26 Ocak 2013 Cumartesi

TERBİYE KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR!!

                       
             Kötü bir oyun sergilemiş olsak da futbolda aldığımız 3 puanın sevinci ile bilgisayar başına geçip gündüz yaptığımız terbiyeden övgü ile bahsetmek istedim.. Voleybol maçımızı iş gezisi sebebi Eskişehir'den eve dönüş yolunda cep telefonundan izlemek ( aslında dinlemek ) zorunda kaldım..Sezon başı Galatasaray takımını süper kupa da istekli ve güzel bir oyun ile yenmiş fakat ligdeki maçta kendi evimizde kendi seyircimiz önünde ne yazık ki yenilmiştik. O zaman oynanan oyun ile bugün oynanan oyun arasında ciddi farklar var. Frank Depestele hariç kadro tamamı ile aynı ama kafalar aynı değil. Bugün maçtan önce fikrimi soran kardeşler arkadaşlara verdiğim cevap '' Galatasaray'ın ne yapacağından çok bizim ne yapacağımız skoru belirleyecek , eğer kazanmak istersek kazanacağız" şeklinde idi ve sağolsun takım güzel, istekli bir oyun ile maçı kazanarak beni yanıltmadı.

  

               Bugün maçın yıldızı Leonel Marshall dır. İvan zaten her zaman mükemmel oynuyor. Eğer Leonel de bu formu ile Ivan'a yardımcı olursa kimse bu ligde önümüzde duramaz. Maça iyi başladık ve biraz heyecanlı olsada ilk seti aldık . ilk seti aldıktan sonra ikinci sete de çok iyi başladık fakat sonra hem oyunumuzdaki gevşeme  hemde  yapılan basit hatalardan dolayı set sonu rakip takıma ciddi bir avantaj verdik Herkes bu set gitti derken ,hatta Galatasaray tribünleri seti aldık havasına girip muazzam küfürleri coşkulu bir şekilde söylerken minik ama yürekli adam Turgay'ın servis turu ve iyi blok yerleşimimiz sayesinde bu seti alınca resmen şok oldular. geriden gelerek aldığımız bu set bir maç galibiyeti kadar  değerlidir. Günün adamı Leonel ilk iki seti İvan ile beraber domine etti , 3 ncü sette ise  bu sefer maçı biz önde götürürken yorgunluğun başgöstermesi sebebi ile setin sonlarına doğru geri düştük ve bu seti kaybettik.  Son set cidden çok heyecanlı oldu , set içinde her iki takımda 2 şer 3 er sayılık seriler kazandılar ama en son noktayı İvan ile biz koyduk ve ara verdiğimiz terbiye işine devam etmiş olduk.

         
  •       Leonel Marshall : maçın bizim adımıza en etkin isimlerinden birisiydi. Sadece kendisine yakışmayacak 6 tane basit servis karşılama hatası yaptı , işin garibi bu hataların çoğunu sert gelen smaç servislerden ziyade özellikle rakibin attığı Float servislerde yapmış olması ilginçti ama maçın başından beri gerek hücum gerekse savunmada çok yıprandığı için yorgunluğun etkisi ile bu hataları yaptığını düşünüyorum. Orta oyuncu değilsen %69 ile hücum etmek çok büyük bir başarıdır. Frank onu çok iyi kullanıyor. Leonel sakatlık sorunu olmadığı müddetçe çok çok önemli bir oyuncudur. Leonel oyunun her iki yönünü inanılmaz iyi derecede oynayabilen nadir oyunculardandır. Zaten dizindeki sorunları olmazsa kendisini bu ligde izleme fırsatı bulamazdık. 6 numaradan hücum ederken Frank ile anlaşamayarak yapmış olduğu basit hata kendisine yakışmadı ama oda nazar boncuğu olsun . İlla eşleştirelim dersek yapmış olduğu 5 servis hatasını söyleyebiliriz ama bu maç özelinde çok iyi servis kullandı. Takımın en fazla servis kullanan oyuncusu Leoenl'di ( 21 kez ile )

  •         İvan Miljkoviç : Bu adamı izlemekten ve onu övmekten hiçbir zaman bıkmayacağım , Allah onu nazarlardan korusun . Müthiş bir insan , müthiş bir profesyonel , kaptan olduktan sonra daha çok takımı sahiplenlendi ve sahada tam bir lider gibi duruyor. Savunması çok iyi değildir zaten ama  alamayacak dahi olsa  zor toplara gidiyor, yere atlıyor ve pes etmediğini herkese özellikle de arkadaşlarına gösteriyor. İşte 'winner  ' oyuncu böyle olur. Ivan Miljkoviç  yıllanmış şarap gibi, halen 20 yaşında voleybola yeni başlamış bir genç bir sporcu gibi hırslı , istekli ve coşkulu oynuyor. % 55 ile hücum etti 24 sayısı var. 4 kez blokta kaldı , 5 kez de hücum hatası var ama bu hatalar ve blokta kalmalarının sebebi bu toplara çok zor pozisyonlarda hücum etmesinden dolayı kaynaklandı. Ayrıca ortadan iyi hücum edemediğimiz  icin rakip takim hep Ivan'a 2li 3lu bloklar getirdi. Frank ile uyumları biraz daha ilerlemiş durumda. Varlığı inanılmaz derecede güven veriyor. Orta oyuncularımın yetersizliği veya formsuzluğu sebebi ile bu maçta hücumda çok yoruldu , toplam 108 hücum girişimimizin 42 si İvan üzerinden olmuş. Ayrıca inanılmaz zor pozisyonlarda hiç korkmadan hücum ediyor ve bu sayede bazen imkansız denilen sayılar alıyoruz. 

  •       Frank Depestele : Cidden iyi ve kaliteli bir pasör , aslında bu maç özelinde benim beklentimin altında bir oyun sergiledi , ben daha çok ortaları kullanmasını beklerdim ama maçın başında ortalardan istediği verimi alamayınca köşeleri daha çok kullanmak zorunda kaldı. Frank ile beraber özellikle Leonel in hücum yüzdesi çok arttı . Takımına çok hakim bir pasör ,takımımızın 6,4 ile en yüksek puan alan oyuncusu. Maç genelinde bazen özellikle Ulaş'ın ön alanda olduğu anlarda hep onun tarafından hücum ettirdi , doğru olanı yaptı , temel mantık rakip takımında boy anlamında nispeten daha kısa ve bloğu daha kötü oyuncu var ise hücum onun üzerinden oynatılır.İyi pasörler bu şekilde pas dağıtırlar. Buna rağmen Leonel bir iki kez kötü hücum etti ve Ulaş 'ın bloğuna takıldı. Birde kaybetmiş olduğumuz sette 3 kez Turgay'ı Vladımir ile karşı karşıya kalmasına ve 3 sayı kaybetmemize sebep oldu .Tek eksi nokta diyebileceğim hareketi buydu. Yine mantık olarak doğru pasları verdi. Ama her zaman kitapta yazan gibi olmuyor. Çünkü galatasaray takımı Turgay 4 numaradan hücum ederken onu tek Vladimir ile bloklamaya çalıştı , blok önlemlerini İvan ve ortaya doğru kaydırdılar ve Frank doğru olarak Turgay'a Vladımır ile teke tek hücum etme fırsatı verdi ama bunlarda Vladımır başarılı oldu . Turgay demişken  göstermiş olduğu yürekli oyun ve kritik anlarda atmış olduğu etkili servislerinden dolayı teşekkür ediyorum , hücum olarak% 32 gibi düşük bir yüzdede kaldı ama pes etmedi elinden geleni yaptı ...

        Ace sayımız bu maç özelinde çok düşük , aslında benim beklediğim den kötü servis attık. Play off maçlarında ve tepeyi ilgilendiren maçlarda çok daha etkili servis atmamız gerekli , servis hatalarında Galatasaray ile aynı sayıdayız ama onların bizden 5 ace fazlası var. Hücum yüzdemiz iyiydi hatta vasat ve isteksiz orta oyuncularımıza rağmen fena blok yapmadık. 



               Aslında rakip takımın istatistik kağıdını buraya koymayacaktım ama Ntvspor'daki maç anlatan ve yorumlayan( isimlerini özellikle yazmıyorum ) arkadaşların ne kadar eyyam kokan yorumlar yaptıklarını görmeniz açısından iyi olur diye düşündüm. Bu konuya çok fazla girmeyeceğim ama sahibinin Fenerbahçe başkan adaylarından birisi olan bir kanalda bir klüp ,bir takım ,bir branş bu kadar küçük görülmez , bu kadar rakip takım adına taraflı yayınlar yapılmaz ve bu kadar taraflı maç anlatılmaz. Bu konu beni uzun zamandır çok rahatsız ediyordu bugün maç sırasında yorumcu arkadaş yine yanlı yorumları ile beni gaza getirdi ve paylaşmak istedim. tek bir örnek vereceğim . Maç sırasında allandıra ballandıra Ulaş ve onun yaptırmış olduğu RENKLİ hücumlardan bahsetti durdu, tamam Ulaş'ı ben cidden çok severim ve beğenirim ama Frank aynı pozisyonları hazırlayınca ses çıkartmayan hanımefendi Ulaş'ın RENKLİ hücumlarını dilinden düşürmedi. ama işte istatistik kağıdı öyle söylemiyor . öve öve bitiremediği renkli Ulaş sadece 6.1 puanda kalmış, bu kadar abarttığı bir pasör maçı min 7 puan veya üzerinde bitirmelidir ve o pasörün takımı o maçı kazanmalıdır. 
Evet biz kendi seviyemizin altında kötü servis attık ve Ulaş da gelen iyi manşetlere mümkün mertebe ortadan hücum ettirdi ama burada hem bizim orta oyuncuların formsuz ve vasat olmalarının da etkisi vardı. Maç boyuncu takımını mümkün mertebe iyi oynatan Frank için tek bir olumlu kelime laf etmeyişi eyyamın tuzu biberi oldu . Ayrıca
 Ama ben şaşırdım mı ? hayır tabiki şaşırmadım.. Biz alıştık artık bu durumlara ama biraz dile getirmek gerekli diye düşünüyorum.




     
      Son olarak değinmek istediğim iki önemli konu var.  Birincisi orta oyuncumuz Ahmet bey oyundan çıkarılınca Soli'ye yani bu takımın patronuna saygısızca davrandı ve bi tomar triplendi ,kenarda söylendi durdu. Koskoca İvan kenara alındığı zaman tek bir saygısız hareket yapmıyor da yahu Ahmet senin derdin ne diye sormak istiyorum , tamam her oyuncu hep sahada olmak ister kimse kenarı gelmek istemez ama ne olursa olsun hocaya o şekilde davranmamak lazım , Soli oyuna mı konsantre olsun yoksa kenarda nazlanan oyuncusunu mu motive etsin . Fenerbahçe takımında oynadıklarını unutmamalı bütün sporcular. İsmi lazım değil belli türk oyuncular Bagnoli gibi adamın başını yediler bari rahat bıraksınlar da Soli ile devam edelim . 

      Bir diğer önemli konu ise Soli ve onun güzel performansı. Maçın devamlı içindeydi , zaten kendisi oyunculuğunda pasör mevkisinde oynuyordu ,  genelde pasörlerden iyi hoca olur.Umarım uzun vadede Soli iyi ve değerli bir hoca olur. Sonuçta Soli Bagnoli'nin ekolünden gelen bir isim hem onun hocalığında  Modena'da oynamış hemde 2 sene yardımcı hocalığını yapmış bir isim. Oyuna müdahaleleri yerindeydi , çok kritik anlarda blok yükseltmek için geleceğimiz Metin Toy'u oyuna aldı ve bu sayede etkili oldu. Ahmet beyden verim alamayınca İbrahim', oyuna aldı . Aslında oyuna müdahale ve değişiklikler bire bir Bagnoli'nin kopyası , bunu olumsuz anlamda söylemiyorum sadece hepinizin dikkatini çekmek istiyorum. Bagnoli de aynı hamleleri yapıyordu vs ama işte oyuncular istemeyince olmuyor. Soli ile devam etmek lazım uzun vadeli bir çalışma ve yapılanma içine girmek gerekiyor ama ne olursa olsun hoca beğenmeyen , o formanın hakkını vermeyen , arkadan işler çeviren oyuncular mümkün mertebe bu takımın bu değeli formasını giymesinler. 

         Yükselen bir form grafiğimiz var. Bireysel anlamda oyuncular kendilerine geliyorlar ,Frank'in gelişi takımı toparladı .  Bizi lig şampiyonluğu yolunda zor bir maraton bekliyor. Bu yolda ne yazık ki vasat orta oyuncularımız sebebi ile bir miktar  zorlanacağız , fakat elimizde çok kaliteli ve oyuna inanılmaz etki eden 3 tane  yabancı oyuncumuz var. Onların sayesinde şampiyonluğun en önemli adaylarından birisiyiz. Deplasman olmasına rağmen , onca küfüre rağmen bizim boynumuzu büktürmedikleri için bu klubün  en sahipsiz şubesine teşekkür ediyorum.

Herkese saygılar ve sevgiler 

Cem AĞRAK 


6 yorum:

Levent TR dedi ki...

Klavyene sağlık üstat,terbiye bitmez çünkü bunlar uslanmaz...

sulozgul dedi ki...

Formasız,kaşkolsuz GS.maçları hiç çekilmiyor ama ne yaparsın ki bunları göze alıp maça gittik.Yeneceğimizden çok emindim.Maçı ve oyuncu performanslarını salondaymış gibi gayet güzel anlatmışsın.Setlerin bu kadar yakın bitmesi maçın çok kaliteli değil ama çok heyecanlı olduğunun bir göstergesiydi.Böyle gerilimli maçları sessiz bir şekilde seyretmek insanı bayağı geriyor ki hele bu bir GS.maçı ise.Karşı tribün seyircisi her zamanki gibi çok pisti,anlamadığım hakemlerin bu küfürlerle fazla ilgilenmediği.Özellikle de Abdullah Kiğılı'ya ve annesine neden dakikalarca küfür ederler anlayamadım.Abdullah Bey peygamber gibi bir adamdır.Neyse benim dikkat çekeceğim nokta Kemal Kayhan'ın son sette durum 19-18 iken hakeme sayıyı bize verdikleri halde elini kaldırıp kendisine topun temas ettiğini söylemesi.Gerçi takım arkadaşlarından bazıları ona kızsalar da benim spor anlayışıma göre son derece doğru bir harekettir(rakip GS.olsa bile).Ama sonuçta o seti aldık ve maç bitti.Bilemem ama eğer Kemal o çıkışı yapmayıp sayıyı biz alsaydık seti,belki de maçı kaybedebilirdik.Bunu hiç bilemeyiz ama bu da bir ihtimaldi.Demek ki Kemal sonuç lehimize olduğu için doğrusunu yapmış.Sevgi ve saygılarımla.Süleyman Özgül

portasophia-perennis immortalis dedi ki...

Cem kardeşim eline sağlık
Şahane özetlemişin.
Depestele konusunda: Bu adamın henüz takımla 10 maç dahi yapmadığına dikkat çekmek isterim. Normal şartlarda başka bir pasörden 5 maçta takım arkadaşlarını tanımasını beklemeyiz. Ama Frank çok özel bir pasör. Adam asla duygusal karar vermiyor. Hatalı dahi olsa genellikle kararı değil, uygulaması hatalı oluyor.
Pasör, kendiyle barışık olduğu zaman Ivan ve Marshalldan verimin de otomatikman artıyor.
Kemalin hareketi hoştu ama benim izlediğim kadarıyla eline değmiyor. Kemal bence refleks olarak yaptı. Kemal'den hırslı olmasını bekliyorum şahsen. Voleybol zaten yeteri kadar fair bir oyun.
Takım olarak yukarı doğru gidiyoruz. Özellikle ortada bir zayıflığımız var. Frank'ın formu bizi bir kaç seviye yükseltti. Vasat oyunu bile Ulaş'dan iyi. Aslandan da iyi. Keşke Castellaniye böyle bir pasör sunabilse idik. En azından bir çeyrek final/final 4 yapma imkanı olurdu.
Arkas da bu hafta ilk mağlubiyetini aldı. Arkası yenersek şampiyonluk konusunda inancım iyice artacak

Selamlar,

Okan

cem ağrak dedi ki...

Afiyet olsun abi. Sezon başı fazla yüz verdik sanırım:)

cem ağrak dedi ki...

Süleyman abi sende çok güzel yazıyorsun. Bir maçtan sonra yaz da bloga koyalım yazını. Renk katıyorsun
Ellerinden öperim

cem ağrak dedi ki...

Frank konusunda seninle telefonda da görüştük. Hem fikiriz çok güzel3l bir adam. Doğru tespit var. Duygusal değil dogru olani yapmaya çalışıyor. Bazen o hatabyapiyor bazen pasi alan oyuncu yapıyor ama voleybol fundemental i cok iyi bir oyuncu..
Castellani arjantin milli takim pasoru De Cocco yu ostedi ama olmadi ona o imkanı veremedik.soli ile iyi bir yapılanma yapmak lazım. Ivan ve leonel büyük oynuyorlar onlara çok güveniyorum