24 Ekim 2009 Cumartesi

Erkek Voleybol Takımımızın 2008-2009 Sezonu Değerlendirmesi




Özgür kardeşimin olağanüstü mükemmellikteki çalışmasıdır.

FB Voleybolu adına çok değerli bir istatistik-değerlendirme çalışması olarak güzel bir arşiv olacağına inanıyorum.
Emeklerin için sonsuz teşekkürler Sevgili Özgür.
Ellerine sağlık.



Öncelikle tablolardaki kimi İngilizce terimleri açıklamak istiyorum.

Türkçesi varken hiçbir sözcüğün İngilizcesini kullanmak istemem.
Ama voleybol ligimizin istatistiklerini takip edenler bilir‚ Voleybol Federasyonunun istatistik sitesindeki tablolarda bu İngilizce terimler var.
Yarın öbür gün merak edip de kendisi bu istatistiklere ulaşmak isteyen renktaşlarım zorluk çeksin istemedim. Federasyonun sitesindeki halini korudum.

Federasyonun istatistik sitesinin adresi şudur:

http://www.voleybol.org.tr/fikstur/

Şimdi terimlerin Türkçesini sunayım.
Ne anlama geldiklerini zaten aşağıdaki yorumlarımda ayrıntılı olarak bulacaksınız.



Points: Oyuncunun kazandırdığı sayı
Tot: Toplam sayı
BP: (Break Point) Servis atan takımın aldığı sayı
W-L: (Won-Lost) Oyuncunun kazandırdığı sayı hataları sonucu kaybettirdiği sayı

Serve: Servis
Tot: Toplam kullanılan servis
Err: Hatalı servis
Pts: Ace (servisten diret sayı)

Reception: Servis karşılama
Tot: Toplam karşılanan servis sayısı
Err: Hatalı karşılama
Pos: (Positive) Olumlu karşılama
Exc: (Excellent) Mükemmel karşılama

Attack: Atak
Tot: Toplam atak sayısı
Err: Hatalı atak sayısı
Blo: Blokta kalınan atak sayısı
Pts: Sayıyla sonuçlanan atak sayısı
Pts %: Sayıyla sonuçlanan atak yüzdesi

BK-Pts: Yapılan blok sonucu kazanılan sayı

Smaçörlerle başlayalım.

Önce istatistikler

Coskovich:



Grbic:



Murat:



Bütün smaçörlerimizin performansını tek bir tabloda karşılaştırmadan önce birkaç değerlendirme yapmak istiyorum:
1. Öncelikle Coskovichi istikrarından dolayı kutlamak gerekiyor.
41 maçın tümünde de oynamış. Hepsine de ilk 6 çıkmış.
Tebrikler.
İnsan hiç mi sakatlanmaz‚ hiç mi hastalanmaz.
Örnek bir performans.

2. Tam tersi bir durum ise yedek smaçörümüz Murat için geçerli.
O da hiçbir maçta ilk 6 başlayamadı.
Grbicin oynamadığı maçlarda genelde diğer yedeğimiz Emre (onun tablosunu pasör çaprazlarımızı değerlendirirken vereceğim) oynadı.
Murat kısa bir oyuncu (1.92).
Çağdaş voleybolda 2.00 altı smaçör pek kalmadı.
Pasörümüz Arslan bile 1.99.
Ve anlaşılan güven vermemiş ki‚ Demeter ondan yararlanmamış.
Keşke doğru düzgün bir üçüncü smaçörümüz olsaydı.
Grbic zaten yaşlı‚ bu mevkide iyi yedek alternatiflerimiz olmadığı için sıkıntı çektik bence.
Murat yalnızca 5 kere oyuna girmiş‚ ama istatistiklerini sırf bu mevkideki yedeksizliği vurgulamak için buraya taşıdım.

Bu iki kısa nottan sonra smaçörlerimizin performanslarını bir değerlendirelim:

Öncelikle smaçörlerimizin sezon boyu performansını önde gelen birkaç smaçörle karşılaştıralım.




Oyuncularımızın performansını değerlendirelim.
1. Başta da belirttiğim gibi Coskovich sürekliliğiyle önemli bir takım oyuncusu olduğunu gösterdi.
Grbic ise voleybolun çok çok önemli bir ismi.
Çok yaşlı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Takıma ağabeylik yapan‚ hırslandıran‚ kırılma anlarında moral veren‚ kötü giden durumlarda sorumluluk almaktan çekinmeyen lider oyuncu görüntüsü verdi.
Bunlar istatistiklerde görülemez.
Geçen seneki şampiyonluğun en önemli mimarlarından biriydi bence.
Her şeyden önce takıma bir güven veriyor.
O güveni tribündeyken bile hissediyorsunuz.

2. Rakamlara gelince.
Önce tablodaki diğer isimleri tanıyalım.
Gruzska ve Suella Arkasın smaçörleri.
Yalnızca Arkası 3-2 geçtiğimiz yarı final serisinin istatistiklerini aldım buraya.
Yani kaybettikleri maçların istatistikleri olduğunu unutmayın.
Normalde buradaki rakamların üstüne çıkıyorlar.
Touzinski ve Trommel ise İBBnin smaçörleri.
Rakamları final serisindeki 4 maçın ortalamasıdır.

Bir de dünya çapında bir ismin rakamlarını ekledim‚ smaçör nasıl olurmuş görelim diye: William Priddy.
Olimpiyat şampiyonu ABD Milli Takımının smaçörü.
Rakamlar Olimpiyat süresince ABDnin yaptığı 8 maçın ortalamasıdır.
Tabii Priddynin bu rakamların çok çok üstüne çıkabileceğini de dikkate almak gerekiyor.
Sonuçta Coskovich MEF Okulları gibi zayıf takımlara karşı da oynarken‚ Priddy bu rakamlara dünyanın en iyi voleybolcularına karşı olimpiyatta ulaştı!

3. Sayı Ortalaması:
Coskovich 16‚2 sayı ortalamasıyla bir smaçör için iyi bir ortalama tutturmuş.
Tabloda bir tek Gruzska geçmiş onu‚ ama cüzi bir farkla.
Sayı alma açısından Coskovichin iyi olduğu söylenebilir.
Grbic ise çok düşük kalmış: 9‚6.
Yaşından dolayı sayı ortalamasının düşük kalmasını hep saygıyla karşıladık.
Ama gelecek sene için bu rakamlar bence çok yetersiz kalır.

4. Servis:
İstatistiklerde bir oyuncunun attığı servis sayısının yüksek olması‚ onun iyi servis attığının göstergesidir.
Çünkü iyi servis karşı tarafın iyi hücum kurmasını engeller ve siz savunma yapıp tekrar hücum etme şansına sahip olabilirsiniz.
Maçları izleyenler‚ Coskovichin güçlü smaç servislerini zaten hatırlayacaktır.
16‚8 ile tabloda açık ara önde.

Ace ortalaması da 1‚8 gibi oldukça yüksek bir rakam.
Ona en çok yaklaşabilen 1‚1 ile Priddy!
Ligimizin diğer smaçörleri ise 0‚2lerde kalmış.
Yani 4-5 maçta bir ace. Çok düşük.
Grbicin ise servislerini izleyenler bilir.
Pek smaç servis atmaz.
Jump Float denilen zıplayarak taktik servis diye çevirebileceğimiz servisler atar.
Yavaştır‚ ama hemen file önüne düştüğü için karşı tarafın savunma dizilişini darmadağın edebilir.
Ama yine de smaç servis kadar etkili değildir tabii.
Zaten Grbic tabloda en zayıf servise sahip.

Ace değerinin kaç olması gerektiği konusunda bir fikir vermesi için yine ABD milli takımının pasör çaprazını ele alalım: Clayton Stanley.
Günümüzün en iyi servisçilerinden biridir.
En iyi servis atan oyuncu seçildiği 2008 Olimpiyatlarında maç başına 1‚9 Ace ortalaması tutturmuştu.
Dolayısıyla Coskovichi servis açısından gayet başarılı bulabiliriz.

Serviste hata tabii az olması gereken bir değerdir‚ ancak servise asılan smaçörler‚ yani sert smaç servis atanlar doğal olarak hata oranını da yükseltirler.
Burada şöyle bir değerlendirme yapılabilir.
Toplam servis sayısından hatayı çıkarın. Gerçek servis gücünü bulursunuz.
Bu değer Coskovichte 13‚6.
Görüldüğü üzere tablodaki çoğu isimden hala yüksek!
Ancak Coskovichin bu hatalarını azaltması gerektiğini de vurgulamadan geçemeyeceğim.

5. Atak gücü:
Toplam atak sayısı bir smaçörün ne kadar iyi vurduğunun doğal olarak göstergesidir.
Sonuçta pasör paslarını dağıtırken gününde olan smaçörü tercih edecektir.
Coskovich maç başına 25‚8 ile yüksek bir rakam tutturmuş.
Hatta Gruszka ile birlikte Priddyyi bu noktada yakalamış.
Neredeyse bir pasör çaprazı kadar top almışlar pasörden.
Ancak hata sayısı (2) ve hata oranı (%8) oldukça yüksek.
Blokta kalma oranı da Suella ile birlikte en yüksek değer.
Ancak sayı yapma oranı %53‚4 ile fena değil.
Ancak burada Trommelden (%58‚3) oldukça geride kaldığını görelim .

Grbicin ise doğal olarak oldukça düşük: %46‚2

Priddynin düşük oranını burada değerlendirmeye almamak gerekiyor.
Sonuçta İtalya‚ Rusya gibi takımlarla oynarken her topu öldürmesini bekleyemezsiniz.
Priddy bizim lige gelse‚ Türk takımlarının zayıf defansına karşı herhalde %80le oynar!

Burada önemli bir nokta vurgulamak istiyorum.
Coskovich belki smaçörler arasında en iyilerden biri ama Grbicin zayıflığı bizi bu mevkide çok zorladı.
Bunu anlamak için İBBnin‚ Arkasın ve bizim smaçör ikililerimizin ortalamalarını karşılaştıralım:



Görüldüğü üzere İBB bizim gerimizde kalıyor‚ ama Arkas smaçörler açısından hayli önümüzde
Halbuki Coskovich hem Suelladan hem de Gruszkadan daha iyi değerlere sahip.
Grbicin takıma katkılarının yanı sıra‚ kaybını da gösteriyor bu.

6. Savunma gücü:
Smaçör komple oyuncu olmak zorunda.
Orta oyuncular ve pasör çaprazları manşet almazlar.
Servis karşılama sorumluluğu liberoda ve smaçördedir.
O yüzden smaçörlerin manşetinin de güçlü olması gerekir.
Malum‚ iyi manşet alırsanız‚ pasörünüz de iyi oyun kurar‚ iyi hücum edebilirsiniz.
Dünyanın en iyi smaçörünü getirin‚ pasör ona iyi açamadıktan sonra hiçbir şey yapamaz.
Bu kriterlerle bakınca ise Coskovich sınıfta kalıyor maalesef.
Mükemmel karşılama yüzdesi çok düşük: %46‚5 Olumlu karşılaması da %65‚1.
Bu rakamlar o kadar düşük ki.
Tabloda bile görülüyor. Touzinski mesela Onun mükemmel karşılama yüzdesi‚ Coskovichin olumlu karşılamasından bile yüksek

Burada bilmeyen arkadaşlar için mükemmel ve olumlu karşılama ne demek onu kısaca anlatalım.

Mükemmel karşılama‚ pasörün hiç gayret sarf etmeden istediği smaçöre rahatlıkla güzel pas atabileceği manşettir.
Olumlu karşılamada ise pasör bulunması gereken yerden biraz uzaklaşmak zorunda kalır‚ iyi pas atabilmek için biraz zorluk çeker.
Bunun dünya standardı şöyledir:



Resimdeki kırmızı çizgi file‚ yeşil çizgi ise 3 metre çizgisidir.
Eğer karşılanan servis pasöre pembe bölgede ulaşıyorsa perfecttir (mükemmel). Mavi alan ise positivedir (olumlu).
Manşet alan topu‚ pasör ya da başka bir oyuncuya hiç ulaştıramazsa bu hata sayılır.
(Topun yüksekliği ve eğimi gibi kriterler de vardır‚ ama çok fazla karıştırmamak için buraya eklemiyorum.)
Dolayısıyla Coskovichin manşetinin ne kadar zayıf olduğu burada ortaya çıkıyor.
Üstelik Coskovichin ortalama hatası da çok yüksek: 2‚5.
Gruszka da benzer düşük değerlere sahip.

Grbic ise tam aksine çok düzgün bir manşete sahip. Ne kadar büyük bir oyuncu olduğu burada ortaya çıkıyor işte.
Maçı izleyenler bilir‚ servisi o karşıladı mı lokum gibi top gider Arslana
Dünyanın en iyi oyuncularından Priddynin değerlerine de dikkatinizi çekerim.
Neredeyse %80. Üstelik bunu çok sert smaç servisleri karşılayarak yapmış.
İşte hem hücumu hem de savunması kuvvetli gerçek smaçör!

Karşılanan servis sayısı da bence önemli bir gösterge.
Rakamlar gösteriyor ki‚ bizde Coskovichin üstüne çok servis atılıyor.
Savunmamızın zayıf noktası olarak görülüyor olsa gerek.

7. Blok:
İyi blok şüphesiz çok önemli.
Bunu herhalde en iyi bilenler voleybol maçlarını FB-TVde Aylin Abladan dinleyenlerdir!
(Buradan saygılarımı iletiyorum kendisine)
Bu noktada da çok geride kalıyoruz. Priddy Coskovichin iki katı blok yapmış.
Arkasın smaçörleri de iyi blok ortalaması tutturmuşlar.
Blok zaten bizim en zayıf yönümüzdü.
İşin ilginci Grbic‚ Coskovichten daha iyi blok yapmış‚ daha kısa ve daha yaşlı olmasına karşın
Çünkü blok aynı zamanda dikkat ve tecrübe de istiyor. Grbic burada farkını göstermiş.

8.
Şöyle bir toparlarsak‚ Grbic ile Coskovich aslında birbirlerinin eksik yönlerini iyi tamamlamış.
Ama bu kimseyi yanıltmasın. Onlar yan yana oynamıyorlar ki.
Biri file önündeyken‚ öbürü arkada savunmada oluyor.
Yani‚ Coskovic servis karşıladı diyelim‚ daha zayıf karşılıyor‚ Grbicin de atak gücü zaten daha zayıf.
Sonuç olarak Grbicin önde‚ Coskovichin arkada olduğu yerleşimlerde oldukça zayıf kalıyoruz
Smaçör ikilisi karşılaştırmasını yapmamın nedeni buydu.
Bu açılardan Arkas ve İBB aslında bizden daha avantajlılar. Çünkü iki smaçörleri de birbirine yakın kalitede.
Bizim sık sık uzun seriler vermemizin nedenlerinden biri bu bence.
Seneye kesinlikle Grbic kadar olmasa da en azından Trommel kadar iyi manşet alabilen‚ Coskovic kadar olmasa da en azından Gruszka kadar iyi atak yapabilen bir smaçör bulabilmemiz gerekiyor.
Ve bence Coskovic kesinlikle kalmalı.
Üçüncü bir iyi smaçöre de ihtiyacımız var.

Muratı değerlendirmelere katmadım. Pek gerek yoktu çünkü. Zaten 5 tane maç oynamış. Onlarda da çok az top almış.
Grbic ise yedek olarak tutulabilir seneye Ama bunu kabul eder mi bilmiyorum.

Şimdi sıra pasör çaprazında: Billings.

Önce genel olarak mevkiyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
Pasör çaprazı voleybol takımının santraforu gibidir.
Gerideyken servis karşılamaz‚ liberonun ya da smaçörün arkasına gizlenir ve pasörün atacağı bir pasa vurmak için sağ kenarda hemen pozisyon alır.
Öndeyken de yine en önemli atak opsiyonudur.
Her takımın istatistiklerine bakın‚ pasör çaprazı en çok atak yapan‚ yani pasörün en çok pas attığı oyuncudur.
O yüzden‚ pasör çaprazınız iyiyse‚ yani yüzdeli vuruyorsa başarılı olursunuz.
Yüzdeli vurmak ne demek biraz açacağım aşağıda.

Şimdi rakamlara bakalım.
Tabloda Billingsin dışında bir de Emreyi göreceksiniz. Emreyi aslında smaçörler tablosuna da koyabilirdim‚ ama Billingsi yedekleyen bir tek o olduğu için buraya aldım.
Grbicin yerine oyuna girdiği de oldu. Bir not olarak ekleyeyim.

Önce Emre:



Şimdi de Billings:



Ancak Billingsin performansının gerçekçi bir değerlendirmesini yapmak için başka oyuncularla karşılaştırmalı bir tablo hazırlayalım:



İgor Ömrcen‚ Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde bizi eleyen İtalyan takım Maceratanın pasör çaprazı. Macerata‚ sonra CLde dördüncü oldu.
Ömrcen de 2008-2009 sezonunda İtalyan Liginde sayı kralı oldu.
Sezon istatistiklerini tabloda bulabileceksiniz.

Diğer değerler Volkandan‚ eski oyuncumuz‚ İBBnin pasör çaprazı.
Finaldeki 4 maçın ortalama değerlerini göreceksiniz.
Gerçekçi bir karşılaştırma olsun diye de Billingsin final serisi performansını da ekledim.

İki ünlü pasör çaprazını daha ekledim.
Biri Alessandro Fei. 2006-2007 sezonunda İtalyada sayı kralı oldu.
O senenin rakamlarını tabloda görüyorsunuz.
Diğer isim ise ABD Milli Takımının pasör çaprazı Clayton Stanley.
Şampiyonu oldukları 2008 Olimpiyatlarındaki 8 maçlık performansını inceleyebilirsiniz. Stanley olimpiyatta en iyi servis atan ve en skorer oyuncu seçilmişti.

Şimdi Billingsi değerlendirebiliriz.

1. Sayı Ortalaması:
İlk bakışta‚ diğer isimlerden hiç de aşağı kalır yanı yokmuş gibi geliyor.
Çünkü insan önce sayı ortalamasına bakıyor: 19‚6.
Gerçekten de yüksek. Bir tek Ömrcene geçilmiş‚ o da çok küçük bir yüzdeyle.
Ama bir gerçeği daha hatırlayalım.
Daha önce de dediğimiz gibi‚ İtalyan Liginde ya da olimpiyatlarda bu ortalamaları tutturmakla Türkiyede tutturmak bir değil.
Ama benim amacım Billinsi Ömrcenla ya da Stanleyla karşılaştırmak değil.
Sonuçta Billings onların yanında ikinci sınıf kalıyor.
Amacım doğru bir değerlendirme için referans değerler bulmak.

2. Servis:
Tablomuza geri dönersek‚ Billingsin sayı ortalaması yüksek.
Ama servislerinin oldukça zayıf kaldığını görüyoruz.
Bir kere maç başına attığı servis sayısı 11lerde sürünüyor.
Ömrcende bu rakam 16‚6. Stanley ise 15‚5 ortalama tutturmuş.
Volkan da onlara yaklaşamıyor ama yine de Billingsten yüksek.

Billingsin servis hatası da çok yüksek: 3‚1.
Yani her maçta en az 3 servisi ya fileye takıyor ya da dışarı atıyor!
Çok yüksek bir rakam.
Şimdi tabloda diğer oyunculara bakanlar diyecek ki‚ iyi de Stanleyde de bu rakam 3‚5. Evet doğru.
Ama bir de şöyle bakın. Stanley maç başına 15‚5 servis atıyor. Bunun 3‚5unda hata yapıyor. Yani %23 hata oranı var servislerde.
Billings ise maç başına 11‚4 servis atıyor. Oran %28. Oldukça yüksek.
Hata oranı Ömrcende %12. Feide ise .
Anlayacağınız Billings çok hatalı servis kullanıyor.

Üstelik Billingsin ace ortalaması çok düşük. Maç başına 0‚4.
Volkanla birlikte çok düşük.
Ömrcende bu rakam 3‚8! Billingsin 10 katı Üstelik İtalya gibi bir ligde.
Stanley de 1‚9. Bu da Billingsin 5 katı.

Kısacası Billings serviste oldukça zayıf kalıyor.
Daha önce de dediğim gibi‚ maç başına attığı servis sayısının düşük olması da servislerini çok etkili olmadığının bir göstergesi.

3. Atak gücü:
Atakta ise başka bir vahim tabloyla karşılaşıyoruz.
Billingsin maç başına yaptığı atak ortalaması 32‚3. Finalde bu rakam 36‚8 olmuş.
Tablonun en yükseği.
Yani pasörlerimiz Billings üzerinden çok oynuyor.
Bunun basit bir nedeni var.
Smaçörleri incelerken gördük. Grbic atakta çok zayıf. Orta oyuncuları incelerken de göreceğiz‚ onlar da öyle.
Yani Coskovich arkadayken hücum yükü Billingsin üzerine biniyor.
Hele hele final serisinde bu rakam iyice şişmiş 37 olmuş
Seride bütün maçların yalnızca 3 set sürdüğünü de hesaba katarsanız vehameti daha iyi anlarsınız.
Pasörlerimiz neredeyse her hücumu Billings üzerinden kurmuş!
Diğer hiçbir pasör çaprazında bunu göremiyorsunuz. Fei 28‚ Stanley 30‚ Ömrcen 33.
Doğal olarak Billings de çok yorulup‚ daha fazla hata yapıyor. Bakın %13 hata‚ %13 de blokta kalma tutturmuş sezon boyu.
Bu rakamlar da çok yüksek. Toplayın‚ %26.
Yani Billingsin hücumlarının kafadan dörtte biri rakip takıma sayı olarak yazılıyor
Ömrcende bu toplam oran %14. Neredeyse yarısı.
Feide %17. Stanleyde %16.

Billings açısından olumlu bir rakam ise ataklarındaki başarı oranı: %54.
Ama final serisinde bu oran düşmüş: %50
Ama yine de diğer ünlü isimlere yakın bir oran.

4. Blok:
Billingsin blok sayıları da yüksek. Maç başına 1‚7.
Bir tek Stanleye geçilmiş.
Ama final serisine blokları da yarı yarıya düşmüş: 0‚8

5. Toparlamak gerekirse‚ Billings final serisinde sezon performansının altında kalmış.
Arkas serisindeki gibi oynasaydı İBB tutunamazdı.
(Billingsin maçlarının olduğu tabloya bir bakın Arkas serisinin 4. maçında 36 sayısı var!)
Tabii burada Arslanın eksikliğinin de önemli bir yeri var.

Billingsin final performansını Volkanla karşılaştırınca tablo daha net ortaya çıkıyor.
Volkan hem daha az hata yapmış‚ hem de daha yüzdeli oynamış
Bakmayın Billingsin sayı ortalamasının çok olduğuna.
Volkan maç başına 32 atak yapmış‚ Billings ise 37!
Bu fark iki takımın smaçörlerinden kaynaklanıyor.
İBBde Trommel ve Touzinskinin toplam katkısı Grbic ve Coskovichten daha iyi olduğu için Volkana daha az iş düşmüş
Ve Volkan daha iyi bir ortalama tutturmuş.

Gelecek sene Billings devam eder mi bilmiyorum.
Ama bence yeterli değil.
Bir kere istikrarsız.
Hata oranlarının yüksekliği bunun göstergesi.
O yüksek sayı ortalamasına kimi maçlarda çok çok iyi oynayıp (30ları geçerek!) kimi maçlarda rezalet oynayıp 10larda kalarak ulaşmış. Örneğin Şampiyonlar Ligi maçlarına bir bakın‚ 11-12 sayı yaptığı karşılaşmalar var!
Pasör çaprazı 10larda kalırsa‚ yenilirsiniz.
Fenerbahçenin sezon boyu o kadar sürpriz yenilgisinin‚ normal sezonu 5. bitirmemizin nedenlerinden biri de bu istikrarsızlık.
Billings Arkas serisindeki gibi form tutsa bambaşka olurdu.

6. Tabii insan bir de Gomezle karşılaştırmadan edemiyor.
Gomez keşke geri gelse.
Her topu öldürüyordu‚ ne kol kuvveti vardı adamda

Bu sene de kalmış olsaydı yine şampiyon olur‚ CLde de Dörtlü Finale kalırdık

Şimdi sıra orta oyuncularımızda...

Orta oyuncuların temel görevi blok yapmaktır.
File önünde ortada oldukları için rakibin atak yapacağı zaman‚ filenin en sağına da en soluna da en rahat onlar ulaşır.
Blok ortalaması en yüksek oyuncular da genellikle orta oyunculardır.

Servis karşılamazlar. Geri üçlüye geçtiklerinde liberoyla değişirler.

Bir atak opsiyonu olarak daha az kullanılırlar.
Ama çağdaş voleybolda artık 3 metre gerisinden de‚ ortadan da çok sayıda atak yapılıyor.
O kadarki bazen sahanın en skorer oyuncusu orta oyuncusu oluyor.
Tabii bu orta oyuncusu iyi takımlar için geçerli.
Bizim gibi takımlar için değil maalesef.
Bunu da aşağıdaki tablolarla açıklamaya çalışacağım:

Önce 3 orta oyuncumuzun istatistiklerini verelim:

Kaptanımız Hakan Fertelli:



Barış Hamaz:



Fatih Ulusoy:



Şimdi onların karşılaştırmalı tablosuna bakalım:



Tabloya bir fikir vermesi için İBBnin orta oyuncusu Ryan Milların 2008 olimpiyatlarındaki ve bizi 3-0 yendikleri lig maçındaki performansını da ekledim.
Milların final serisi isatistiklerini yanıltıcı olmasın diye koymadım. Çünkü Millar o maçlarda sakat sakat oynamış‚ hiç atağa kalkmamış‚ yalnızca bloğa yardımcı olmuştu.
İBB-FB maçındaki Millar istatistikleri bence bir orta oyuncunun ne kadar iyi katkı verdiğinin bir göstergesi olarak görülmeli.
Bir de Türkiyeden Ahmet Toçoğlunu‚ Arkasın orta oyuncusunu ekledim. Arkasla oynadığımız yarı final serisinin rakamlarını bulabilirsiniz.
Tabii Toçoğlunun bu rakamlarının aslında normal performasından düşük olduğunu da hatırlatayım.
Sonuçta Arkas o seriyi kaybemişti

Bence Milların istatistikleri‚ özellikle bizim maçtaki rakamları bir orta oyuncusunun neler yapması gerektiğini çok güzel açıklıyor.
O yüzden orta oyuncularımızı değerlendirirken Millarla karşılaştırmaları daha çok yapacağım.

1. Blok:
Orta oyuncu öncelikle karşı taraf ataktayken iyi konsantre olmalı‚ atağın nereden geleceğini sezip iyi yer tutmalı‚ zamanında sıçrayıp iyi blok yapmalı.
Millar bizim maçta 5 blok yapmış. Çok güzel.
Olimpiyat ortalamasının 3‚5 olduğunu da ekleyelim.
Yani bu görevini layıkıyla yerine getiren bir oyuncu zaten.
Ahmet Toçoğlunda da 3‚2 blok ortalaması görüyoruz.

Bizim oyuncularımız ise maalesef bu konuda bayağı zayıf.
Üçünün bloklarını toplayın (1‚9+1‚8+1‚2) anca Millara ulaşıyor!
Özellikle Barışın çok düşük ortalamasına dikkatinizi çekerim.
Ben Fatihin Hakana nazaran çok daha iyi olduğunu sanıyordum‚ ama rakamları oldukça yakın çıkmış.
Fatihin o boyuna ve daha genç olmasına karşın maç başına 2 blok ortalamasında kalması üzüntü verici.
Bence çok savruk bloklarda. Geç kalıyor‚ yer tutamıyor‚ iyi zıplayamıyor. 2‚08 boyu var ama ondan 10 santim kısa Hakan kadar blok tutabilmiş...
İşin daha da vahimi‚ Billingsin blok ortalaması 1‚7.
Yani pasör çaprazımız kadar blok yapabilmişler.
Halbuki pasör çaprazı rakibin bütün ataklarında bloğa çıkamaz.
Filedeyken sağda konumlanır‚ o yüzden soldan gelen ataklara yetişip bloğa çıkması zordur.
Rakibin pasör çaprazı ise bize göre filenin solunda kalır. Rakibimiz de doğal olarak daha çok pasör çaprazıyla atak yapacağına göre‚ bizim pasör çaprazımızın daha az blok yapması normaldir.
Örneğin ABD Milli Takımında Stanleynin blok ortalaması 1‚9‚ Milların 3‚5.
Ama bizim takımda işler öyle gitmemiş.
Orta oyuncularımız pasör çaprazımız kadar blok yapmışlar...

Bloğunuzun zayıf olması‚ savunmanızı zayıflatır.
Blok tehdidiniz az olunca‚ rakibiniz daha rahat oyun planlayabilir‚ daha yüzdeli vurabilir.
Orta oyuncularımız bu noktada oldukça geride kalmışlar.

2. Sayı Ortalaması:
Oyuncularımızın sayı ortalaması da çok düşük.
Fatih 5‚8. Hakan 5‚6. Barış 5‚0...
Milların bizi yendikleri maçta 14 sayı yaptığını görüyoruz. Yine üç oyuncumuzun toplamı kadar! Aradaki farkı görün.
Üstelik‚ olimpiyatta bile 12 ortalama tutturabilmiş. Daha ne olsun.
Ahmet Toçoğlunun rakamları tabii Millara göre düşük ama yine de bizimkilerin neredeyse iki katı: 8‚2...
Çok fazla bir şey diyemeyeceğim bu konuda.
Fatih diğer oyuncularımıza göre biraz daha ileride‚ o da bloktaki farktan kaynaklanıyor.

3. Servis:
Millar bizim maçta 12 servis atmış. Fatihin ortalaması 11‚5. En azından burada yakalamışız diyebilirsiniz.
Ancak görünen o ki Millar bizim maçta servisinde ortalama altında kalmış. Bakın‚ olimpiyattaki ortalaması bile 14‚4 servis.
Toçoğlu da zaten iyi bir servisçi‚ 16‚6 rakamını tutturmuş.
Anlayacağınız servis konusunda da geride kalmış bizim oyuncular.
Ama en azından arada uçurum yok

Oyuncularımız serviste az hata yapmış‚ bir tek Barışın ortalama hatası yüksek: 2.
Attığı ortalama servis de az‚ 10.
Yani her 5 servisinden birini karşı tarafa sayı olarak hediye etmiş.
Onun servislerini hep beğenirdim. Yanılmışım.

Ama bizim oyuncuların ace rakamları sıfıra yakın.
Bu da etkisiz servislerinin bir başka göstergesi.
Hakan zaten smaç servis atmıyor‚ taktik atıyor.
Yine toplamda Millara ve Toçoğluna ulaşamamışlar bu konuda...

4. Atak gücü:
Orta oyuncunun sayı alarak da katkıda bulunduğunu Millarda gördük.
Şimdi atak istatistiklerini bir karşılaştıralım.
Hata yüzdeleri oldukça düşük. Tablodaki bütün oyuncuların da...
Bu da gayet normal‚ orta oyuncuların atakları hızlı ataklardır‚ karşı taraf blok da pek yapamaz.
Amaç rakip savunması yerleşmeden‚ boşluklara topu göndermektir.
Bu nedenle hata oranı düşük‚ blokta kalma yüzdesi çok düşük‚ başarı oranı yüksektir.
Örneğin Millar olimpiyatta %62 başarı ortalaması tutturmuş.
Bizim maçta da %78e ulaşmış.
Ancak bizim oyuncular %50lerde kalmış.
Yine üzücü bir durum.

Oyuncularımızın hata ve blokta kalma oranları gayet düşük.
En azından bu‚ iyi bir durum.

Toplam atağa gelince.
Bizim oyuncular aynı rakamı tutturmuş. Bu durum‚ atak konusunda birbirlerinden pek farkları olmadığını‚ pasörümüzün hepsine eşit top dağıttığını gösteriyor.
Ama bu rakamları Millarla karşılaştırdığımızda uçurumu yine görüyoruz.
Millar olimpiyatta maç başına 13‚5 top almış!
Yani bizim iki oyuncumuzun toplamı kadar.
Bu ABD Milli Takımı pasörünün Millara güvenip atağa çıkardığını gösteriyor.
Tabii burada kusur bizim Arslanda değil.
Orta oyuncu olarak Millar gibi biri olsa‚ Arslan daha seçenekli oynayabilirdi.

Bu orta oyuncunun atak yapması konusunda biraz durmak istiyorum.
Voleybolda blok önemli. İyi hücum yapmak istiyorsanız bloğu geçmek zorundasınız.
Bunun tek yolu yükseğe zıplamak değil.
Sonuçta bloğun üstünden geçmek için en az 10-15 santim daha yukarıda olmanız gerekiyor.
Bu da takdir edersiniz ki o kadar kolay değil.
O yüzden hücum kurarken rakibi şaşırtmaya çalışırsınız.
Farklı hücum setlerini uygulayarak rakibin sizin ne yapacağınızı tahmin etmesini engellemeye çalışırsınız.

Bu noktada 5 farklı temel hücum seçeneği vardır:
- File önünde solda smaçörün vurması.
- Ortada orta oyuncusunun vurması
- Pasörün manşetten gelen topa sürpriz bir şekilde smaç vurması
- Sağda pasör çaprazının vurması
- Arkadaki smaçörün 3 metre gerisinden vurması

Bu 5 farklı seçeneği oyun içine ne kadar iyi yayarsanız rakip de nerede blok tutacağını şaşırır.
Tabii bunu yapabilmek için 5 seçeneği de çok iyi uygulamanız gerekiyor.
Smaçörleri incelerken anlatmaya çalıştım‚ Grbic önde olduğunda bir seçeneğimiz gidiyor.
Coskovich önde olduğunda ise Grbic 3 metre gerisinden pek vuramadığı için‚ o seçenek de gidiyor.
Şimdi gördük orta oyuncularımız da iyi vurmuyor. O yüzden az top alıyorlar.
Dolayısıyla bizim takım hücuma çıktığı zaman çoğu topa Billingsin vuracağını ilkokul çocukları bile anlıyor.
Maçlarımız dikkatli izleyenler bilir. Billings çoğu zaman ikili blokla karşı karşıya kalıyor. Bazen üçlü bloğa bile maruz kaldığı oldu.
Halbuki pasör çaprazına blok tutmak kolay değildir.
Filenin çok sağından vurduğu için orta oyuncu bile zor yetişir.
Üstelik pasörün hemen yanından vurduğu için de pasör çaprazıyla oynanan hücumlar hızlı kurulur. Bloğun yetişmesi bu açıdan da zordur.
İBB maçlarını izleyenler görmüştür. Onların pasör çaprazı Volkan‚ genelde tek kişilik blokla karşılaşıyordu.

İşte orta oyuncunun hücumdaki rolü burada ortaya çıkıyor.
Bizim ortalar nasıl olsa vurmayacak diye rakip de blok düzeninin ona göre kuruyor.
Caydırıcı değiller.
Halbuki bakın Millara‚ maç başına 13-14 top alıyor. Üstelik yüksek yüzdeyle vuruyor.
Gel de onu düşünmeden blok düzeni kurma!
O zaman Milların karşısındaki orta oyuncu ne yapsın?
Milları mı düşünsün‚ pasör çaprazına yetişmeye mi çalışsın‚ smaçörü mü kovalasın?

5. Biraz Aylin Ablaya döndük galiba.
Ama maçları sunarken yaptığı eleştiriler yüzde 99 doğru.
Kızıyor pasörümüze ortadan niye oynamıyor diye‚ ama orta oyuncularımızın iyi vuramadığı da ortada.
İyi blok da tutmuyorlar.
Bu sezon açıkçası ortada çok sıkıntı yaşadık.
Milların bizde olduğunu bir düşünün...

6. Oyuncular arasında bir değerlendirme yapmak gerekirse‚ ne olursa olsun Hakanı çok tutuyorum.
Efendiliğinden mi‚ yıllardır oynadığı için alıştım mı bilmiyorum‚ ama bütün düşük rakamlarına karşın insan kızamıyor ona.
Ama Barış ile Fatihe kızmamak elde değil.
Barış servislerde çok hata yapıyor‚ boyu yetersiz kalıyor‚ blok ve ataklarda zayıf.
Fatih ise Barıştan neredeyse 20 santim uzun ama bunu kullanamıyor. 3 oyuncunun hemen hemen aynı sayıda maça çıkması da antrenörün de hangisini kullanacağına karar veremediğinin göstergesi.
Bence Hakan kalmalı...
Fatih genç oyuncu deniyor ama 1980 doğumlu‚ bunun neresi genç anlamıyorum.
Barış ve Fatihten en az biri gitmeli...
Millar gibisini alması zor belki ama Toçoğlu düzeyinde bir orta oyuncu bile‚ rakamlar ortada‚ bize çok katkı yapar.

Ve pasörlerimiz

İstatistikleri sunmadan önce bir hatırlatma yapacağım.
Bu istatistikler aslında oyuncuların manşet alma‚ blok yapma‚ servis atma ve atak gücünü gösterir.
Dolayısıyla pasörlerin performansını bu rakamlardan çıkaramazsınız.
Ama Burak ile Arslan arasında hücum gücü açısından çok büyük bir fark olduğu için‚ sırf o farkı yansıtmak için istatistikleri sunuyorum.

Önce Arslan Ekşi:



Ve Burak Yavuz



Bir de karşılaştırmalı tablomuzu sunalım.
Bu tabloda Burakla Arslanın final serisi performanslarını ayrıca göreceksiniz.
Sonuçta bir tek Arslanın oynadığı ilk maçı 3-0 aldık.
Bir tek Burakın oynadığı son iki maçı ise 3-0 kaybettik.
İkinci maçta ise Arslanın sakatlandığı ilk setin sonlarında başa baştık.
Arslan sakatlanınca‚ hem moral bozukluğunun hem de Arslanın yokluğunun etkisiyle o maçı da 3-0 verdik.
Bunların yanı sıra‚ İBB pasörü Ulaşın final serisi performansını‚ Arkas pasörü Hüseyinin de yarı final performansını göreceksiniz.
Arslanla Ulaşı kıyaslamak isteyenler lütfen Arslanın final maçı performansını baz alsın.
Arslanla Hüseyini karşılaştırmak için ise Arslanın yarı final serisi istatistiklerini de tabloya ekledim.




Şimdi kısa bir değerlendirme yapayım.
1. Öncelikle pasörün temel rolü atakları organize etmektir.
Bunu yapmak için kötü gelen manşetleri bile olumlu kullanacak yetenekte olması‚ smaçörleri‚ pasör çaprazını ve orta oyuncuyu vaktinde‚ hiçbirini küstürmeden‚ rakibin de blok düzeni almasını engelleyerek beslemesi gerekir.
Tabii bu kriterlerin hiçbirisini tabloda bulamayacaksınız.
Bunların istatistiği zor tutulur çünkü.
Tutan takım var mı bilmiyorum‚ ama en azından bende o değerler yok.

Ancak kendi gözlemimi söyleyeyim‚ Arslan çok üst düzey bir pasör.
Üstelik genç‚ 1985li
En az 10 yıl daha oynar anlayacağınız. Ve pasörler de şarap gibi. Yıllandıkça iyileşiyorlar.
Ben Arslanın çok çok daha iyi olacağına eminim.

Arslan bazen çok eleştirildi hep Billingse oynuyor diye.
Ama ben bu konuda Arslanı değil de smaçör ve orta oyuncularımızı eleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuya yukarılarda çok girdiğim için uzatmayacağım.
Ama Arslanın ne olursa olsun ortadan daha fazla oynamayı öğrenmesi lazım.
Rakamlar ortada. Bu da benim tek eleştirim

2. Ancak Arslanın bu takım için iyi pasörlük dışında da kattığı çok şey var.
İzleyenler bilir‚ o hırsı‚ takım ateşlemesi...
Varlığı çok büyük katkı. Yokluğu da kendini hissettiriyor.
Final serisi bunun bir göstergesi oldu.
Voleybol takımları bence bir pasörün ne kadar önemli olduğunu‚ neler yapması gerektiğini anlatmak için bu seriyi izletmeli
Ben bu açıdan takımımızı şampiyon görüyorum.
Arslan sakatlanmasa İBBye set bile vermezdik seride.

3. Tabii Burakın hakkını yemeyelim.
Kötü pasörlük yapmadı aslında. Ancak hücum gücü açısından Arslanın çok çok gerisinde.
Şimdi tüm rakamları ayrıntılı inceleyip uzatmayayım‚ her şey gayet ortada.
Arslanın blok gücü‚ atk gücü‚ servis başarısı‚ sayı ortalaması falan hep Burakın 3-4 kat üstünde...
Bence kendi mevkii içinde en üst düzey oyuncumuz Arslandır.
Burakın şanssızlığı Arslanın yedeği olması. Doğal olarak oynayınca da Arslanla karşılaştırıyoruz.

Arslan bir pasör için uzun boylu (1.99).
Bu hem servislerine hem de bloklarına iyi yansıyor.
Bazen Coskovichten bile iyi servis atıyor‚ şaşırıyorum.
Grbic ve Billingsin servisleri ise onun yanında yavaş kalıyor

4. Arslan çubukluya duyduğu sevdayla da bence bu takımın geleceği
Billings gibisini bulursunuz mesela‚ ama Arslan gibisi gelmez bu takıma.
Bence yıllarca kalmalı bu takımda. Daha çok şampiyonluklar görürüz beraber.

Sene ortasında kadro dışı bırakılınca çok korkmuştum
Artık ne yaşandıysa affedildi ve geri döndü.
Hepimiz sevindik.
İlk sözleşmenin onunla imzalanması da bence kulübün bu gerçeklerin farkında olduğunu gösteriyor.

Çıldırt bizi Ekşi

Ve liberolarımız

Liberonun temel değil tek bir görevi var: Servis karşılamak.
Orta oyuncu arkaya geldiğinde‚ yerine girer libero. Smaç ve servis atamaz‚ blok yapamaz. Voleybol oyununa yeni eklendi bu mevki ve bence de iyi yapıldı. Takımların savunma gücü arttı.

Liberoların performans değerlendirmesi için elimizde yalnızca servis karşılama yüzdeleri var.
Aslında liberolar blok arkasında dublaj da yapar. Ama bu savunma değerleri elimde yok maalesef.
Takımlarımız bu istatistikleri ne kadar tutuyor onu da bilmiyorum.

O yüzden liberolarımıza çok ayrıntılı inceleyemeyeceğim. Yalnızca gözlemleri yansıtacağım.

Önce rakamları bir görelim.

Ramazan Serkan Kılıç:



Ve Ali Peçen:



Bir de karşılaştırmalı tablomuzu sunalım.
Arkas liberosu Nuri (bizim eski liberomuz) ile İBB liberosu Barışın değerlerini göreceksiniz.

Bir de 2008 Olimpiyatlarının en iyi liberosu seçilen İtalyan Mirko Corsano ile ABD Milli Takımının liberosu Richard Lambourneu ekledim.
Ancak olimpiyat istatistiklerinde olumlu servis karşılama değerleri yok.
Bu iki oyuncunun yalnızca mükemmel karşılama yüzdeleri var.



Şimdi kısa bir değerlendirme yapayım.
1. Serkan %50yi geçen mükemmel karşılama ile iyi bir performans göstermiş.
Ama Barışla hele hele olimpiyat dereceleriyle karşılaştırınca‚ daha çok yol kat etmesi gerektiği gözüküyor.
Anlaşılan Serkan‚ Nuriden daha iyi oynamış. Yüzdeleri daha iyi Buna şaşırdım.
Üstelik Serkan henüz genç. 84lü. Tecrübe kazandıkça çok daha iyi olacaktır.

2. Sezonda toplam 36 maçta forma giyen Serkanın performansını 12 maçlık üç dilimde incelersek şöyle bir tablo görüyoruz:



Üstelik sene sonunda play off maçları oynandı. Yani daha yüksek kaliteli rakiplere karşı yüzdelerini artırmış Serkan. Aferin.
Ben çok dikkatli izlemedim gelişmesini. O yüzden doğru bir yorum mu bilmiyorum.
Ama istatistikler en azından servis karşılamada kendini geliştirdiğini gösteriyor.
Burada Serkanda ısrar eden Demeteri de tebrik etmek lazım.


Takım liderleri
Bir de bütün istatistikleri kendi içinde tablolar haline getirip takım liderlerimizi ve takım ortalamamıza bakalım.

Önce maç maç takımımızın ortalamaları:



Şimdi de her alanda takım liderleri ve takım ortalamalarımız.
Tabloların yanında grafikte hangi oyuncumuzun nasıl katkıda bulunduğunu görebileceksiniz.

Toplam Sayı:





Toplam Kullanılan Servis:





Servis Hatası:





Servis Sayısı (Ace):





Servis Karşılama:





Toplam Atak Sayısı:





Atakta Hata:





Blokta kalma:





Sayıyla sonuçlanan atak:





Blok:



Genel Değerlendirme
Önce söylediklerimi tekrarlamadan genel bir değerlendirme yapayım.
Orta oyuncularımız açısından sıkıntı yaşadık.
Pasör çaprazımız ligin en iyilerinden biri ama geçen seneki Gomezin yanında sönük kaldı. Hatalı da oynuyor.
Smaçör mevkimizde de manşet ve atak gücü açısından sorunlar yaşadık.
Genç ve tecrübesiz bir liberoyla sezonu götürdük.
Şöyle bir baktığımızda‚ pasörümüz Arslan dışında mevkisinin en iyilerinden kurulu bir takımımız yok.
Aslında Halk Bankası da‚ Arkas da istatistikler açısından bakılırsa bizden daha iyiler.
Ama neredeyse şampiyon oluyorduk. Arslanın şanssız sakatlığı nedeniyle kaybettik.

Nedir bu fark peki?

1. Öncelikle iyi bir takımdık.
Grbicin büyüklüğü‚ Hakanın efendiliği‚ Arslanın hırsı ve Demeterin birleştiriciliği bizi iyi bir takım yaptı.
Oyuncuların çoğu geçen seneden beri birlikte oynuyor.
Aynen bayan takımımızda olduğu gibi takım olabilmek adına en iyi bizdik.

2. Demeter farkı.. .
Mevkilerdeki bütün olumsuzluklara karşın‚ CLde çeyrek final ve kılpayı kaybedilen şampiyonluk çok iyi bir başarı.
İki sezon öncesi ruhsuz takımla son iki sezon arasındaki farkı herhalde herkes görüyordur.

3. Taraftar.
Bu taraftar kimsede yok.

4. Çubuklu.
Çubuklunun sihiri 2 sezondur müessese takımlarına dar etti salonları.
Adı üstünde amatör branşlar bunlar.
Amatörlük de bizim gibi spor kulüplerinde olur.
Reklam amaçlı kurulmuş‚ para bastırıp doldur boşalt yapılan müessese kulüplerinde değil
Fenerbahçemizin en büyük şansı da bu...


Gelecek sene için...
Çok oyuncu ismi öneremeyeceğim.
Çok iyi bilmiyorum.
Duayenlerimiz bu konuda zaten bizi bilgilendiriyor.
Ama sıkıntılarımız ortada.
Coskovichin yanına manşeti kuvvetli 2 smaçör. Millar gibi bir orta oyuncu‚ Billings gidecekse Gomez gibi kuvvetli bir pasör çaprazı

Çok şey mi istedim?

Ne yapalım‚ Fenerbahçe olmak kolay değil...

- - S O N - -

Hiç yorum yok: