13 Mart 2010 Cumartesi

F.BAHÇE ACIBADEM - EREĞLİ BELEDİYE MAÇI !!!

Perşembe günü oynadığımız rövanş maçının ilk setinde Dörtlü finale kalmayı garantilediğimizden oyunun kalan kısmını herzamanki gibi oynayamamıştık. Yedek diyebileceğimiz oyuncular oyuna girmiş ve maçı set vermeden kazanmıştık. Aradan sadece 1 gün geçtiği için takımın yedek diyebileceğimiz kadro ile sahaya çıkması gayet normaldi. Hepimiz liberoda Songül'ün oynayacağını tahmin etmişizdir. Pasör olarak Naz'ın başlaması da normaldi. Nataşa Osmokroviç avrupa maçının ilk setinden sonra benchde baldırına buz torbası koyarak maçı izlemişti. Bu maçta da yoktu. Acaba sakatlığı ciddi mi yoksa dinlendirmek mi istediler
Bugünkü maç için ne yazılabilir diye düşündüm. Saat olarak bile o kadar ters bir saatti ki ne seyirciler konsantre olabildi ne de oyuncular. İstanbul trafiğine çok alışkın biri değilim. Maç için Beylikdüzünden yaklaşık 2 saat önce yola çıktım ve maça geldiğimde ısınmalar bitmek üzereydi. Seyirciler arasında daha uyanamadın mı diye birbirine takılanlar vardı.Sürekli tezahürat yapanlardan bir kısmı Ankaraya futbol takımının deplasman maçını izlemeyi tercih ettiklerinden olsa gerek salonda olmadıklarından tezahüratlar bile azdı.
Naz, bu maç çıkışı bana verdiği sözü tuttu ve formasını verdi. Gerçi ben ondan FENERBAHÇE ACIBADEM forması istemiştim. O bana milli takım forması verdi. Sıkı bir Naz hayranıyım ama ne yazık ki eski formunda görmüyorum onu. De Brandt'ın ilk 6 da Fraukeyi tercih etmesinden dolayı ona kızamıyorum Naz'ın bu oyununu görünce. Ben Naz'ın oyun zekasını en büyük artısı olarak görenlerdenim. Ama Naz ne yazık ki son zamanlarda hep aynı oynu oynamayı tercih ediyor ve aynı oyuncuda çok fazla ısrar ediyor. Odintsovo maçında ve bugünkü maçta Alice ile oynarken ısrarla ona oynamaya devam etmesi veya bugün Seda'da ısrar etmesi doğru değildi. Bugün ilk setin son sayısında akıllıca yaptığı plase ile aldığı sayıda olduğu gibi rakibin boşluklarını gören ve değerlendiren Naz'ı görmek istiyorum. Acaba De Brandt'ın Frauke'yi tercih etmesi mi Naz'ı strese soktu diye düşünmeden de edemiyorum. Ne de olsa yaş olarak daha küçük ve ilgi görmeye alışan bir yapısı olduğundan bu tavır onu olumsuz etkilemiş olabilir. Eğer böyle bir durum var ise Violet Hanıma büyük görev düşüyor. Naz ile ilgili olarak söyleyebileceğim bir diğer nokta da daha öncede yazdığım gibi Gamova ile arasındaki uyuşmazlık görüntüsü. Uyuşmazlık görüntüsü diyorum çünkü bir uyuşmazlıkları olup olmadığını bilmem mümkün değil. Ama dışarıdan bana görünen bu. Gamova'nın soğuk bir yapısı var ondan mı bilemiyorum ama Naz Osmokroviç ile daha uyumlu bir hava sergiliyor.
Bugün Seda bana göre çok iyiydi. maçın istatistiklerine bakmadan bu yazıyı yazıyorum. Servisleri olsun hücumları olsun çok olumlu idi.
Eda. Başlarda bir iki hücumu dışarı vurdu. Ama sonra bildiğimiz orta hücumları yaptı. Servis atarken yine 8 saniye çalacaklar diye yüreğimi ağzıma getirdi.
Alice. Bir türlü karar veremiyorum ben onun hakkında. Çok iyi sıçrıyor. Çok iyi smaç servis atıyor. Ama bir türlü çok etkin hücum yapamıyor. Bal yapmayan arı gibi. Savunmada bugün çok istekliydi. Öyle toplara atladı ki inanılmaz. Ama bu takımın sürekli oyuncusu olması bana göre çok zor.
Songül. Nihan'ın yerini doldurabilir mi diye düşündüm. Ama ne yazık ki bana güven vermiyor. Nihan'ın oyun takibi bence daha iyi.
Gamova. Bu maç nereden çıktı havasında idi. Moskova'daki Odintsovo maçı izlediğim en kötü maçı idi. Rövanş maçını da çok iyi oynamadığını yazmıştım ve daha sonra istatistiklere baktığımda 8 kez blokta kaldığını gördüğümde inanamadım. Bugünde bir iki kez bloğa yakalandı . Her oyuncuya blok yapılabilir ama Gamovanın yakalandığı bloklar onun kalitesine yakışmayan bloklardı ve Naz'ın paslarından kaynaklanmıyordu bana göre...
Kaptanımız bence altın çağını yaşıyor. Oyunu da servisleri de çok iyi.
Ligde rakibimiz yok. Oyuncularımız şu andan itibaren Lig maçlarına konsantre olmakta çok zorlanacaklar diye düşünüyorum. Ligdeki rakiplerimiz bizim ayarımızda olmadığı için o maçları angarya görebilirler. Kafaları sürekli Dörtlü Finalde olacak. Şahsen onları suçlayamam Çünkü Dörtlü Finalde elde edecekleri bir şampiyonluk onların oyunculuk kariyerleri için çok önemli olur. Avrupa Şampiyonluğu varken burada set bile alamayacak rakipleri düşünüp ciddiye alamazlar. Neyseki playofflar Dörtlü Finalden sonra oynanacak.

8 yorum:

sensiblex dedi ki...

Melekler İzmir'den sizi de kanatlandırdılar demek, iki maç takip edebildiniz. Anlaşılan bugün Özgür ve Burçin ağabeyler de sizin gibi salondaymışlar. Sonunda Naz'ın sözünü tutması güzel olmuş, artık belki de bir daha gelmeniz için Fenerbahçe Acıbadem forması yerine milli takım forması vermiştir :)
Ondan formayı nerede aldınız, belki karşılaşmışızdır, bende şarkı söyleyen ufak kızın olduğu yerde maçı bazen tezahürat ederek izleyip,maç sonrası takımla beraber aşağıdaki odadaydım.

Özgür dedi ki...

Yahu tüm ekip oradaymışız birbirimizden haberimiz yok... Üzüldüm valla.

Hayatımın Anlamı dedi ki...

Tezahürat yapan küçük kızın babası bir sıra önümde çaprazımda oturuyordu. Yanımdaki renktaşın ismini bilmiyorum ama onun yanındakine Tolga diyorlardı galiba. Küçük kız artık benim veliahtım diyordu renktaş

Özgür dedi ki...

O küçük kız çok tatlıydı... Harika düşünmüş kim düşünmüşse. Tüylerim diken diken oldu...

sensiblex dedi ki...

@ Hayatımın anlamı
Siz çok yakınımızdaymışsınız. Adeta yanıbaşımızda, sanırım sizin yanınızda kel,kısa boylu arkadaş oturuyordu,onun yanında uzun saçlı takımın sürekli takipçisi Tolga ağabey, onun sağında da ben oturuyordum.

Gene uzun bir maç günü yazısını da yazdım, Gürol ağabey sonra bloga ekler, ama Özgür ağabey salona maça geldiğini anca antu forumunda yazdıklarından öğrenebildik, çok fazla detaylı teknik analiz yapılacak bir maç ortamı değildi sanırım.

Hayatımın Anlamı dedi ki...

Tolganın yanında armA formalı olan siz miydiniz? Ben de boğazlı kazak ve kot pantalonlu idim kEŞKE TANIŞABİLSEYDİK

sensiblex dedi ki...

@ Hayatımın Anlamı
Evet, neyse artık bu sefer böyle ilginç bir durum olmuş. Tekrar maça gelme fırsatı bulursanız, biz hep o oturduğumuz tribün bloğu civarındayız, tanışmaya sohbet etmeye bekleriz.

Özgür dedi ki...

Kerem geldiğim ilk maçta sizin oraya gelip sorucam seni. Tolgayı sima olarak tanıyorum. Seni de kesin biliyorumdur. 6-7 maça geldim bu sene. Ben genelde "ağır oturaklı" taraftarların orada skorbordun hemen altında oturuyorum. Ama iki tane 6S maçını da izledim. İkisinde de file arkasında takıldım. O maçlarda da oturulmaz ki. O kadar da yaşlanmadık. ;)