13 Şubat 2010 Cumartesi

Naz mı Frauke mi tartışması !!!!


Gürol:

Naz -Frauke tartışmaları bu takımın içine salınan fitili ateşlenmiş dinamit ve bir casus virüs yazılımıdır.
Evet aynen böyle görüyorum ve fena halde kızıyorum bu konuya.
Yahu hoca tercihini Frauke'den yana kullanmış ve gayet iyi gidiyor takım işte.
Daha ne yahu.Duygusallıkla mı yönetilecek bu takım.
Aylin Hanım'ın dolmaları bunlar işte.
Bakın bir voleybol sitelerinde millet neler yazıyor ;

bnce fenerbahçenin silkinip kendine gelmesi gerekir.bnce jan de bryant çok bencil bir şekilde kendi ülkesini düşünüp dirixs i oynatıyor naz gibi iyi bir pasör varken dirixs gibi çürümüş pasör kullanılıyo ayrıca artık fenerbahçenin eski izlenimi vermediğini bunuda fenerbahçenin iyiliğine değil öbür takımların senenin başındaki kötülüğüne bağlıyorum .... fenerbahçe böyle giderse scavolini,assystel novarro,volley bergamo , zareche odintsovo ve hatta vakıfbank bile eleyebilir bir an önce takımın ve teknik direktörün kendine gelmesini diliyorum:))
************
naz oynatılmadığı için galibiyete sevinemedim. milli takımın pasörü kenarda çürütülüyor...

Taraftar forumları bundan farksız.
Frauke o kadar sıradan bir oyuncu değil.Alt kupalarda da olsa,devamlı oynamasa da kariyerinde
2 Avrupa Kupası kazanmışlığı var.
2001 yılında Minetti Vicenza ile Avrupa Konfederasyon Kupası‚
2007 yılında Grupo 2002 Murcia ile Avrupa Top Teams Kupası şampiyonlukları.
İlle de Şampiyonlar ligi deniliyorsa O da bu sezon olacak inşaallah.
Naz ise son oynadığı ICL F4'ündeki başarısızlığın faturasının direk isim verilerek kesildiği bir
pasör.Menajerleri Elena Chabovta F4 sonrası bizzat pasörümüzün hataları yüzünden başarılı olamadık
dedi ve kulüp olarak çocuk yaştan büyük emek vererek büyüttükleri pasörlerinden anında vazgeçtiler.
Tamam iyi bonservis parası da aldılar ama paraya ihtiyaçları yok ,en büyük rakiplerine verirlermiydi hem.
Bunları yazarak ben de bu anlamsız tartışmaya girmiş oluyorum ama son kez yazıyorum bunları.
Evet Naz hem bizim için hem Milli takım için son derece önemli bir oyuncu,ileride ondan çok fazla
yararlanacağız ama bilemiyoruz ki belki bu sezon bu yatırım ile ille de kupayı alma stratejisi belirlendi
ve o amaçla Hoca planlarını,oyun sistemini belirledi.O oyun sistemine göre - ki 20 tane hücum seti varmış -
Frauke'yi öncelikli tercih ediyor.Hepimizin buna saygı duyması lazım.
Nati'ye daha çok top atıyor,Gamova'ya atmıyor deniliyor.
Bakın istatistiklere ;
Gamova 27/20.%74 gibi yüksek bir yüzde ile 23 sayı ile oynamış.
Nati 23/10. %43 ile 10 sayı.
Yani gerektiği zaman Gamova'dan gayet iyi bir şekilde oynamış işte.
Gene Naz - Eda ile daha iyi anlaşıyor,Frauke - Eda ile anlaşamıyor deniliyordu.
Buyrun.9/6. % 67 ile 11 sayı.Ki gayet güzel tek ayak hücumları yaptırdı hatta bir keresinde zorladı
üst üste ve blokta bıraktı Eda'yı.
Bırakalım bu kısır tartışmaları artık.



Özgür:

Bu konuda Gürol Abiyle aynı düşünüyorum. Bu tartışma, Fenerbahçe'nin başarılarını kıskananlar tarafından taraftarlarımız arasına atılmış bir dinamittir. Takımımız 3-0 gibi net bir skorla kazanmış. Deplasmanda ve kendini hiç sıkmadan güle oynaya. Biz neyi konuşuyoruz Naz niye oynamadı? Başka forumlara bakıyorum, herkesin maçla ilgili tek yorumu Naz niye oynamadı...

Bence de Naz tercih edilmeli. Ama şu maçı izleyip bir tek bu konuda yorum yapanların iyi niyetini de sorgularım kimse kusura bakmasın. Naz daha iyidir değildir tartışılabilir, ama şu maçı izleyip de kimse bana Frauke iyi oynatmadı demesin.

Mesela deniyor ki, Gamova ile anlaşamıyormuş. Gamova bu maçta %74 ile hücum etmiş! Bu oranda hücum eden bir çapraz gördünüz mü? Bu sadece çaprazın yeteneği midir? Frauke dediğiniz kadar kötü olsa, bu yüzdeye ulaşılabilir mi?

Ayrıca herkes elini vicdanına koyup şunu yanıtlasın, takımı Naz oynatırken Gamova'nın da Nati'nin de 3 metre arkasından bu kadar etkili vurduğunu gördünüz mü?

Eda'yla anlaşamıyormuş. Bakın Eda'nın bu maçtaki hücum yüzdesine: %67! Eda şu an 6 maçta %50 ortalamayla Şampiyonlar Liginde verimli smaçör sıralamasında birinci. Frauke'yle birlikte bu yüzdesinden daha yükseğe çıkmış! Bu nasıl anlaşmazlık?

Üstelik bugün manşetlerimiz de iyi değildi. Hatta rezaletti. Mükemmel yüzdemiz %42. Rakibin mesela %63!

Yani eğri oturup doğru konuşalım. Naz'ı sevebiliriz. Milli Takımımızın geleceği diye bağrımıza basabiliriz. Kimimiz çok güzel ve cana yakın da bulabilir. Ama lütfen Frauke'ye "iyi değil" demeyelim. Yani Naz'ı sevmek Frauke'ye haksızlık etmemize neden olmasın. Hele hele Brandt'ın Belçikalı olduğu için torpil yaptığını söylemek insafsızlıktır.

Ayrıca kimse merak etmesin, kulübümüz izin vermediği sürece Naz 22 yaşına kadar bizden ayrılamaz. O yüzden çok mutsuz, seneye ayrılır gibi korkuları da bir kenara bırakalım. Naz Eczacı koçuyla hiç anlaşamıyordu ve Fenerbahçe'ye isteyerek geldi. Ve her fırsatta ifade ediyor Brandt'ı da çok seviyor ve sayıyor. Ayrıca şahsen tanıyanlardan öğrendiğime göre, kişilik yapısı olarak güveni sarsılacak birisi de değil. Yani yedek oturmak Naz'a sanıldığı kadar zarar vermez. Sadece gelişimini biraz yavaşlatır.

Ben Brandt'ın iki kararını doğru bulmuyorum. Birincisi Frauke'yi tercih etmesi. İkincisi Seda arka alana geçtiğinde manşet aldırmaması ya Songül'le ya da Nihan'la değiştirilmesi. İkisinin de temel nedeni Naz ve Seda'nın kendilerini daha çok geliştirmesini istemem.

Ama Brandt geçen seneki takımımızı kendinden kat kat güçlü 3 takımın üstüne çıkararak şampiyon yaptığını hatırlatırım. Bir sene orta oyunculara manşet aldırarak yapmiyon olduk, unuttunuz mu? Üstelik Naz'ı 1 milyon dolar bonservis verip aldıran da Brandt değil mi? Uzun vadeli planları olmasa Naz'a niye bu yatırımı yaptırsın. Oksana'yı tutmayı biz düşünüyoruz da Brandt akıl edemiyor mu.

Şunu bilelim. Bizler seyirciyiz. Taraftarız. Teknik direktör ya da koç değiliz. Yani içimizden gelenlerle takımın uzun vadeli hedefleri, antremanlarda konuşulanlar, koçun oyuncularla ilgili planları birbirini tutmayabilir. Ben bu konuda Brandt'a sonsuz güveniyorum. Bir bildiği vardır diyorum. (Fırsat bulursam da soracağım. Yanıtlarsa ve izin verirse de burada paylaşacağım.)



Burçin:

Naz - Frauke tartışması Antu'da bazı arkadaşların da yazdığı gibi yılın polemiklerinden birisi olmaya aday. Konunun forumlarda duygusal bir şekilde tartışılmasını pek doğru bulmamakla birlikte genel tartışmaya benim de ekleyecek birşeylerim var hem bir Fenerbahçeli hem de voleybolsever olarak. Gürol Abi ve Özgür'e katıldığım yerler var; ama katılmadığım yerler de çok. Başlayalım bakalım...

Takımdaki orta oyuncu ve smaçör bölgesindeki eksiklere bakınca yabancı hakkının pasör için kullanılması -getirilen isim kim olursa olsun- sorgulanır ve tartışılır. Olaya buradan başlamak lazım. Bundan daha doğal bir şey yok. Üstüne üstlük bir de Avrupa'da kayda değer başarısı olmayan ve antrenörün memleketlisi bir pasör alınır ve elinizde de Naz ayarında bir yerli pasör varsa işler iyicene karışır ;) Şu anda karşı karşıya olduğumuz durum bu. Eşit denebilecek bir maç dağılımı olsa ortada, her iki pasör de şans buluyor olsa belki bu kadar tartışma olmaz. Ancak Naz'ın sadece "mecburiyetten" ve Frauke'yi dinlendirmek için kullanılan bir pasör durumunda olması ve bu zaman içinde Frauke'nin performansının etkileyici olmaması (kötü demiyorum) "Naz niye oynatılmıyor", "Jan Hoca kendi oyuncusunu kolluyor mu" sorularını da birlikte getiriyor. Takımımız kazandığı için ve de rahat kazandığı için sorgulanması çok zor, çok tepki alacak bir durum bu. Neresinden tutsam mantıklı bir cevap bulamadığım için sorgulamak durumunda hissediyorum.

İki oyuncunun kariyerlerine hatta bugüne kadar Fenerbahçe'de oynattığı maçlara baktığınız zaman Naz'ın fazlası var eksiği yok. Son 3-5 haftada oynadığı maçları hiç saymıyorum; yedek ağırlıklı takımı dinlendirmek amaçlı kadrolarla çıkılmış bu maçları değerlendirme için kullanmak doğru değil. Naz Nati'yi Gamova'yı Frauke kadar iyi oynatmıyor deniyor. Gerçek anlamda süreklilik olarak bunu en son ne zaman yapmış ki? Sezon başında özellikle Gamova ile gayet de güzel anlaşıyordu. Bunu bir adım daha ileri götürüp Gamova'nın böyle seri geri hücumları hiç bir takımı ile yapmadığını yazıp çizdiğimizi hatırlayalım. İlk Dinamo maçında Gamova'nın net toplar vurmaya ne zaman başladığını bir hatırlayın! Bugüne kadar oynanan maçlara ve performanslara bakınca Jan Hoca'nın tercihini açıklamak gerçekten çok zor. Sonuçta ne Frauke ne Naz hiç izlemediğimiz pasörler değil. Yaşı itibarıyle özellikle Frauke'yi eski yıllarda izleme ve inceleme imkanımız oldu. Duygusal davranmak yerine değerlendirmeleri somut veriler üzerinden yapmaya çalışmak lazım. Bu arada pek çok yerde yapılan Gamova yeterince kullanılmıyor eleştirilerine katılmıyorum. Tam tersine bence çok Gamova'ya bağımlı bir oyun oynuyoruz elimizdeki diğer alternatifleri düşününce.

Takımımız henüz test edilmiş değil. İtalyan takımları ile oynamadan takımın gerçek gücünü görmek bence çok zor. Ve bu maalesef Final Four'da olabilir en erken. Bu da beni çok korkutuyor. Konuşulanların haklılığı haksızlığı tek bir mağlubiyete bakar çünkü. Önümüzde çok örnekleri var bunun, geçen yılki Pesaro, önceki yıllarda yıldızlar topluluğu Novara'nın pasörsüz Perugia'ya yenilip elenmesi ilk akla gelenler.

Jan Hoca'nın Frauke seçimini haklı çıkarmak için yine kendi oyuncumuz olan Naz'ın bizler tarafından ne kadar yerden yere vurulduğunun, yıpratıldığının farkında mısınız? Naz da bizim oyuncumuz; Seda ve Eda ile birlikte takımımızın temel taşlarından birisi olarak gördüğümüz bir isim ama vay be ne kötü(!) oyuncuymuş, doğru yaptığı hiç bir şey yok!!!! Ve bunu ona yapan bizleriz. Ona sahip çıkmak yerine takımı korumak adına Frauke'den ne kadar kötü olduğunu yazmak için seferber herkes nedense. Eğer olabiliyorsa Frauke'nin niye Naz'dan daha iyi pasör olduğunu tartışsak Naz'ın niye Frauke'den daha kötü olduğunu tartışmak yerine? Ne dersiniz?

Frauke kötü bir pasör değil ama bizim elimizdeki en iyi pasör değil. Ayni düzen devam ettiği sürece bu konu tartışılmaya devam edecek. Bizim taraftar olarak burada yapmamız gereken her iki oyuncumuzun da bu tartışmadan mümkün olduğunca yıpranmamasını sağlamaktır. Şu anda olduğu gibi biri için diğerini feda etmek değil.

Saygılar




Özgür:


Sevgili Box. Hoşgeldin bloga sefalar getirdin. Artık işimiz zorlaştı, (tabirimi maruz gör) "işkembeden sallayamayacağız", sizin her zaman beğendiğim "farklı bakışınız"ın ne diyeceğini düşünmek zorunda kalacağız.

Aman cesur yorumlarınıza devam...

Yazınızın şu kısmı çok önemli: Bizim taraftar olarak burada yapmamız gereken her iki oyuncumuzun da bu tartışmadan mümkün olduğunca yıpranmamasını sağlamaktır.

Farkında değiliz ama voleybolda bizim kadara başarlı olamayan 8JK ve 6S gibi takımların provokasyonuna geliyoruz sanki. Fenerbahçeli olmadığına emin olduğum bir sürü insan çeşitli forumlarda Naz'ın ne kadar etkili olduğunun destanlarını yazıyor. Geçen seneki kadroyu şampiyon yapabilmiş bir Brandt'ın bu kadar kolay harcanmaması gerekir bence.

Bu yüzden sizin sağduyulu yaklaşımınız önemli. Brandt'ın Naz'da bulamayıp Dirickx'te fark ettiği bir özellik olmalı. Zaten bunu çözmeye çalışıyoruz. Ama tercih nedeninin "hemşehrilik" olmadığına sanırım ikimiz de hemfikirizdir. Bu çok sinsice ve adice bir yorum olur. Son yıllarda bütün branşlarımızı da hesaba katarsak gördüğüm en kaliteli antrenöre büyük haksızlık yapılmış olur. Ben o açıdan tartışmaya Naz mı Dirickx mi diye değil Naz mı Brandt mı diye de bakmak gerektiğini düşünüyorum. Yani birilerinin amacı Naz'ı korumak, milli takımın pasörünü kazanmak falan değil, Brandt'ı yıpratmak. Bilmem anlatabildim mi.

Şuna eminim Naz bugün istediği takıma gitsin Türkiye'de, Fenerbahçe'de oynadığı kadar şans bulamayacaktı. Ve bu kadar övülmeyecekti. Naz övgülerinin önemli bir kısmı (samimi Fenerbahçelileri dışarıda tutuyorum) gizli Brandt eleştirisidir.

Saygılar...



Gürol:

Sevgili Burçin öncelikle çok değerli voleybol bilgi ve yorumlarını bizlerle paylaşmayı kabul
ettiğin için çok çok teşekkürler.

Konuya gelirsek ;önceden konuştuğumuz üzere
farklı düşünüyoruz.:))
Bu da son derece doğal.Önemli olan karşıt
fikirlere saygı duymak.Bunu da yapıyoruz zaten.
Ve de bu fikirlerimizin zararlı,yıpratıcı ve
yıkıcı olmaması.Böyle de bir şey yok şükür ki.
Birincisi takım kurulurken kimyada hata yaptığımız ben de kabul ediyorum.
Naz gibi bir pasör büyük ümitlerle ve büyük
fedekarlıklarla alınmışken yanına bir yabancı
pasör almak elbette tartışılır,sorgulanır.Bana
göre de yanlıştı.
Ama kendisini kanıtlamış ve güven vermiş JDB'ın
bu tasarrufuna da saygı duyuyor,bildiği bir
şey var diye düşünüyorum.
Şu ana kadar ki başarılı çizgi Onu haklı çıkarıyor.Belki de böyle bir tercih yapmayıp,sadece Naz devamlı oynasaydı belki de
bu kadar başarılı olamazdık bilemeyiz ki.
Bu Naz'ın kalitesini elbette değiştirmez
ama neticede önemli olan sonuca ve ''kazanan
daima haklıdır''a geliyor iş.:))
Şu ana kadar ciddi test edilebileceğimiz bir
maç oynamadığımız argümanına katıldığımı belirterek söylüyorum bunları.
Ümit edelim ki bu başarılı çizgimiz devam
etsin ve asıl imtihan sahası F4'te o 1 maçta
tüm emeklerimiz heba olmasın.
Yorumunda ''Naz Nati'yi Gamova'yı Frauke kadar iyi oynatmıyor deniyor '' diyorsun.
Aynı şeyi tam tersi Frauke için de diyorlar :))
Aslında şu tartışmalar gerçekten çok kısır
ve anlamsız.
İkisi de kendilerine has özellikleri olan iyi
pasörler.Tek tek özelliklerini çıkarıp +,- leyebiliriz de ama gerek yok.
Bize düşen ikisini de aynı oranda desteklemek.
Naz daha iyi,Frauke daha iyi diye kamplaşmamak.
Bu bizi çok ciddi sıkıntıya sokar.
Ne yazık ki Aylin Hanım gibi bir kanaat önderimiz bu ayrıştırmanın başını çekiyor.
Bugün Filede Fener'in tekrarını izledim.
Hala Frauke'ye yükleniyor,kulağı çekilmiş galiba
falan filan diye iyi oynamasını bile kabul etmek
istemiyor.
Aslında çok acil bir şekilde Jan Hoca ile
konuşup bu konuda herkesin yüreğine su serpecek
iki kelam cümle almak gerekiyor.
Kenisine ulaşma şansı olan arkadaşlardan rica
edelim.
Mesela ben ağzından ikisinin de eş değer olduğunu şu anki Frauke 1.pasör,Naz onun yedeği
ve dinlendiricisi konumunda olmadığını duymak
ve icraatta da görmek isterim.
- Ne yazık ki şu anda Frauke Jan'ın 1.pasörü
konumunda -



Özgür:

Temel sorunu şu takımımızın: Burçin'in de işaret ettiği gibi bir İtalyan takımıyla karşılaşamadık. Yarı finalde muhtemelen Vakıfbank rakibimiz olacak ve iyi servislerimizle ilk maçta yaptığımız gibi geçeriz diye düşünüyorum. Finalde ya Cannes ya da bir İtalyan gelecek. Herkes Bergamo diyor ama bence Pesaro gelecek. Nedenlerini uzun uzun girmek istemiyorum ama Pesaro Bergamo'ya ters bir takım. Nitekim İtalya Liginde de 3-0 yendi Bergamo'yu.
Dolayısıyla biz bir İtalyan takımıyla ilk kez finalde karşılaşacağız. Ve afallayabiliriz. O tarz bir takımla yani bizi zorlayacak bir takımla hiç karşılaşmamış olacağız. Halbuki çeyrek finalde falan karşılaşsaydık ya da grubumzda olsaydı, yani telafisi olan maçlar olsaydı daha iyi olurdu. Bir kez karşılaşacağız ve belki de sezon boyu ilk ve tek mağlubiyetimiiz alacağız, ama kupayı kaçırmış olacağız. Grupta karşılaşsaydık, gerekirse ikisinde de yenilseydik, ama bu tür takımlara karşı zaaflarımızı görüp, onları düzeltme imkanımız olsaydı ve finalde bu şekilde daha iyi yapsaydık. Yani korkum bu. Umarım doğru çıkmaz.

Ama benim fikrim, zaafları olan bir takımız. Ama bu zaaflarımızı layıkıyla değerlendircek güçte bir rakip de yok.



Burçin:

Öncelikle aranıza davet ettiğiniz ve kabul ettiğiniz için teşekkürler beyler.

Sonuçta herkesin fikri kendinin ve saygı duyulması lazım ama sanırım hepimizin hemfikir olduğu nokta yapılan tartışmaların oyuncuları ve takımı yıpratmadan yapılması. Tartışılanın Naz/ Frauke veya Naz/ de Brandt veya Frauke/ de Brandt olması çok da önemli değil aslında. Önemli olan bu tartışmalarda oyuncularımızı ve dolayısıyla takımımızı yıpratmamamız.

Gürol Abi Jan Hoca aslında pasör tercihinin Frauke olduğunu açık belli etti bir kaç kez. İlk Çek maçından önceki lig maçı sonrası (pasör Frauke) demecinde Çek maçına hazırlık için "esas takımımızla" oynadığını söyledi. İkinci Dinamo maçı sonrası grupdaki son maçımızı yedeklerle oynayacağını söyledi. Sanırım çoğumuz bunu pek de kabullenmek istemediğiz için hala her iki oyuncumuzun da eşit süre aldığını felan düşünmek istiyoruz.

Murat 



Bu tartışmaya "haddim" olmadan katılırken,voleybol konusunda yazan arkadaşlar kadar "uzman" bir kişi olmadığımı sadece iyi bir sporsever olarak voleybolu takip eden birisi olarak yazdığımı belirteyim.
Bana göre tam bir "takım" oyunu olan voleybolda en önemli pozisyon "pasör"dür. Pasör takımın beyni gibidir. Oyun zekası olan pasör takımı çok yönlü oynatmayı başarabilendir. Pasör doğru pas tercihinde bulunduğunda hücumun olumlu sonuçlanması ve doğal olarak takımın sayı alma olasılığı çok yüksektir.
Bu sene kurulan takımın hedefi sadece Türkiyede başarılı olmakla sınırlı değildi. Ana sponsorumuz olan Acıbadem grubunun başkanı Mehmet Ali Aydınlar geçen sene ilk defa lig şampiyonu olduğumuzda transfer zamanı Dünyaca ünlü oyuncuların transfer edileceği sözünü verdiğinde herhalde kimse gerçekten de bu kadar "iyi" oyuncu transfer edileceğini beklemiyordu. Hatta Antuda yapılan yorumlarda herkes şaşkınlığını ifade ederken "oha ama bu kadar da olmaz ki" diyordu neredeyse...
Gamova'yı, Nataşa Osmokroviç'i tartışmak kimsenin haddi değildi. -Gerçi Fenerbahçe SPOR kulübünde herkes ve herşey eleştirilebilir olduğundan bazı kişiler bu haddini bilmezliği bile yapmaya kalkmadılar değil-
Eczacıbaşı antrenörü ile ciddi sorunlar yaşadığı söylenen hatta geçen seneki şampiyonlar liginde 4 lü finaldeki başarısızlığın nedeni olarak gösterilen, henüz 19 yaşında olmasına rağmen A milli takımda pasörlüğe yükselen ve geleceğin yıldızlarından biri olacağına kesin gözle bakılan Naz Aydemir transfer yönetmeliği nedeniyle takımının izni ile Fenerbahçe Acıbademe transfer oluyordu.
Lig şampiyonu olan takımdaki pasör Oksana ayrıldığı için 1. pasör olarak Naz transferi yapıldığı düşünülürken geçen seneki şampiyonluğumuzda en büyük katkısı olan Jan De Brandt'ın kendisi gibi Belçikalı bir pasörü istediği ve bu nedenle Frauke Drickx'in transfer edildiği söylentileri oluşunca bu seneki en büyük derdimiz ortaya çıktı. De Brandt pasör tercihini kimden yana kullanacak ?

NAZ-FRAUKE tercihi neden ve nasıl yapılacak.
Henüz 19 yaşında olmasına rağmen geçen senelerde Eczacıbaşı takımında oynarken yaptığı hareketler dolayısıyla ve resmi internet sitesinde bizim dışımızdaki bir takımın (adı önemli bile değil) taraftarı olduğunu açıkladığı için çoğu kişinin sinir olduğu ancak kimse tarafından inkar edilemeyecek güzelliği nedeniyle (itiraf ediyorum benim de ) çok ciddi bir hayran kitlesine sahip olan Naz oynamadığı zaman bir çok taraftar hayal kırıklığına uğruyor.
Naz ile Frauke kıyaslaması yapılırken kimi Naz'ın Eda ile daha iyi anlaştığını, Naz'ın ortadan oyunu hızlı ve daha iyi oynattığını, Gamova'ya yüksek pas atamadığını, Frauke'nin ise Gamova'ya daha yüksek top attığını Gamova'yı daha verimli kullandığını ileri sürüyordu.
Ben ise şöyle düşünüyorum;
Servis kullanmada her iki pasörümüzün de servisi genelde iyi ve etkin kullandığını ,
Hücumda her iki pasörün de teknik heyetin isteği doğrultusunda tüm smaçörleri oyunda tuttuğunu, çok yönlü hücum yaptırdıklarını,

Rakipten dönen toplarda bitirici vuruşlarda Frauke'nin Naz'a göre daha iyi olduğunu,
Bloklarda ise Naz'ın Frauke'ye göre orta oyuncularla daha etkin olduğunu,
iki pasörümüz arasında gerek tecrübe gerek sorumluluk alma konusunda çok büyük bir fark bulunmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Ancak tüm bunların sonunda tercihim NAZ olur. Zira Naz oyunda gülümsemesi, bakışı ve başarısızlıkla sonuçlanan hücumdan sonra pas verdiği oyuncuya adeta suç benimdi dercesine davranışı nedeniyle sürekli olumlu bir enerji veriyor. Özgüvenini fazlasıyla hissettiriyor.

Bugüne kadar oynadığımız maçlarımızın bizim için çok ciddi sınavlar olmadığını asıl zor maçların 4lü finale kalıp kalmayacağımızın belirleneceği maçlar olacağını düşünüyorum.

Dinamo Moskova ile Moskovada oynadığımız maçta Frauke'nin kötü olduğu ancak Naz oyuna girdikten sonra maçın döndüğünü,

İstanbuldaki Dinamo Moskova maçında ise 2-0 geriden 3-2 yendiğimiz için unutulmayacak maçlar arasında yerini alan maçın 5. setinde 11-12 geride iken Frauke'nin Gamovaya pas vermesi gerekirken üst üste Osmokroviç'e pas vererek blokta kalmasına neden olduğu ve bunun sonunda 11-13 Moskovanın öne geçtiğini ancak daha sonra Gamova'nın sorumluluk alması ile Dinamo Moskova'nın pasörünün smaçörüyle anlaşamaması ve Gioli'nin çok kötü kulladığı bir hücum ile maçı kazandığımızı düşünüyorum.

Pasörün o an en doğru olduğuna inandığı pas tercihinde bulunduğunu yanlış tercihde bulunmasının sonuca direkt etki edeceğini düşünüyorum. Taraftar olarak bizim yapmamız gereken hangi pasörümüz oynarsa oynasın onun o an doğru pas tercihinde bulunduğunu bilmek ve bizim ona TAM DESTEK HEP DESTEK vererek bu RÜYA TAKIMIN keyfini çıkartmaktır.

Hiç yorum yok: