 4 blok ile 7 sayı yapmış.Müthiş yani.
 3.sette 14-14 idi,sonra 16-14 teknik molaya girdiler.Akabinde 10 numara Mathes'in servis turunda bir sıkıştırdılar bizi  ve 6-7 /0'lı seri ile dağıttılar.O turda bir side aut yaptıramadık yahu.Ne oyuncular ne kenar yönetim bir türlü aşamadı krizi ve set gitti.Bu seviyedeki bir takıma böyle çözülme yakışmıyor.

Teledünya Türkiye Kupası kuraları çekildi..

 http://www.besiktas-jk.com/besiktas/upresim/habermanset/2658.jpg
Erkekler Grupları :
A Grubu: 1-Halkbank, 2-Torul Gençlik, 3-Bozkurt Belediyesi, 4-TED Koleji
B Grubu: 1-Galatasaray, 2-Polis Akademisi, 3-4 Eylül Belediyesi, 4-Keşan Gençlik
C Grubu: 1-Maliye Milli Piyango, 2-Tofaş, 3-Niksar Belediyesi, 4-TEDAŞ
D Grubu: 1-Beşiktaş, 2-MEF Okulları, 3-Belediye Plevne, 4-Melikgazi Belediyesi
Bayanlar Grupları  :
A Grubu: 1-Ereğli Belediyesi, 2-Yeşilyurt, 3-Çerkezköy, 4-Salihli Belediyesi
B Grubu: 1-Ankaragücü, 2-Gazi Üniversitesi, 3-Numune Özcan, 4-Sosyal Güvenlik Kurumu
C Grubu: 1-Nilüfer Belediyesi, 2-Emlak TOKİ, 3-Beylikdüzü, 4-Dicle Üniversitesi
D Grubu: 1-Karşıyaka, 2-Çanakkale Belediyesi, 3-Pursaklar Belediyesi, 4-Ankara TED Koleji

Grup maçlarına, kura çekimi sırasında gruplarında üçüncü sırada yer alan takımlar evsahipliği yapacak.

Erkeklerde Fenerbahçe, Ziraat Bankası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Arkas Spor, bayanlarda ise Fenerbahçe Acıbadem, Vakıfbank Güneş Sigorta Telekom, Eczacıbaşı Vitra, Galatasaray Medikal Park, Beşiktaş ve İller Bankası kupaya 2. turda dahil olacaklar.

Kupada ilk müsabakalar, bayanlarda 8-9-10 Ekim, erkeklerde ise 12-13-14 Kasım tarihlerinde başlayacak..

Bu yıl kupada 4'lü final uygulamasına geçeceklerini belirten E.Ü Karabıyık, ''Kulüplerin talebi böyle oldu. Evde veya deplasmanda oynanacak final serisi yerine, 4'lü final yapılacak. Finallerin oynanacağı il, federasyon tarafından belirlenecek. Tarafsız saha tanımı yok. Hangi salon uygunsa o kentte oynanacak. Kuraya dahil olup sonra çekilenlere para cezası ve en az bir yıl kupadan men cezası verilecek. Türksat'a işbirliğinden dolayı teşekkür ederim'' dedi. Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay da Voleybol Federasyonu ile işbirliğinden mutluluk duyduklarını belirterek, ''Geçen yıl sponsor olduk. Bu yıl ve seneye de bu işbirliğini sürdüreceğiz. Maç yayınlarını Web TV üzerinden voleybolseverlere ulaştırmak istiyoruz. Türksat olarak voleybola ayrı bir önem veriyoruz. Telekomünikasyon sisteminde centilmence rekabet etmek istiyoruz. Bunun için de voleybol uygun bir branş oldu'' dedi.

16 Eylül 2010 Perşembe

Filenin Sultanları Sports TV’de.


Filenin Sultanları Grand Prix elemelerinde, maçları Sports TV’de…

2011 yazında düzenlenecek Dünya Grand Prix’sine katılmak için Avrupa Elemeleri oynayan A Milli Bayan Voleybol takımımızın 17 – 22 Eylül tarihleri arasında İtalya’nın Cagliari kentinde oynayacağı maçlar, canlı yayınlarla Sportstv’de ekranlarında olacak.

Filenin Sultanları sırasıyla Almanya, ev sahibi İtalya, Bulgaristan, Rusya ve Hollanda ile karşılaşacak. 6 takımlı grupta ilk 3’e giren takımlar Dünya Grand Prix’sine katılmaya hak kazanacak.

Milli Takımımız ilk maçını Cuma günü 18.30’da Almanya’yla oynayacak ve bu karşılaşma D-Smart 44. Kanal Sportstv’den naklen yayınlanacak.

Tümü Sportstv’den canlı yayınlanacak Türkiye’nin maçlarının programı şöyle:

17 Eylül Cuma 18.30 Almanya – Türkiye

18 Eylül Cumartesi 21.00 Türkiye – İtalya

19 Eylül Pazar 18.30 Bulgaristan – Türkiye

21 Eylül Salı 16.00 Rusya – Türkiye

22 Eylül Çarşamba 16.00 Türkiye – Hollanda

13 Eylül 2010 Pazartesi

Türkiye Yunanistan Zaferi İle Avrupa Şampiyonası Finallerinde.2-3 !!!


Geçtiğimiz hafta Ankara’da 3-1 mağlup ettiği Yunanistan’ı deplasmanda da 3-2’lik skorla geçen A Milli Erkek takımımız, gelecek yıl Avusturya ve Çek Cumhuriyeti’nin ortaklaşa düzenleyeceği Avrupa Şampiyonası finallerine katılma hakkını elde etti.

Karşılaşmaya hızlı başlayan Millilerimiz, Ulaş’ın iyi pas dağılımı sonucu hücumda elde ettiği sayılarla rakibine olan üstünlüğünü kabul ettirdi ve ilk teknik molaya 5-8 önde girdi. Etkili servislerle rakibinin iyi hücum kurmasına fırsat vermeyen Türkiye ikinci teknik molayı da 11-16 gibi farklı bir skorla geçti. Setin son bölümünde Burutay’ın üstün performansıyla daha da açılan takımımız, ilk seti rahat bir şekilde kazanmasını bildi 15-25.
Daha dengeli geçen ikinci seti kazanmanın final bileti anlamına geldiğini bilen Millilerimiz, konsantrasyonunu kaybetmedi ve bu seti de 21-25 kazanarak finallere gitmeyi garantiledi.
Bu sonucun ardından rahatlayan Türkiye, 25-20 ve 25-18 kaybettiği 2 setin sonrasında tie-break setine daha etkili başladı ve bu seti 11-15 kazanarak maçı 3-2 kazanmayı başardı.

YUNANİSTAN-TÜRKİYE:2-3
Salon: Alikarnassos Heraklion - Girit
Hakemler: Mykhaylo MELNYK (UKR), Boris SKUDNIK (SLO)
Yunanistan: Fragkos, Petreas, Tzourits, Lappas, Andreadis, Prousalis, Stefanou(L), Terzis, Armenakis, Karipidis, Papadimitriou
Türkiye: Emre, Ulaş, Burutay, Ahmet, Serhat, Sinan, Serkan(L)
Setler: 15-25, 21-25, 25-20, 25-18, 11-15
Süre: 109 dakika (22-24-25-23-15)


  Tebrikler Milli Takımımıza.
Herhangi bir kazaya uğramadan yapmaları gerekeni yapmışlar.Yunanistan asla bizim ayarımızda değildi ama burada verdiğimiz  hediye 1 set ile ümitlendirmiştik onları.Maçı referandum görevi yüzünden izleyemedim.
Eve geldiğimde 4.set oynanıyordu ve 1-2 setlerde öndeydik.1-2 yazısını görünce Ohhhhh beee dedim.
Açıkcası çekiniyordum ve böyle kolay bir giriş beklemiyordum.(İlk 2 set)
1.seti açık farkla almışız.Bence o set ile işi bitirmişiz.2.set resmileştirmiş.Maçı 3-2 kazanmamız da  prestij açısından da çok önemli.Yunan'ı Girit'te azgın seyirci önünde yenmek ciddi başarı.
Helal Olsun hepsine.
 Serhat 32 sayı ile coşmuş.Bravo.Burutay 16,Emre 10 sayı ile katkı yapmış.
Bloklarda 15/8 üstünüz.İstatistikleri verdim zaten.
 Emre 10 sayı.5/4 hücum.%80.4 blok.11 serviste 3 hata,2 sayı.1 mükemmel manşet.
Serkan 29/2.% 55 (48) ile manşet almış.
 
Play Off maçlarında 2 büyük sürpriz yaşanmış.
Belçika İspanya'yı (3-1,3-2),Estonya'da Hollanda'yı (3-1,3-0) eleyerek finallere katılmaya hak kazanmış.

10 Eylül 2010 Cuma

Ersin Durgut "Sarı-Lacivert renklerin aşığıyım"

Voleybol-"Sarı-Lacivert renklerin aşığıyım"

Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı'nın yeni transferi Ersin Durgut, Fenerbahçe Gazetesi'ne verdiği röportajda, "Çocukluğumdan beri taraftarı olduğum takımın içinde yer almak tarif edilemeyecek kadar mutluluk verici  bir duygu" dedi.

Fenerbahçe'nin Halk Bankası'ndan transfer ettiği 28 yaşındaki oyuncu Ersin Durgut, Sarı-lacivertli geliş sürecini şöyle anlattı: "2009 yılında Halk Bankası'na transfer oldum. Burada oynarken Fenerbahçe'den güzel bir teklif geldi. Ben de koyu taraftarı olduğum Fenerbahçe Spor Kulübü'ne transfer oldum." Ersin Durgut, takımın bu sezonki hedeflerini, "Fenerbahçe, Avrupa'da Final-Four'u hedefliyor ve Avrupa'da önemli başarılar elde edeceğiz" şeklinde ifade etti. Soru-cevap şeklindeki röportaj şöyle:

- Kariyerinizden ve Fenerbahçe'ye gelişinizden bahseder misiniz?
"Voleybola 1998 yılında Bursaspor'un altyapısında başladım. 1999 yılında A takıma çıktım. 2 sene Bursaspor A takımda oynadıktan sonra Erdemirspor'a transfer oldum. Burada 6 sezon boyunca forma giydim. 1 yıl İdari Menajerimiz Abdullah Paşaoğlu ile 3 yıl da Georghe Demether ile çalışma fırsatı buldum. Demether ile Erdemirspor'da 2 sene Türkiye Şampiyonluğu yaşadık. Daha sonra Polis Akademisi ve Kolej Spor Kulübü'ne gittim. 2 yıl bu kulübüm formasını giydim. 2009 yılında Halk Bankası'na transfer oldum ve 1 yıl da burada oynadıktan sonra, sezon sonunda Fenerbahçe Spor Kulübü'nden güzel bir teklif geldi. Ben de Fenerbahçe gibi büyük bir camianın içinde yer almaktan mutlu olacağımı belirterek Fenerbahçe'ye transfer oldum. Fenerbahçe hedefi olan bir takım. Avrupa'da Final- Four hedefi olan bir kulüp. İlk sebeplerimden biri bu.. Diğeri ise koyu bir Fenerbahçe taraftarı olmam."

- Bir voleybolcu olarak saha içinde kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
"Boyum çok uzun. Bunun bana sağladığı avantajları en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum. Dışarıdan bakanlar uzun boylu oyuncuların saha içinde ağır kaldığı görüşündedir. Ama ben sahanın her yerinde görev aldığım için bu tezi çürütmüş oluyorum. Daha sonra her bölgede oynayabiliyorum. Benim oyun alanım orta saha ama ben her bölgede görev yapabiliyorum. Gerek orta saha gerekse pasör çaprazı olarak oynuyorum."

- Özel hayatınızdan bahseder misiniz?
"Boş vakitlerini evde geçirmeyi seven biriyimdir. Antrenmanlardan arta kalan zamanımı evde televizyon seyrederek, kitap okuyarak geçirmeyi tercih ediyorum. Çünkü antrenmanlarda çok yoruluyoruz. Yoğun bir çalışma temposu söz konusu. Ben ayrıca Ankara Gazi Üniversitesi 3. sınıfta okuyorum. Şu an için biraz zor oluyor antrenmanların yoğunluğundan ötürü, ancak sezon bittikten sonra okula devam edip bitirmeyi planlıyorum."

-Fenerbahçe'nin hayatınızdaki yeri nedir?
"Fenerbahçe benim için çok önemli.. Sarı Lacivert renklerin aşığıyım, çocukluğumdan beri hayallerini kurduğum takımdayım. Hatta şu anki evimde odamda nevresim takımlarım bile Fenerbahçe.. Çocukluğumdan beri taraftarı olduğum takımın içinde yer almak tarif edilemeyecek kadar mutluluk verici bir duygu.. Hedeflerimize ulaştığımız zaman daha da mutlu olacağım. Bize güvenen insanlar var. Onların güvenlerine layık olmaya çalışacağız."

- Sizin gözünüzde Fenerbahçe'nin voleybola ve Türk sporuna katkıları nelerdir?
"Fenerbahçe'nin son zamanlarda amatör branşlarda elde ettiği başarılar spora verdiği önemin getirisidir. Fenerbahçe Türk sporunu daha iyi bir yere gelmesi için emek vermektedir. Yaptığı yatırımlarla, tesisleşme çalışmalarıyla bunu ispat etmektedir. Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımının Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası ikinciliği, Bayan Voleybol Takımının Lig Şampiyonluğu, Şampiyonlar Ligi'nde ikincilik, bayan ve erkek basketbolda kazanılan şampiyonluklar Fenerbahçe'nin doğru yatırım yapıldığını kanıtlamaktadır. Fenerbahçe altyapıya da önem vermektedir. Fenerbahçe çok ciddi projelere öncülük etmektedir."

- Bu sezon sizin ve Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımının hedefleri nelerdir?
"İlk olarak takımın hedeflerinden bahsetmek gerekirse; Avrupa'da Final-Four, Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası şu anki hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu sene çok iyi transferler yapıldı. Herkese bir takım görevler düşecektir. Bu görevleri de en iyi şekilde yapmak için var gücümüzle çalışacağız. Eğer başarılı olmak istiyorsanız emek vermelisiniz.. bu sayede hedeflerimize yavaş yavaş ulaşacağımıza inanıyorum. Benim hedeflerimden söz etmek gerekirse, öncelikle Fenerbahçe gibi bir camiada uzun soluklu olmak."

- Yeni transferlerin takıma katkısı ne ölçüde olacaktır?
"Gerçek anlamda bu sezon yapılan transferler çok kaliteli sporcular. Marshall olsun, Ivan olsun bunlar dünya çapınca oyuncular. Kendini ispatlamış oyunculardır.. Takıma çok yarar sağlayacaklarını söyleyebilirim. Böylesine büyük yıldızlarla bir arada oynamak bizim için de çok büyük bir şans. Kendimizi geliştirmemiz için de önemli. Fenerbahçe bu anlamda çok büyük bir kulüp.. Dünya yıldızlarına ev sahipliği yapmış, her zaman en iyilerini transfer ederek başarıyı hak etmiş bir kurumdur."

- Taraftara herhangi bir mesajın var mı?
"Taraftarımızdan isteğim maçlarda bizi yalnız bırakmasınlar. Çünkü taraftarımızın enerjisi bizim sahadaki performansımızı etkilemektedir. Bu sene ki hedeflerimiz daha da büyüdü. Büyük bir camiadayız. Şahane bir taraftar kitlesine sahibiz. Bunu bizi destekleyerek göstermelerini istiyorum."

7 Eylül 2010 Salı

Aroma Voleybol Ligleri 2010-2011 Sezonu Fikstürü Çekildi.

TVF Başkent Voleybol Kampüsü'nde düzenlenen kura çekiminde konuşan Voleybol Federasyonu Başkanı Ünal Karabıyık, ligde erkeklerin mücadelesinin 16-17 Ekim'de, bayanların da 20-21 Kasım tarihlerinde yapılacak maçlarla başlayacağını söyledi.
Bayanlar liginin, 29 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında Japonya'da düzenlenecek Dünya Voleybol Şampiyonası nedeniyle geç başlayacağını ifade eden Karabıyık, bu sezon, özellikle bayanlarda sıkışık bir takvim uygulanacağını dile getirdi.
Öte yandan Karabıyık, kulüplerden gelen istek üzerine, Teledünya Türkiye Kupası'nda bu yıl dörtlü final oynanmasına karar verildiğini belirtti. Karabıyık, play-off sürecinde bu sezon farklı bir uygulamaya gidileceğine dikkati çekerek, 1. ve 2. etapların kazanılan 2 maç, son etabının ise kazanılan 3 maç üzerinden oynanacağını belirtti.

-STATÜ-
Aroma Erkekler Birinci Ligi'nde 1. devre 16 Ekim'de başlayıp, 26 Aralık'ta sona erecek. 8 Ocak 2011 tarihinde başlayacak ikinci devre de 20 Mart 2011'de tamamlanacak.

Aroma Bayanlar Birinci Ligi'nde ise 1. devre 20 Kasım'da başlayıp, 30 Ocak 2011'de tamamlanacak. 5 Şubat 2011 tarihinde başlayacak ikinci devre, 17 Nisan 2011'de sona erecek.

1. etap müsabakaları sonunda ilk 8 sırayı alan takımlar, play-off etabını oynamaya hak kazanacak. Play-off müsabakalarında takımlar (8-1), (5-4), (7-2) ve (6-3) şeklinde eşleşerek, eleme usulüne göre karşılaşacak. Elenen takım, 1. etaptaki (normal lig etabındaki) yerine dönecek, play-off sonucunda lig şampiyonu ve lig ikincisi belirlenecek. 1. etap müsabakaları sonunda son 2 sırayı alan 11. ve 12. takımlar ise 2. lige düşecek.
Play-off etabı sonunda lig şampiyonu olan takım, Türkiye'yi Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde, Türkiye Kupası şampiyonu ise CEV Cup'ta temsil edecek. 




AROMA 1. BAYANLAR LİGİ  1. DEVRE MÜSABAKALARI
1. HAFTA
Beşiktaş-İller Bankası
Galatasaray-Fenerbahçe Acıbadem
Ereğli Belediyesi-MKE Ankaragücü
TED Ankara Kolejliler-Karşıyaka
Eczacıbaşı Vitra-Nilüfer Belediyesi
Dicle Üniversitesi-Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom
2. HAFTA
Fenerbahçe Acıbadem-Beşiktaş
İller Bankası-Ereğli Belediyesi
Karşıyaka-Galatasaray
MKE Ankaragücü-Eczacıbaşı Vitra
Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom-TED Ankara Kolejliler
Nilüfer Belediyesi-Dicle Üniversitesi
3. HAFTA
Beşiktaş-Ereğli Belediyesi
Fenerbahçe Acıbadem-Karşıyaka
Eczacıbaşı Vitra-İller Bankası
Galatasaray-Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom
Dicle Üniversitesi-MKE Ankaragücü
TED Ankara Kolejliler-Nilüfer Belediyesi
4. HAFTA
Karşıyaka-Beşiktaş
Ereğli Belediyesi-Eczacıbaşı Vitra
Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom-Fenerbahçe Acıbadem
İller Bankası-Dicle Üniversitesi
Nilüfer Belediyesi-Galatasaray
MKE Ankaragücü-TED Ankara Kolejliler
5. HAFTA
Beşiktaş-Eczacıbaşı Vitra
Karşıyaka-Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom
Dicle Üniversitesi-Ereğli Belediyesi
Fenerbahçe Acıbadem-Nilüfer Belediyesi
TED Ankara Kolejliler-İller Bankası
Galatasaray-MKE Ankaragücü
6. HAFTA
Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom-Beşiktaş
Eczacıbaşı Vitra-Dicle Üniversitesi
Nilüfer Belediyesi-Karşıyaka
Ereğli Belediyesi-TED Ankara Kolejliler
MKE Ankaragücü-Fenerbahçe Acıbadem
İller Bankası-Galatasaray
7. HAFTA
Beşiktaş-Dicle Üniversitesi
Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom-Nilüfer Belediyesi
TED Ankara Kolejliler-Eczacıbaşı Vitra
Karşıyaka-MKE Ankaragücü
Galatasaray-Ereğli Belediyesi
Fenerbahçe Acıbadem-İller Bankası
8. HAFTA
Nilüfer Belediyesi-Beşiktaş
Dicle Üniversitesi-TED Ankara Kolejliler
MKE Ankaragücü-Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom
Eczacıbaşı Vitra-Galatasaray
İller Bankası-Karşıyaka
Ereğli Belediyesi-Fenerbahçe Acıbadem
9. HAFTA
Beşiktaş-TED Ankara Kolejliler
Nilüfer Belediyesi-MKE Ankaragücü
Galatasaray-Dicle Üniversitesi
Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom-İller Bankası
Fenerbahçe Acıbadem-Eczacıbaşı Vitra
Karşıyaka-Ereğli Belediyesi
10. HAFTA
MKE Ankaragücü-Beşiktaş
TED Ankara Kolejliler-Galatasaray
İller Bankası-Nilüfer Belediyesi
Dicle Üniversitesi-Fenerbahçe Acıbadem
Ereğli Belediyesi-Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom
Eczacıbaşı Vitra-Karşıyaka
11. HAFTA
Beşiktaş-Galatasaray
MKE Ankaragücü-İller Bankası
Fenerbahçe Acıbadem-TED Ankara Kolejliler
Nilüfer Belediyesi-Ereğli Belediyesi
Karşıyaka-Dicle Üniversitesi
Vakıfban Güneş Sigorta Türk Telekom-Eczacıbaşı Vitra

AROMA 1.ERKEKLER LİGİ 1. DEVRE MÜSABAKALARI
1. HAFTA
Halkbank-MEF Okulları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Polis Akademisi
Ziraat Bankası-Galatasaray
Tofaş-Fenerbahçe
Beşiktaş-Arkas Spor
Torul Gençlik-Maliye Milli Piyango
2. HAFTA
Polis Akademisi-Halkbank
MEF Okulları-Ziraat Bankası
Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Galatasaray-Beşiktaş
Maliye Milli Piyango-Tofaş
Arkas Spor-Torul Gençlik
3. HAFTA
Halkbank-Ziraat Bankası
Polis Akademisi-Fenerbahçe
Beşiktaş-MEF Okulları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Maliye Milli Piyango
Torul Gençlik-Galatasaray
Tofaş-Arkas Spor
4. HAFTA
Fenerbahçe-Halkbank
Ziraat Bankası-Beşiktaş
Maliye Milli Piyango-Polis Akademisi
MEF Okulları-Torul Gençlik
Arkas Spor-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Galatasaray-Tofaş
5. HAFTA
Halkbank-Beşiktaş
Fenerbahçe-Maliye Milli Piyango
Torul Gençlik-Ziraat Bankası
Polis Akademisi-Arkas Spor
Tofaş-MEF Okulları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Galatasaray
6. HAFTA
Maliye Milli Piyango-Halkbank
Beşiktaş-Torul Gençlik
Arkas Spor-Fenerbahçe
Ziraat Bankası-Tofaş
Galatasaray-Polis Akademisi
MEF Okulları-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
7. HAFTA
Halkbank-Torul Gençlik
Maliye Milli Piyango-Arkas Spor
Tofaş-Beşiktaş
Fenerbahçe-Galatasaray
İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Ziraat Bankası
Polis Akademisi-MEF Okulları
8. HAFTA
Arkas Spor-Halkbank
Torul Gençlik-Tofaş
Galatasaray-Maliye Milli Piyango
Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
MEF Okulları-Fenerbahçe
Ziraat Bankası-Polis Akademisi
9. HAFTA
Halkbank-Tofaş
Arkas Spor-Galatasaray
İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Torul Gençlik
Maliye Milli Piyango-MEF Okulları
Polis Akademisi-Beşiktaş
Fenerbahçe-Ziraat Bankası
10. HAFTA
Galatasaray-Halkbank
Tofaş-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
MEF Okulları-Arkas Spor
Torul Gençlik-Polis Akademisi
Ziraat Bankası-Maliye Milli Piyango
Beşiktaş-Fenerbahçe
11. HAFTA
Halkbank-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Galatasaray-MEF Okulları
Polis Akademisi-Tofaş
Arkas Spor-Ziraat Bankası
Fenerbahçe-Torul Gençlik
Maliye Milli Piyango-Beşiktaş

voleybol x.com

Andrija Geriç İmzaladı.



Geriç, "Burada daha önce oynayan oyunculardan kulübün ve takımın ne kadar büyük olduğunu öğrendim. Tüm kulvarlarda başarılı olup Fenerbahçe’nin adını Avrupa’da duyurarak güzel bir sezon geçirmek istiyoruz" dedi.



ANDRIJA GERIÇ
 İtalya’nın Top Volley takımından transfer edilen Sırp oyuncu, 27 Ocak 1977 doğumlu. Voyvodina’da forma giymeye başlayan Geric, İtalya’da Bossini Montichiani, Lube Banca, Icom Latina’da oynadı; sonrasında kariyerine Yunanistan’da devam ederek 2008-2009’da Panatinahikos’ta başarılı bir sezon geçirdi. İtalya’nın Top Volley takımından da Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Milli takımda da başarılı bir kariyere sahip olan oyuncu, 2000 Sydney Olimpiyatları’nda Altın madalya, 1996’da Bronz madalya, Avrupa Şampiyonaları ve Dünya Şampiyonaları’nda Altın ve Bronz madalyalar elde etti. Mevkisinin en iyi oyuncularından biri olarak gösterilen Andrija Geric, 2003 Yılında Sırbistan’da ’En iyi Blokör’ ve ’En iyi Servis Atan’ oyuncu seçildi. 

  Geriç dışında Kemal Kayhan ve Ersin Durgut gibi yeni dış transferlerimiz ile birlikte iç transferde de imzalar atıldı.





Kemal Kayhan ise, "Büyük bir camiaya geldik. Süper Kupa ile başlayıp son olarak Şampiyonlar Ligi Kupası’nı da kaldırarak, sezonu 4 kupayla kapatmak istiyoruz"

KEMAL KAYHAN
Renklerimize bağlanan başarılı oyunculardan bir diğeri ise Kemal Kayhan… Halkbank’ta forma giyen başarılı Orta oyuncusu Kemal, 2 Ocak 1983 doğumlu ve 2.00 boyunda. Çankaya Belediyesi, Polis Akademisi formaları da giyen Kayhan, kariyerinde 1 Türkiye Ligi Finali, 1 Üniversiad şampiyonluğu yaşadı ve Milli formayı da 60 kez giydi.




Ersin Durgut, "Büyük bir sorumluluk aldığımızın bilincindeyiz. Transferimde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Onların yüzünü kara çıkarmayacağım"

ERSİN DURGUT
Halkbank’tan transfer edilen oyuncu, 4 Ağustos 1982 doğumlu ve 2.08 boyunda. Erdemirspor’da 3 kez Türkiye Şampiyonluğu yaşayan Ersin; Bursaspor, İBB Spor, Polis Akademisi ve son olarak da Halkbank’ta oynadı. Başarılı Orta oyuncusu 58 kez de Milli formayı giydi.



Hedef her kulvarda başarı
Törende ilk olarak söz alan Hakan Dinçay, "Geçen yıl Balkan Şampiyonu ve Türkiye Şampiyonu olan takımımız, bu yıl da Türkiye Şampiyonluğu, Türkiye Kupası ve Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde en az Final-Four’u hedeflemektedir. Bu sebeble, kadromuzu çok önemli transferlerle güçlendirdik. Ayrıca geçen sezon sözleşmesi biten başta antrenörümüz Sayın Demeter olmak üzere oyuncularımızdan Coskovic ile 2 yıl; Serkan Kılıç, Burak Yavuz, Cengizhan Kartaltepe, İsmail Cem ile 1 yıl  sözleşme yaptık. Ayrıca geçen sezon Halk Bankası kadrosunda bulunan Ersin Durgut, Kemal Kayhan ve gene Dünya yıldızlarından biri olan Andrija Geriç’i kadromuza katmış bulunmaktayız. Fenerbahçe Spor Kulübü, amatör şubelere yaptığı yatırımlar ve sonucunda elde ettiği başarılar ile her zaman bir spor kulübü olduğunu kanıtlamıştır. Kulübümüz, sponsorlarımızla birlikte, ülkemizin ve kulübümüzün adını tüm Dünyaya duyurmayı hedeflemektedir. Sayın Abdullah Kiğılı’ya da desteklerinden dolayı ayrıca burada teşekkürlerimizi iletmek isteriz" dedi.

Çoskoviç için milli maç
Törende daha sonra soruları yanıtlandıran Hakan Dinçay, Tomislav Coskovic’in Türk vatandaşı ve isminin de Tomi Çoşkoviç olduğu bilgisini verdi. Bu oyuncunun Türk statüsünde ligde oynayabilmesi için, Federasyon kurallarınca Milli Takıma çağrılması gerektiğini belirten Dinçay, Federasyon ile CEV’in konuyla ilgili yazışmalarının sürdüğünü, Tomi Çoşkoviç’in Yunanistan ile yapılacak ikinci maça yada daha sonra oynanacak özel bir milli maça çağrılarak bu sorunun aşılacağını bildirdi.

 "En’lerin Takımı"
Sezona, ’2009-2010 Lig Şampiyonu’ sıfatıyla ve Kiğılı’nın forma sponsorluğuyla adım atacak olan Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı, gerçekleştirdiği transferler ile bu sezon Türkiye Ligi Şampiyonluğu’nun yanı sıra Avrupa’da Final Four’un da en ciddi adayı olduğunu gösterdi.

Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı, kadrosundaki bazı sporcularıyla sözleşme yenilerken, Türkiye Ligi’nin en kaliteli oyunculardan oluşan kadrosunu Miljkoviç, Marshall gibi birbirinden önemli oyuncularla daha da kaliteli kıldı.

Libero mevkiinde görev yapan Cengizhan Kartaltepe, Pasör Burak Yavuz, Smaçör İsmail Cem Kurtar, Smaçör Tomi Coşkoviç ve Şampiyonluğun baş mimarlarından olan Antrenörümüz György Demeter ile sözleşme yenileyen takımımız, son olarak da mevkilerinin en başarılı oyuncuları arasında gösterilen Andrija Geric, Ersin Durgut ve Kemal Kayhan ile anlaştı.

fenerbahce.org

6 Eylül 2010 Pazartesi

2011 Avrupa Şampiyonası Elemeleri Play Off 1.Maç : Türkiye - Yunanistan : 3-1


A Erkek Milli Takımımız, 2011 Avrupa Şampiyonası elemeleri 3. tur ilk maçında dün Yunanistan’ı 3-1 yendi.

Karşılaşmaya iyi başlayan Milli Takımımız hücumlarda özellikle Serhat ile etkili oldu. Bloklarda Yunanistan hücumlarını durdurmakta zorlanan Ay Yıldızlı ekibimiz setin ilk teknik molasını 8-7 önde tamamladı.Setin ikinci bölümünde pasör Ulaş, hücumlarda kenarları kullanmayı tercih etti. Bu bölgeden hücum eden Sinan ve Burutay blok autlarla sayılar kazandırdı. Blok yapmakta zorlanan Yunanistan ise ortadan yaptığı çabuk hücumlarla sayı topladı. Birinci setin ikinci teknik molasını da 16-13 önde tamamlayan Ay-Yıldızlılar, konsantrasyon sorunu yaşayan ve bol bol servis kaçıran rakibi karşısında seti 25-19 kazandı.
İkinci sette iyi servis atıp özellikle ortadan Sinan, 2 numaradan Serhat ile iyi hücumlar organize eden Türkiye, ilk teknik molayı 8-2 önde tamamladı. Pasör Ulaş’ın hücumlarda her bölgeyi kullanması Milli takım oyuncularını daha da hırslandırdı. Sinan ve Serhat’tan sonra, Burutay, Emre ve Ahmet aldıkları sayılar sonrasında takıma önemli katkı sağladı. İkinci setin ikinci teknik molasını da 16-9 önde geçen Türkiye, seti 25-16 kazandı.
Üçüncü sette Yunanistan ilk kez daha az hata yaptı ve ilk teknik molayı 8-7 önde tamamladı. Setten ikinci bölümünde biraz yorulan milli takımımız, yaptığı bloklarla sete ortak oldu: (12-13)
Setin ikinci bölümünde milliler yoruldu ve oyundan düştü. Setin son bölümünde oyuna ortak olan Milli Takımımız Yunanistan’ın savunması karşısında bocaladı ve seti 25-23 kaybetti.
Dördüncü setin ilk teknik molasını 8-3 önde geçen Türkiye, yaptığı bloklarla rakibine sayı olanağı vermedi. Setin ikinci teknik molasını da 16-8 önde geçen A Milliler ekibimiz rakibine sadece 5 sayı verdi. Dördüncü Seti 25-13 kazanan milliler maçtan 3-1 galip ayrıldı.


Bu karşılaşmanın rövanşı 12 Eylül Pazar günü Yunanistan’da yapılacak. Türkiye, bu karşılaşmadan herhangi bir galibiyet veya 3-2’lik mağlubiyetle ayrılması halinde 2011 Avrupa Şampiyonası finallerine katılmaya hak kazanacak.Yunanistan’ın 3-1’lik üstünlüğü durumunda ise sayı averajına bakılacak.

TÜRKİYE: 3 - YUNANİSTAN: 1
Salon: TVF Başkent
Hakemler: Gradinski xx (Sırbistan), Mateizer xx (Romanya)
Türkiye: Emre xxx, Ulaş xxx, Ahmet xxx, Burutay xxx, Serhat xxxx, Sinan xxx, (Serkan xx, Mustafa ?, Selçuk xx)
Yunanistan: Prousalis x, Tzourits xx, Andreadis x, Petreas xx, Lappas x, Fragkos x (Stefanou xx, Karipidis x, Terzis x, Kanellos xx, Papadimitriou xx)
Setler: 25-19, 25-16, 23-25, 25-13
Süre: 98 Dakika (23, 23, 30, 22)


3-1.JPG

*********************
  Umarım  o verdiğimiz set ile bir çuval  inciri mahvetmemişizdir.
Açık fark ile aldığın 3 setin yanında o set yakışmıyor.Adamların tek istediği 1 set almaktı ve Onu da hediye ettik.Çok kötü bir 3.set oynadık.Zorla seti verdik.Sonlarda Sinan oynadığı kötü oyunun günahını birazcık attığı etkili servislerle affettirmeye çalıştı ve 24-23'e getirdik maçı ama yetmedi.TVF şu Coskoviç'in TC işini bir an önce halledin ve oynatın takımda ki adam gibi bir 4 numaramız olsun.Basiç çok beğeniyor ve güveniyormuş Sinan'a ama nafile.10 Sayı yapmış ama manşet alamıyor,hücumda bloğa bakmadan topa vuruyor.Sadece biraz servis atıyor.Yeter mi bu genç takımın liderliği ve kaptanlığına.3.sette Ender ile değiştirebilseydi Sinan'ı  Basiç şimdi işi burada bitirmenin keyfini sürüyor olacaktık.Sinan manşet alıyor,Ulaş topu rakip sahadan alabiliyor,tabii faul.Serkan çok zor top çıkarıyor kenardan,Sinan içeri atacak topu file üstüne lokum gibi penaltı hediye ediyor rakibe.Sadece Sinan değil tabii hepsi kötüydü o set.Ulaş'ta ilk 2 set çok iyi oynamasına rağmen,3.sette iyi manşet gelmemesinin de etkisi ile giderek oyundan düştü.Bir şey yok adamlarda yahu.Şimdi Girit cehenneminde azgın Yunan köpekleri önünde set almaya çalış bakalım.Alabilirlerse iş biter ama alabilirlerse tabii.Her türlü pisliği yapacaklardır.Adamların felsefesi klasik Makyavelist ''Başarıya giden her yol mübahtır'' felsefesi.
 Burutay'a helal olsun.Çok iyiydi Serhat ile ikisi gene.Emre'yi beğenmedim.Servis kaçırma hastalığı devam ediyor.4 tane kaçırdı gene.18 servis kaçırdık takım olarak.6 ace'imiz var 3'ü Burutay'dan.
Rakipte sadece 2.10'luk Tzorits 19 sayı ile oynadı.Başka da çift haneye ulaşan adam yok zaten.
 Onlardan iyi takımız ama 25-16 kazandığın setten sonra gevşeyip set verirsen uğraş bakalım şimdi.
 İşimiz zor diyorum.Ankara seyircisi de ruh gibiydi.Anonsçu bile uyandıramadı.