7 Mart 2010 Pazar

VGSTT -FENERBAHÇE ACIBADEM

Fenerbahçe Acıbadem Perşembe akşamı Moskova’da Odintsovo ile İndesit Şampiyonlar liginde Dörtlü Finale kalacak son 3 takımdan biri olmak için ilk maçını oynamış ve rakibini iyi bir oyunla 3-0 yenmişti. Oynadığı maçın üzerinden 48 saat geçmeden Cuma günü Türkiye’ye dönerek bu sene ligde oynadığı maçlarda kendisinden “set” almayı başarabilmiş tek takım olan VGSTT ile lig mücadelesinde karşı karşıya gelecekti. Forumlarda takıma duyulan güven belli oluyordu. Yol yorgunluğuna rağmen neredeyse herkes aynı tarife olur derken kimileri de belki set veya setler kaybedebiliriz diyordu.
Maç başladığında taraftarın “sarı meleklere” duyduğu güvenin hiç de boşuna olmadığı ortaya çıkıyordu. Yol ve maç yorgunluğu ilk iki set neredeyse hissedilmedi bile. Jan De Brandt’da değil set maçı kaybetsek bile lig liderliğini kaybetmeyeceğimiz halde ciddiyetinden bir şey kaybetmemiş ve asıl kadro ile maça çıkmıştı.
Etkili servislerle oyuna başladık. Takımın tek aksayanı daha doğrusu “her zamanki” oyununu oynamayan tek oyuncusu EDA idi. Orta oyuncu olarak yüksek yüzdeli hücumlarına alıştığımız Eda ne yazık ki hücumda topları öldüremiyordu. Perşembe akşamı Odintsovo karşısında en etkisiz oyununu izlediğim Gamova “Gamova” gibi oynuyordu. Nati her zamanki profesyonelliği ile oyunun her yönünde vardı. Natinin hücumlarına baktığımda 19 hücumda 2 hata 3 blok ve 6 sayısı ile sanki hücumda zayıfmış gibi görülüyor ama öyle zamanlarda öyle topları öldürüyor ve takımı rahatlatıyor ki ancak istatistiklerde hücum yüzdesinin az olduğunu görüyorsunuz. Sedanın servislerini Karşıyaka maçında çok beğendiğimi yazmıştım. Gerçekten de Seda Blok ve servislerde eski Seda olmuş ama hücum için biraz daha zaman gerekiyor. Daha öncede yazdım; acaba oynadığı pozisyonumu yadırgıyor diye…Kaptan Çiğdem her zamanki kaptan. İstikrar abidesi. Frauke bazen aksasa da genelde iyi oynadı ve oynattı. Sadece bloklarda biraz daha oyunda olmalı. Takımın dublajlarında –bana göre- yine sorun var. Naz sadece 2. Setin sonlarında oyuna girdi ve set bitti. İpek ise bir blok için girdi çıktı. Songül Seda arkaya geldiğinde manşet almak için oyuna giriyor ve katkısını yapıyor. Sezon başında çoğu kişinin burun büktüğü Nihan takımın savunmasının belkemiği oldu. Servis karşılamada çok yüksek manşeti yok belki ama dublajlarda ve savunmada çok iyi yer tutuyor.
Maçın oyun kalitesi bence iyi idi. Ancak maçın yayın kalitesi tek kelime ile rezaletti. Maçın yönetmeni kimdi bilmiyorum ama bu yönetmen her halde voleybolu daha önce hiç izlememiş. Smaç vuracak oyuncuya yakın çekim yapıldığını başka bir maçta göremezsiniz. Topun nereye düştüğünü hiç göremedik desem yeridir. Zaten maçın son sayısı oynanırken kameralar tribündeydi. Bu kadar kötü naklen yayın yapmak için uğraşsalar beceremezlerdi. Tebrik ediyorum emeği geçen herkesi…

1 yorum:

Güray Gürsoy dedi ki...

Murat'cım teşekkürler ellerine sağlık.