24 Ocak 2011 Pazartesi

ABVL 10.Hafta : Dicle Üniversitesi - Fenerbahçe Acıbadem : 0-3


Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımımız, Aroma Bayanlar Ligi 10 hafta mücadelesinde deplasmanda Dicle Üniversitesi’ni 3-0 mağlup etti. Ziya Gökalp Spor Salonu’nda oynanan mücadelede, ilk seti 18-25, ikinci seti 19-25, üçüncü seti 23-25 önde tamamlayan Takımımız haftayı 3 puanla tamamladı.

DİCLE ÜNİVERSİTESİ: 0 - FENERBAHÇE ACIBADEM: 3

Salon: Ziya Gökalp

Hakemler: İsmail Yıldırım xxx, Erhan Çelik xxx

Dicle Üniversitesi: Silvana xxx, Victoria xxx, Kate xx, Tuğçe xx, Tuğba xx, S. Deniz xx (Şükran xx)


Fenerbahçe Acıbadem: Chris xxx, Naz xxx, Yağmur xxx, Liuba xxx, Songül xxx, Nihan xxx (Nati xxx İpek xxx, Zülfiye xxx, Ergül xxx)

Setler: 18-25, 19-25, 23-25

Süre: 62 dakika (18, 21, 23)


* İpek ve Songül'ün rotasyona girmesi iyi olmuş.Aynı şekilde Fürst'te paslanmaktan biraz kurtulmuş.
Ancak Dicle maçında bile Nati ve Sokolova'nın oynatılmasını anlayamıyorum.
 Bu takımın F4'te pasörü Naz oynayacaksa eyvallah manşetçilerle (Nati-Sokolova) pasörün (Naz) uyumu için sürekli oynatıyor diyeceğim ama F4'te Fofao oynamayacak mı hocam ?
 Fofao oynayacak diye biliyoruz.O zaman madem Nati ve Sokolova'yı oynatıyorsun sürekli,pasörleri uyumları için Fofao'yu neden oynatmıyorsun diye soruyorum.
*  Hocanın önceliği sanırım F4 falan değil pasör Naz'ı yetiştirmek.
* Sokolova yakında çatlamazsa iyi.Hiç dinlenmedi garibim.
 * Yağmur ,Kasia yerine Pasör çaprazı oynamış.% 53 ile 15/8.2 blok ve 1 servis sayısı ile 11 sayı.
Demek ki böyle bir obsiyon da denenebiliyormuş bu tip maçlarda.
* İpek ilk kez oynadı.Maalesef 8/1.% 12 gibi çok kötü bir hücum yüzdesi ile oynamış.
Neyseki 3 blok sayısı biraz teselli.

2 yorum:

Hakan Yaman dedi ki...

Maç bitimi sıcağı sıcağına fenerbasket'te yazdığım yorum... Belki olay henüz soğumadığı için biraz duygusal davranmış olabilirim. İşte yazdıklarım:


Kim ne derse desin, Arslan Ekşi en sevdiğimiz oyuncu iken, gün geçtikçe en azından beni kendisinden soğutmak için elinden geleni yapıyor. Bugün 2-0 öne geçtiğimiz şu maçı bir puan kaybıyla ve 3-2 ile zar-zor kazandık ya... Üstelik 17-16 önde olduğumuz 4. seti 9-0'lık bir seri yiyerek 25-17 kaybettik ya... İyice inandım ki, eğer geçen hafta Arslan hafif bir sakatlık geçirip kenara gelmeseymiş, biz mümkünatı yok İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni yenemezmişiz. Düşünün ki, bir takımın dünya yıldızı smaçörü kolay kolay iki pas üst üste alamıyor. Pas alsa bile bunların çoğu zorunluluktan verilmiş alçak ve kısa paslar... Bu takımda Kemal Kayhan, Ersin Durgut ve hatta Geriç dahi Milijkoviç'ten daha fazla pas alıyor.

Artık Avrupa'dan elendik. Geriç'i takımda tutmanın bir mantığı yok. Bugün Coçkoviç yerine yabancı kontenjanını o işgal etti. Gördük ki, voleybolla ilgisi kalmamış. Ayaklarını sürüyerek oynamaya çalışıyor. Bu kilo ve bu durağanlıkla gösteri maçında bile forma giyemez; değil ki, resmi maçlarda oynayabilsin... Bu Geriç için mi Coşkoviç'i Türk yapmaya uğraştık; hayret... Adamın kariyeri bir yana, ancak Katar liginde süre alabilecek hale gelmiş.

Geçen hafta Demeter birkaç kritik oyuncu değişikliği ile oyuna müdahale etmiş ve olumlu sonuç almıştı. Bizlerde "nato mermer" durumu değişiyor mu diye sevinmiştik. Gördük ki, Demeter cephesinde değişen birşey yok. İşler sarpa sarmışken benche bakmayı yine aklından geçirmedi. Neyse ki, en azından Geriç'e bir yerde tahammül edemedi de, onu olsun değiştirdi. Şimdi soruyorum: Geçen haftanın yıldızı Burak Yılmaz'ın bu hafta bir dakika dahi süre almaması, üstelik Arslan'ın yine belli bölümlerde saçmaladığı, ısrarla yanlış pas tercihleri yaptığı bir günde hiç oyuna girememesi hak mıdır, adalet midir, vicdan mıdır, akıl mıdır, mantık mıdır? Bu yedekleri daha nasıl motive edebilirsin, bu gerçek ortadayken... Ben böyle tutucu, böyle inatçı bir Aragones'i bilirim, ama o bile bu kadar tutucu olamaz. Yazık oldu giden puana... Diğer yandan; en azından beşinci sette kurtardılar vaziyeti... Buna da şükür...

Ligde bu galibiyetle 4. sıraya yükseldik.

Güray Gürsoy dedi ki...

Çok güzel yorumlamışsın Sevgili Hakan.
Çok teşekkürler.
Geriç'in gerçekten de işi yok bu saatten sonra.Orta oyuncu atletik olmalı.Geriç çok çok ağırlaşmış artık.
İşin püf noktası ; Burak Yavuz'un hakettiği formanın verilmemesidir.
Belki de İlahi adalet yüzünden gitti 1 puan.